GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:29
Tarih:14.12.2014

CHP GRUBU ADINA NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim.

Ben de sözüme başlamadan önce, Elitaş ailesine başsağlığı diliyorum.

Mevlüt Aslanoğlu'nu sevgi, saygı ve hasretle anıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı bütçesi üzerine söz aldım. Öncelikle, yüce heyetinizi, bizi televizyon başında izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Yürütülen faşizan baskıyı, özellikle -hangi düşünceden, hangi görüşten olursa olsun- basına karşı yapılan bu diktatöryal baskıyı kınıyorum. 17-25 Aralık olaylarını, yolsuzluk çetesiyle mücadeleyi gündemden düşürme gayretlerinden bir tanesi olduğunu burada belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, biliyorsunuz, bütçe görüştüğümüz bu hafta önemli günlerin olduğu bir hafta. Özellikle, bütçe hakkındaki görüşlerime başlamadan önce, bu haftanın Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası olduğunu hatırlatmak isterim. Özellikle ithal mallarının ülkemizi sardığı bir zamanda yerli malı kullanımı konusundaki çabalar artırılmaktadır. Yabancı isim altında piyasayı kaplayan malları, bunlarla mücadele etmeyi, Hükûmet, Türkçeyle yapamayacağını anladığı için Osmanlıca, Farsça, Arapçayla mücadele edecek gibi geliyor, gidişat bunu gösteriyor.

Ben, kısaca, bütçeyle ilgili bir değerlendirmede bulunmak istiyorum. Bu bütçe, biliyorsunuz, açık bütçe. 1950'den bu yana yapılan açık bütçe uygulamaları, Türk halkının belini kırmış ve Türk milletini iflasa sürüklemiştir. Açık bütçe uygulamaları sonucunda, Türk halkının cebinden parası, sofrasından yiyeceği alınmıştır, Türk halkı borç batağına sokulmuş, yoksullaştırılmıştır. Açık bütçe, Anayasa'mızın 5'inci, 35'inci ve 166'ncı maddelerine açıkça aykırıdır, dolayısıyla bu bütçe desteklenmemelidir, reddedilmelidir. Bu durumun düzeltilerek denk bütçeye dönülmesi, halkımızın ezilmesine son verecektir.

Biraz önce Sayın Başkanın, Muğla Milletvekili olarak ifade ettiği Müslim Sarı kardeşimiz de daraltılmış bütçenin Türkiye'nin önünü açmayacağını güzel bir şekilde açıklamıştı. Denk bütçeyle Atatürk döneminde on beş yılda dünya yıldızı olan cumhuriyet ekonomimiz bugünkü bütçeye çok uzaktır. Bugün, kalkınmada arzu ettiğimiz başarılara, rakamlara ulaşabilmek için denk bütçeyi yeniden gündeme getirmeliyiz. Çünkü bu bütçe, zenginden, varsıldan, sermayeden yana bir bütçedir, çiftçinin, işçinin, emeklinin, kadınların, yoksulun bütçesi değildir. Denk değil, açık bütçedir. Bilime ve Anayasa'ya aykırıdır.

Ben GAP'la ilgili de belirtmek istiyorum. Biliyorsunuz, 9 ilimizi kapsıyor; Siirt, Diyarbakır, Batman, Adıyaman, Gaziantep, Kilis, Mardin, Şırnak ve Şanlıurfa'yı kapsayan Güneydoğu Anadolu Bölgemiz GAP bölgesidir ve Türkiye pamuk üretiminin yüzde 58'inin, kırmızı mercimeğin yüzde 98'inin, Antep fıstığının yüzde 85'inin, arpa, durum buğdayının ve mısırın da önemli üretim alanıdır. Türkiye'de sulanabilir toplam alan olan 8,5 milyon hektar tarım arazisinin 5,9 milyon hektarı yani yüzde 70'e yakını sulamaya açılmıştır ancak 2,6 milyon hektar alan hâlâ sulamaya açılmamıştır. Sulamaya açılmayan tarım arazisinin 1,39 milyon hektarı GAP'ta bulunmaktadır yani suya kavuşamayan arazinin yarısından fazlası hâlâ GAP'tadır.

GAP projesi, genelde elektrik ve sulama projesidir. Elektrikte yüzde yüze ulaşılmış ancak sulamada ortaya konulan hedef yüzde 20'lere bile ulaşamamıştır. Tamamlanan 16 barajda tutulan su, araziye verilmemektedir. Yani su var ama şebeke yok. Oysa, bu arazinin tamamının sulanabilmesi, Türkiye'nin tarımsal üretimini 2 katına çıkaracaktır. GAP yatırımlarını tamamlamak için bir yetmiş sene daha gerekmektedir. Evet, GAP projesi büyümektedir ama kalkınmamaktadır. GAP, aynı obez bir çocuk gibi -Sayın Bakan da "Büyüyoruz." diyor- evet büyüyor, obez büyüyor ve bu obez çocuk hastalıklara maruz kalacak, tansiyonu olacak, kalp hastası olacak, gelişemeyecektir; kalkınmamaktadır, kalkınma ve gelişme göstermemektedir, içi kof olarak gelişmektedir.

Şimdi, bu durumda, Türkiye genelinde olduğu gibi GAP bölgesinde de AKP sınıfta kalmıştır maalesef. Soruyorum: AKP, GAP konusunda ne yapmıştır? Umut tacirliğini sürdürmektedir, bölge insanını umutlandıran projeyi bitirmek yerine, sürüncemede bırakmaktadır, "ülke ekonomisi için can damarı" denilen projeyi hayata geçirmeyerek âdeta ekonominin can damarını kesmiştir.

Peki, neden böyle olmuştur? Çünkü, AKP'liler daha fazla rant yiyebilecekleri projelere yönelmektedir ve bunları ortaya koymaktadır; üçüncü hava limanı, üçüncü köprü, Topçu Kışlası, Galataport gibi. Çünkü, AKP'nin fıtratında ülke ekonomisinin kalkınması değil, kendi yandaşlarını kalkındırmak var. Bu yüzdendir, kalkınmaya dönük reel sektör yatırımları değil, konut, inşaat ve hizmet sektörü yatırımları önceliğidir.

Bakın, eğer GAP yapılsaydı, bölgede işsizlik oranında düşme görülebilirdi. Bölgede işsizlik, Türkiye ortalamasının yaklaşık yüzde 5 puan üzerindedir; bölgede yer alan Batman'da 23,4'le en yüksek rakamları göstermektedir. Maliye Bakanının kulakları çınlasın. Tabii ki mum dibine ışık veremezmiş. Mardin, Siirt, Şırnak yine aynı şekilde.

Sözlerimi tabii ki bitirmeden önce, özellikle GAP'la ilgili bölgede birçok sosyal sorunun olduğu ve kentleşmeyi artıracakları, yeni bir eylem planının yapılacağı iddiasında bulunuyor Sayın Bakan. Ama, baktığımızda, büyükşehirlere, özellikle Şanlıurfa, Muğla gibi yeni büyükşehirlere genel bütçeden ayrılan pay o kadar düşük ki -yüzde 6,5'larda olan Muğla'nın payı, bugün ÖTV ve diğer giderleri kesildiğinde yüzde 4,5'e düşmekte- hem Şanlıurfa hem de Muğla'nın parası iyice azalmakta, yatırım yapamamakta ve boğuşmaktadırlar.

Dolayısıyla, bu vesileyle, ben saygı ve selamlarımı iletmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)