GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:27
Tarih:12.12.2014

CHP GRUBU ADINA AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hazine Müsteşarlığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu bütçeleri üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Ancak on dakikalık kısa bir süre içerisinde bu üç büyük kuruluşun bütçeleri üzerinde neler söyleyeceğimi ben de açıkça merak ediyorum.

AKP iktidarının süslü söylemlerinin aksine ekonominin gerçekleri bir bir ortaya çıkmaktadır. Büyümenin durduğu, enflasyonun çift haneye dayandığı, işsizliğin arttığı, ulusal konjonktüre bir de son dönemdeki siyasal ve de jeopolitik riskler ile dış piyasalardaki gelişmeler eklenince tablo iyice kararmaktadır.

Peki, Türkiye ekonomisi bu hâle nasıl geldi? Tabii ki AKP iktidarının öngörüsüz, yanlış ve sürdürülebilir olmayan ekonomi politikası ile AKP Hükûmetinin sözde ihracata, özde iç talebe dayalı büyüme anlayışı günü kurtarmış, başarı gibi sunulmuş, konut ve hizmetler sektörü gibi dış ticarete konu olmayan alanlarda yoğunlaşılırken ülke içi tasarruflar dip yapmıştır. Finansman ise parasal genişleme sonucu ortaya çıkan dövizlerden yapılmış, cari açık böyle kapatılmıştır. Büyük bölümü "sıcak para" denilen portföy yatırımlarıyla karşılanan cari açık kontrolden çıkınca iktidar büyümeden feragat etmiştir. Küresel ekonomi yeni bir döneme girmiş. Dünyada bol ve ucuz likidite dönemi sona ermiş, işte Türkiye bu konjonktüre kötü yakalanmış, dış tasarrufa bağımlı bir ülke hâline gelmiştir.

Yeni ekonomik dönemde gelişmekte olan ülkelerin işi hayli zor olacak. Maalesef, bu ülkeler içerisinde dış kaynağa en çok muhtaç olan Türkiye en kırılgan ülkeler listesinde yer almaktadır. Önümüzdeki on yıl içerisinde geçmiş on yıldan çok daha zor on yılı geride bırakacağız. Büyümenin daha düşük olacağı başta Sayın Babacan olmak üzere, bizzat AKP kurmayları tarafından da dile getirilmektedir. Açıktır ki AKP iktidarı yetersiz bir ekonomik performans göstermiş, özellikle 2007 sonrası Türkiye gibi ülkelerin lehine gelişen likiditesi bol uluslararası konjonktürü yeterince değerlendirememiştir. Zaten bunun içindir ki Türkiye orta gelir tuzağında yedi yıldır yerinde saymakta ve kişi başına millî gelir 10 bin dolar civarını bir türlü aşamamaktadır. Üstelik şimdi aynı AKP yöneticileri çıkıyor ve bu durumun aşılması için yapısal reformların ertelenmeyeceğini, ekonominin sanayi üretimine kaymasını, lüks inşaat furyasına son vermek gerektiğini söylüyor. Allah aşkına, yıllardır ne diyoruz biz? Ne zaman ki deniz bitti, dediğimize geldiniz. Ama siz gelene kadar olan bu ülkeye oldu, fırsat ve vakitleri kaybettik. İşte Türkiye'nin tarihsel büyüme ortalaması yüzde 5. Hatta, koalisyon dönemleri olması nedeniyle siyasal istikrarsızlıkların yaşandığı 1990'lı yıllarda büyüme ortalaması yüzde 4 iken sözde parlak başarı gösteren AKP döneminde ortalama büyüme oranı yüzde 4,7. AKP'nin büyüme başarısı nerede? Buyurun bu verilere bakalım ve artık masallardan ve bu gerçeklerden bir bir kendimizi ayıklayalım.

Ekonomide büyüme cılızlaşmış, çarklar yavaşlamış, işsizlik kaçınılmaz olarak yükselmektedir. İşte, son açıklanan verilere göre işsizlik yüzde 10'u aştı. On iki yıllık AKP hükûmetlerinin işsizlik ortalaması yüzde 10,7. O beğenmediğiniz koalisyon döneminde yani 90'lı yıllarda ise yüzde 8,2. Peki, ya son dönemde başta Sayın Başbakanın...

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Dünyada nasıldı?

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Ahmet Bey, bu soruların cevabını bana siz değil Sayın Babacan verir çünkü siz bu işten anlamazsınız. Bari anlamıyorsunuz, dinleyin öğrenin.

AHMET AYDIN (Adıyaman) -Dünyayı da söyleyin de bilelim bari.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Ben dünyayı da söylerim Türkiye'yi de söylerim ama sizin bunu anlayacak kabiliyetiniz olduğunu ben biliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Hocam, yakıştıramadım. Çok ayıp, yakıştıramadım.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Bana bunun cevabını Ekonomi Bakanı, bana bunun cevabını Hükûmet verecek.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ben size dünyayı sordum. Dünyada neydi ne oldu?

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Bomboş bir sayfadan bahsediyorsunuz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Amerika'da yüzde kaçtı, Yunanistan'da yüzde kaçtı?

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - AKP'nin ekonomi politikası bomboş bir sayfa, o sayfanın içini doldurun lütfen.

AKP hükûmetlerinin yapısal sorunları çözmek yerine günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli politikalar izlediğini yıllardır söylüyoruz.

Şimdi soruyorum: Düşük tasarruf, sürdürülebilir yüksek büyüme, ithal bağımlılığı, düşük katma değer üretimi, teknoloji yetersizliği, kayıt dışı ekonomi, çarpık vergi yapısı, verimsiz kamu harcamaları gibi hangi temel sorun bugün ortadan kaldırılmıştır? Söyleyin Allah aşkına! Aynı yapısal sorunlar devam ediyor. On iki yıllık tek parti iktidarı olarak hangi yapısal reforma imza attınız? Ekonomi aynı tas aynı hamam. On iki yıllık iktidarınızda yapısal reformlar hiç aklınıza gelmedi de bugün mü geldi? Günaydın demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum. Peki tüm bunlar ortadayken...

AHMET YENİ (Samsun) - Hiçbir banka batmadı, hiçbir banka.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - "Hiçbir banka batmadı." diyorsunuz da sizin Başbakanınız, sizin Cumhurbaşkanınız bir bankanın batmakta olduğunu söylüyor ve BDDK Başkanlığı da orada bunu seyrediyor.

AHMET YENİ (Samsun) - 22 bankayı batırdı koalisyon.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı da "Böyle bir şey yok." diyor. Hangisine inanacağız, Başbakana mı inanacağız, Başbakan Yardımcısına mı inanacağız? Önce onu söyleyin.

AHMET YENİ (Samsun) - O sizin koalisyonlar 22 bankayı batırdı, 22 bankayı.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Sen otur orada. Sen bu işten anlamazsın. Sen o işten anlamazsın.

AHMET YENİ (Samsun) - Anlarım çok iyi.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Sen o işten anlamazsın. Sen anladığın işte konuş.

AHMET YENİ (Samsun) - Kırk senem geçti o işte.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Sen o işten anlamazsın. Sen anladığın işte konuş. O işten biz anlarız, sen anlamazsın o işten.

AHMET YENİ (Samsun) - Siz anlasanız muhalefette olmazdınız.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Hocam, on iki yıldır aynı sözleri söylüyor, kale almayın devam edin.

BAŞKAN - Herkes birbirine eşit şekilde sataştığı için müdahalede bulunmuyorum!

AYDIN AĞAN AYAYDIN (Devamla) - Kamu borcunda ve bütçe dengesinde bir iyileşme ne yazık ki AKP iktidarı döneminde sağlanamadı. Ama madalyonun ikinci yüzü, yani dış borç alanında geçmişte devlet borçluyken bugün özel sektörün borcu artıyor. Hükûmet diyor ki: "Kamunun borcu düştü ama özel sektörün borcu arttı." Peki, özel sektörün borcu bu ülkenin borcu değil midir? Bu özel sektör başka bir ülkede mi yaşıyor? Onların borcu kime aittir? Bu ülkenin borçlarına aittir.

Son dönemde başarı gibi gösterilen bir diğer hususa değinmek istiyorum: Cari açıkta düşüş. Evet, Hükûmet cari açığı tedricen düşürdü. Cari açıktaki bu iyileşmede kuşkusuz yavaşlayan ekonomide ithalatın azalmasının payı var, artan döviz kuruyla ithalatın pahalılaşmasını da unutmayalım.

Peki, cari açığın bu düzeye gelmesi için ne bedel ödendi, neden vazgeçildi, söyleyeyim. Büyümeden vazgeçildi, istihdamdan vazgeçildi, üretimden vazgeçildi. Bakınız, 2003-2011 döneminde yüzde 5,3 büyümeye yüzde 5,2 cari açık verirken, cari açığın tavan yaparak millî gelirin yüzde 10'una ulaştığı 2011 sonrası son üç yılda ise ortalama yüzde 6,5; cari açığı indirebilmek için yüzde 3,1'lik ortalama büyümeye razı olmaktadır. Yani cari açıktaki düşüşten çok daha fazla büyüme kaybı yaşanmıştır. İşte sizin marifetiniz budur.

AKP bu yanlış ekonomi politikası çerçevesinde nihayet Merkez Bankasını da emrindeki sıradan bir kuruma dönüştürmüştür. İnandırıcılığını ana hedefi olan fiyat istikrarı konusunda enflasyon tahminleriyle bitiren banka, AKP iktidarına biat suretiyle bağımsızlığını da kaybetmiştir. Hükûmetten izin almadan faiz politikasında adım atamayan, enflasyon hedeflemesine geçildiğinden beri enflasyon hedefleri tutmayan bir Merkez Bankası başka nerede var? Geçtim önceki yıllardan, bakınız, bu yıl için enflasyon hedefi 5,3. Peki, yıl sonu bu hedefi tutturabilecek misiniz? Mümkün değil. Hükûmet hiçbir hedefinde ne yazık ki isabet yapamadı, isabet tutturamadı. Merkez Bankasıyla sınırlı değil, bütün hedefleri birbirini tutmuyor.

Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum, bütçemizin hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)