GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:27
Tarih:12.12.2014

CHP GRUBU ADINA HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - Değerli üyeler, TİKA bize göre gerekli ve güçlü olması gereken bir kurumdur. Tabii, bu kurumun işleyişi ve şimdiki hedefleri ona olan ihtiyaca uygun olursa; felsefesi, ilerlemeci, gerçekçi bir çizgi üzerinde büyük ve aydınlık bir ülke ve insanlık geleceğine hizmet ederse, henüz kanun ile kurulmamış bu devlet kurumunun yöneticileri şaşırıp kendilerini Hükûmetin propaganda argümanı olarak görmüyorlarsa o zaman "Bu hâlâ gerekliliğine uygun olarak devam eden bir kurumdur." diyebiliriz.

Sayın üyeler, Türkiye'nin dış itibarı hızla yıpranırken ekonomisi dünya kurumlarınca, yaklaşan ekonomik konjonktürde dünyanın en kırılgan ekonomisi diye nitelendirilmektedir. Bu Hükûmetin, sıcak parayla çevirdiği ekonominin, açarsak, fabrikalar, teknolojik yatırımlar yerine sıcak paraya bağlı diğer alanlara yatırım yapmış bu Hükûmetin önümüzdeki dönemlerde işi kolay değildir, zordur. Ne havuzdaki paralar ne geç çıkan AR-GE kanunları yaşanacak sıkıntılara kısa vadede deva olamayacaktır. Hedeflerin tekrar tekrar revize edileceği, dövizin dengede tutulmasının gittikçe zorlaşacağı bir döneme girmek üzereyiz. İçeride bu sıkıntıları gizlemek üzere türlü politikalar, Osmanlıcılık hayalleri, küçük çocuklara her yüzyılda değişen Osmanlıcayı öğretme girişimleri, eğitimi laik yapıdan uzaklaştırarak üzerinde sansasyon yaratacak, toplumsal gerilimi artıracak açıklamalar yapılmaktadır.

Kamuoyu bunlarla meşgul edilmektedir. Akla "Olası bir ekonomik çöküş durumunda bir iç cephe mi hazırlanıyor?" sorusu gelmiyor diyemem. Bu soru üzerinde düşünelim.

En son, Türkiye'yi ziyarete gelen Papa'ya, TİKA'nın Başkanı tarafından "Batı Roma'nın patronu Doğu Roma'nın patronu tarafından ağırlanıyor." yorumu yapılmıştır. Bilgi desek değil, vizyon desek yanına psikolojik bir analiz eklemek gerekir. Gençlere kalsa buna "Roma geyiği." derler. Biz öyle demeyelim.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Ne diyelim?

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Biz, bu duruma, gittikçe çaresizleşen Başbakan ve Cumhurbaşkanının görüntüyü değiştirme çabaları olarak bakıyoruz. Bunlar, bir anlamda, gündem değişsin, yaşanan sıkıntılar, artan işsizlik, yolsuzluklar görülmesin, yaklaşan kaos hissedilmesin arayışlarıdır.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - O da CHP geyiği oldu.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Sayın milletvekilleri, Afrika'ya gidelim, Türkiye'nin elini ve gücünü mazlum ülkelerin halklarına doğru uzatalım. Bunlar iyidir ama öncelikli olarak bölgemizde ilgilenmemiz gereken asıl alanlarda neler oluyor, bunları bilip önlem almamız gerekiyor, bu alanlarda var olmamız gerekiyor. Yoksa, ikincil ilgi alanlarını ilk plana taşırsanız, bu sizin siyasi AKP propagandanız olur ancak, eğer değilse stratejik körlük anlamına gelir. Sonuçta, ulusal menfaatlere yararı olmaz, kalıcı olmaz, etkileri geçici ve uçucudur.

TİKA ne için kurulmuştur arkadaşlar? Öncelikle, bağımsızlığına kavuşmuş tüm ülkeler, dünya Türkleri ve ülkenin akraba halklarla ilişkilerini geliştirmek için kurulmuştur. Bu alanlarda acaba ilişkilerimiz gelişti mi? Hayır, gelişmedi, daha da geriledi iktidarınızda. Niçin geriliyor? Bu ülkelerle ilgili meselelere önem verilip gerçekçi stratejik analizler yapılmadığı için. Kısaca, ilişkiler, Hükûmetin meselelere çarpık bakışı nedeniyle gerilemiştir ve gerilemektedir.

Ne yapıldı? Türk ülkelerinin yönetimleri için benimsenmeyen organizasyon ve faaliyetler tarafınızdan desteklendi. Bu ülkelerle geleceğe yönelik sağlam ilişkiler kurmak yerine, bu ülkelerin siyasi yapılarına ve sosyal ilişkilerine yön vermek içinde bulunuldu, bu faaliyetlere destek verildi. Tabii ki şimdi, bu ülkelerde, Orta Asya ülkelerinde Türkiye Hükûmetinin faaliyetlerine soğuk bakılmaktadır. Türkiye, bugün, ne yazık ki politikanız yüzünden Orta Asya ülkelerinde etkisiz ve varlığı sorgulanır bir ülkeye dönüşmüştür.

Şimdi, bölgede ne oluyor bir bakalım. Çin, Sincan'da Uygurlar aleyhine asimilasyon ve bölgeyi Çinli nüfusla nüfuslandırma politikalarını uygularken, Orta Asya ülkelerine Çin bilgeliği politikasıyla, "karşılıklı yarar" adı altında elini uzatmaktadır, Orta Asya'ya. Bir dönem sonra inşası devam eden Orta Asya'yı Çin'e ve Avrupa'ya bağlayacak otoyollar ve tren yolları bitecektir. Çin'in bu ülkelerle ilişkileri daha da yoğunlaşacaktır. Çin'in hedefinde, Orta Asya ülkelerinin ekonomilerinin Çin'e bağlanması, Rusya aleyhine silahlandırmak, bölge aleyhine silahlandırmak da vardır, buna da noktayı vurmak gerekir. Şimdiden 30'un üzerinde sınır kapısı açılmış, bu sınır boylarında serbest bölgeler aktifleştirilmiştir. Elbette Orta Asya, Çin için karada en önemli potansiyele sahip bir coğrafyadır, tüm Asya'nın kalbidir. Çin için enerji ve siyasal güç hedefleri, Hazar'a ulaşan yol, İran'la karadan buluşma, Orta Doğu petrolleri, hep Orta Asya'nın Çin'in hinterlandı hâline gelmesiyle gerçekleşebilecektir. Rusya direniyor, "Bu benim hinterlandım. 2015 için Orta Asya ülkeleriyle Avrasya ekonomik iş birliği kuracağım." diyor, bu konuda Çin'le ağır örtülü bir rekabet içindedir. Şanghay İşbirliği Örgütü içi pek o kadar uyumlu olmayan bir örgüttür, Çin tarafından Ukrayna meselesinde Rusya'ya destek verilmemiştir. Ama, bütün bu olayların bizler neresindeyiz?

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Tam merkezinde.

HALUK AHMET GÜMÜŞ (Devamla) - Hiçbir yerindeyiz arkadaşlar. AKP Hükûmetinin politikaları nedeniyle hiçbir yerinde yoksunuz; Orta Asya'da yoksunuz, TİKA'yla da propaganda yapıyorsunuz.

Çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)