| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 14.12.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dışişleri Bakanlığının 2015 yılı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum grubum adına. Bu vesileyle Parlamentomuzu, milletimizi ve sınırlarımızın çok ötesinde bu Parlamentoya dair umutlar besleyen, beklentileri olan bütün milletleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu kürsü ve hitap etmiş olduğum bu mikrofon sınırlarımızın ötesinde dini, dili, ırkı, coğrafyası ne olursa olsun son on yıldan bu yana izlemiş olduğumuz etkin, şahsiyetli, kişilikli ve değerler merkezli bir dış politika anlayışının doğal bir neticesi olarak farklı coğrafyalar ve farklı milletler için de bir ümit beslenen, beklenti kurulan bir parlamento hâline gelmiştir. Diğer bir değişle, bu mikrofonlardan yansıyan her bir kelime Asya'nın en uzağı Manila'dan Afrika'nın doğusundaki Zanzibar şehrine kadar veya Avrupa'nın Saraybosna veya diğer şehirlerine kadar çok güçlü yansımalar, aksisedalar bırakmaktadır. Bu vesileyle ben, Parlamentomuzu bu derece değerli, bu derece etkin hâle getiren, bunda emeği olan bütün milletvekillerimizi buradan saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, AK PARTİ iktidarıyla birlikte Türk dış politikasında çok önemli dönüşüm ve değişimler yaşandı. Bu dönüşüm ve değişimlerden belki de en önemli birkaç tanesini şu şekilde sıralayabiliriz:
AK PARTİ iktidarına kadar militarist bir, militar bir dış politika anlayışı varken, AK PARTİ iktidarıyla birlikte bu militar anlayışın yerini sivil ve siyaset merkezli bir dış politika anlayışının aldığına şahitlik ettik.
MUSA ÇAM (İzmir) - Ali Bey, çok doğru değil bu.
ALİ ŞAHİN (Devamla) - Yine AK PARTİ iktidarına kadar tek eksenli bir dış politika izlenirken, batı merkezli ve sadece batıyı gören, batının dışında, kuzeyine, güneyine, doğusuna kendisini kapatmış bir dış politika bu coğrafyada hâkimken, hüküm sürerken, şimdi, AK PARTİ iktidarıyla birlikte, çok eksenli bir dış politika zenginliğine kavuştuğumuzu görüyoruz. Aslına bakarsanız, yüz yıldan bu yana izlenen tek eksenli Batı politikaları Türkiye'yi ekonomik anlamda, siyasi anlamda sadece 780 bin kilometrenin içerisine hapsetmiş, büyüme, gelişme ve kalkınma imkânını maalesef bu coğrafyaya mümkün kılmamıştır.
Diğer önemli bir üçüncü nokta ise pasif ve teslimiyetçi bir dış politika anlayışının yerini, yine AK PARTİ iktidarıyla birlikte, proaktif ve meydan okuyabilen bir dış politika anlayışının aldığını hep birlikte görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, belki de bunun çok daha ötesinde, Türk dış politikasının bugün itibarıyla erişmiş olduğu nokta, bu saydığım noktalardan daha da öte noktaya taşıyacak olursak, Türk dış politikası bugün bütün bir dünyaya, yerküreye yeni bir medeniyet tasavvuru sunabilen evrensel bir dış politika kültürü geliştirmiş ve bunu yeni çağa, yeni dünyaya sunabilen bir dış politika hüviyetine kavuşmuştur. Bu konuyu biraz açacak olursak, yeryüzü yaklaşık yüz yıldan bu yana Makyavelist, sömürgeci, gücü, sömürüyü, kaba kuvveti referans alan bir dış politika anlayışıyla yönetiliyor ve bu dış politika anlayışı tam yüz yıldan bu yana Afrika'yı çok katı, acımasız bir sömürüye maruz bırakarak neredeyse kuruma noktasına getirmiş, kurutmuş, Asya'yı büyük bir tahribata uğratmış, dünyanın çeşitli noktalarında sömürü savaşları açarak, sadece gücü ve kaba kuvveti kullanarak yeryüzüne hükmetmiş bir anlayışın temsilcisi. Bugün AK PARTİ iktidarıyla birlikte Türkiye'nin yeryüzüne sunduğu yeni bir medeniyet anlayışı, yeni bir evrensel dış politika anlayışının temelini ise sömürge yerine paylaşım kültürü, Makyavelist anlayış yerine merhamet kültürü, ortak kalkınma, değerler ve ilkeler merkezli bir dış politika anlayışını yeryüzüne hâkim kıldığımızı görüyoruz.
Aslına bakarsanız bu konuyu burada saatlerce konuşmak mümkün ancak maalesef ki zaman yeterli değil.
Ben bu politika anlayışını Türkiye'ye hâkim kılan, yeryüzüne hâkim kılan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Sayın Davutoğlu'na ve bu politikanın mimarlarına bütün ülkemiz adına, milletimiz adına ve milletler adına şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)