| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 17.12.2014 |
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığının 2015 yılı bütçesini görüşlerinize sunarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Millî eğitimi mahvetti ya! "Millî eğitim" diye bir şey bırakmadı ya!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Konuşmama başlamadan önce, dün Pakistan'da menfur bir saldırıda katledilen öğrencilere, öğretmenlere, görevlilere Allah'tan rahmet diliyorum. Meslektaşlarımı aradım ama olayın sıcaklığı içinde çok meşgullerdi, mesajlarımızı ilettik, taziye mektuplarımızı gönderdik. Bütün Pakistan halkına, çocukların ailelerine, öğretmenlerine başsağlığı diliyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmet Programı'mızda da ifadesini bulduğu üzere, ülkemiz 2023 hedefleriyle ikinci atılım dönemine girmiştir. Türkiye, bu hedefleri başardığı takdirde geleceğin dünyasında büyük ve öncü bir ülke olacaktır. Bu yolda coğrafyamızın tarihî, stratejik, ekonomik ve doğal bütün imkânlarının yanında, zengin medeniyet mirasımızı özümsemiş, dünya değerleriyle etkileşen genç nesilleri, öz güven, özgün düşünce, bilim, girişimcilik ve demokrasiyle donanmış erdemli vatandaşları, Türkiye'nin en büyük güç kaynağı olacaktır. Bu çerçevede, 2002 yılından itibaren kurulan hükûmetlerimiz, ilgi ve yeteneklerini keşfetmiş ve geliştirmiş, dünyadaki akranlarıyla rekabet edebilecek bir donanıma erişmiş bireylerin yetişmesine ortam sağlayacak, ortalama eğitim süresi yüksek ve özel öğretimin kapasitesi artmış, temel hak ve özgürlüklere saygılı, özgürlükçü bir eğitim felsefesi temelinde daha demokratik, esnek ve sivil bir eğitim sistemini gerçekleştirmek için eğitim ve öğretime erişimin artırılarak fırsat eşitliğinin sağlanması, kurumsal kapasitenin geliştirilmesi, eğitim ve öğretimin sunumunda kalitenin iyileştirilmesi yönünde faaliyetler yürütmüş, yeni uygulamalar ve reformlar gerçekleştirmiş, dünyadaki değişimlerle birlikte gerçekleştirmeye de devam ediyor. Bu faaliyetler ve yeniliklerin önemi ve önceliği dolayısıyladır ki geçmiş yıllarda olduğu gibi, bütçeden en fazla pay eğitime ayrılmış, 2002 yılında 10 milyar Türk lirası olan bu pay, 2015 yılında yüzde 709 artışla yaklaşık 81 milyar Türk lirası olmuştur.
Ayrıca, Türkiye'nin araştırma-geliştirme bütçesi, 2002 yılında 57,5 milyon Türk lirası iken 2015 yılı bütçesinde araştırma projelerine yaklaşık 3 milyar Türk lirası ödenek öngörülmüştür, 2 milyar 800 milyon. 57 milyon liradan 2,800 milyon liraya çıkartılmıştır araştırma-geliştirme bütçemiz. TÜBİTAK'ın 2014 yılından 2015 yılına devredeceği öngörülen 400 milyon lirayla birlikte 2015 yılında Türkiye'nin araştırma-geliştirme harcama kapasitesi 3 milyar 200 milyon Türk lirası olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hükûmetlerimiz döneminde özgürlükçü bir eğitim felsefesi temelinde daha esnek, sivil ve demokratik bir eğitim sistemi oluşturmak için eğitim alanının her türlü vesayetçi anlayıştan, eşitlik ilkesine aykırı ve yasakçı uygulamadan arındırılması sağlanmıştır. Bu çerçevede, serbest kıyafet uygulamasından öğretmenlerimiz için başörtüsü yasağının kalkmasına, ortaöğretimde başörtüsünün serbest olmasına, 28 Şubat döneminde mağdur edilen öğretmenlerimizin mesleklerine geri dönmelerinden meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğinin kaldırılmasına, eğitim müfredatındaki antidemokratik ifadelerin ayıklanmasına, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açan düzenlemelerden Peygamber'imizin hayatı ve Kur'an-ı Kerim derslerinin isteğe bağlı seçmeli dersler olarak müfredata dâhil edilmesine kadar birçok önemli yeniliğin altına imza atılmıştır.
Zorunlu eğitimin süresini 8 yıldan 12 yıla çıkaran eğitim reformu yine hükûmetlerimiz döneminde yapılmıştır. Bu reformlar sayesinde Türkiye'de eğitimin her kademesindeki okullaşmada ve ortalama eğitim süresinde artış sağlanmıştır.
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Bu karşı devrimdir, karşı devrim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Hükûmetlerimiz döneminde bu konudaki gelişmeler İnsani Gelişme Raporu'ndaki İnsani Gelişme Endeksi'nde de karşılık bulmuştur. Nitekim, rapordaki verilere göre Türkiye'de ortalama eğitim görme süresi 2000'li yılların başında 5,5 yıl iken 2013 yılında 8 yıla yaklaşmıştır, 7,6 yıl.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; temel eğitimden orta eğitime geçiş sistemiyle okul, okul öğretmenleri ve müfredat merkeze alınmış, temel eğitimden ortaöğretim kurumlarına tek sınavla öğrenci yerleştirme uygulamasına son verilmiştir. Bu sayede elemeli sınav geçiş sisteminin eğitimin bütün alanlarında yarattığı olumsuzlukların önüne geçilmesi, öğrencilerin okul harici kurumlara olan bağımlılıklarının azaltılması ve bu bağımlılığın velilerimize getirdiği ek yükün de sona erdirilmesi hedeflenmektedir.
Şimdi, arkadaş fotoğraf çekerken Edip Cansever rahmet istedi, "Biri fotoğrafımı çekiyorkenki gibi durdum, azıcık gülümsedim..." diye ona da bir rahmet gönderelim buradan çünkü azıcık gülümsedim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Eğitim ve öğretim alanında gerçekleştirilen yeniliklerden bir diğeri de dershanelerin özel okula dönüştürülmesidir. Bu sayede, okulu ikinci plana atan, öğrencileri çoktan seçmeli test odaklı bir sürecin içine sokarak sosyal hayattan tecrit eden, veliler için ciddi mali külfetler getiren ve âdeta alternatif bir eğitim sistemi oluşturan dershanelerin yol açtığı olumsuzluklara son verilmiş olacak, ayrıca, eğitim ve öğretimde özel eğitimin kapasitesini artıracak bir sürecin başlaması sağlanacaktır, 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla, inşallah.
Özel öğretim kurumlarının nitelik ve niceliğinin artırılması, eğitim sistemimizde kalite ve rekabet odaklı eğitim hizmetlerinin verilmesine katkı sağlayacaktır. Bakanlığımızın 2010-2014 Stratejik Planı'nda eğitim sistemimiz içerisinde örgün özel öğretim kurumları oranının 2014 yılı sonuna kadar yüzde 9'a, öğrenci oranının yüzde 5'e çıkarılması hedefinden yola çıkılarak özel okulların kurulmasını teşvik amacıyla çeşitli tedbirler öngörülmüştür. Arazi ve okul tahsisinden vergi istisnalarına, ucuz krediden öğrenci başına teşvike kadar, sektörden ciddi şekilde talep gören bir dizi düzenleme hayata geçirilmiştir.
Son olarak 250 bin öğrenci için, anaokullarında, ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde özel eğitim gören 250 bin öğrenci için, daha doğrusu, devlet okullarından buralara giden öğrenci için, eğitim ve öğretim kademesine göre, yıllık 2.500 Türk lirasıyla 3.500 Türk lirası arasında değişen eğitim ve öğretim desteği uygulaması hayata geçirilmiştir. Böylece hem Onuncu Kalkınma Planı'nda hem de Millî Eğitim Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Planı'nda yer alan özel sektörün eğitim yatırımını artırmak ve eğitime meslek örgütlerinin etkin katılımını sağlamak amacıyla özel okul açılışlarına yönelik teşvik ve destek uygulamaları geliştirmek ve özel okul eğitimlerinde kaliteyi yükseltmek hedefine ulaşılacak, eğitim ve öğretimde kalite odaklı rekabet ortamı oluşturulmuş olacak, isteyen her öğrencinin özel okul imkân ve fırsatlarından yararlanması sağlanmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sürdürülebilir kalkınma için eğitim hedefi ve Onuncu Kalkınma Planı'nda öngörülen yeniden şekillenmekte olan dünyada milletimizin temel değerlerini ve beklentilerini esas alarak gerçekleştirilecek yapısal dönüşümlerle ülkemizin uluslararası konumunu ve halkımızın refahını yükseltmek vizyonuyla uyumlu olacak şekilde eğitim ve öğretimde yeniden yapılandırma süreci devam edecektir. Bu bağlamda, Bakanlığımızın denetim sistemi Millî Eğitim 14'üncü, 15'inci ve 17'nci Şûra kararlarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonunun 1993 tarihli raporunda ve eğitim bilimi alanındaki araştırmalarda önerilen bütünsel yaklaşım esas alınarak yeniden yapılandırılmış, merkez ve taşra şeklindeki ikili yapı kaldırılarak farklı kadro ve unvanlardaki denetim elemanları "maarif müfettişi" unvanı altında Rehberlik ve Denetim Başkanlığı koordinasyonunda birleştirilmiştir. Bu vesileyle Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunun bütün üyelerine oy birliğiyle geçirdiğimiz bu karar için, "maarif müfettişliği" unvanını tekrar maarifimize kazandırdığınız için çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ortaöğretimde kalite ve verimliliğin artırılması, okul çeşitliliğinin azaltılması amacıyla Anadolu liseleriyle aynı programı uygulayan Anadolu öğretmen liseleri 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren kademeli olarak fen liselerine, sosyal bilimler liselerine ve Anadolu liselerine dönüştürülmüştür. Hâlen genel ortaöğretimde 2.331 Anadolu lisesi, 232 fen lisesi, 88 sosyal bilimler lisesi, 55 spor lisesi, 73 güzel sanatlar lisesi olmak üzere toplam 2.779 okul bulunmaktadır. Ayrıca, mesleki ve teknik ortaöğretim okulu olarak faaliyet gösteren 22 okul türü öğrenim süreleri ve mezunların hak ve yetkilerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın mesleki ve teknik Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve çok programlı Anadolu lisesi adı altında yeniden yapılandırılmıştır yani aslında 22 program adı olması gereken okul adı 3 okul başlığına indirgenmiştir. Hâlen mesleki ve teknik ortaöğretimde 2.294 mesleki ve teknik Anadolu lisesi, 99 mesleki ve teknik eğitim merkezi, 899 çok programlı Anadolu lisesi olmak üzere toplam 3.292 okul bulunmaktadır. 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren diğer ortaöğretim kurumlarının tamamında olduğu gibi imam-hatip liseleri de Anadolu imam-hatip liselerine dönüştürülmüş olup 1.001 Anadolu imam-hatip lisesi bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımızın eğitim ve öğretime erişiminin artırılması, eğitim ve öğretim niteliğinin geliştirilmesiyle kurumsal kapasitenin artırılması yönündeki çabaları geçmişte olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Bu çabaların neticesinde eğitim ve öğretimle ilgili göstergelerde her geçen yıl önemli artışlar sağlanmaktadır. Söz konusu gelişmelerle ilgili bazı özet bilgiler vermek istiyorum. Daha ayrıntılı veriler hem dağıtmış olduğumuz kitapçıklarda hem de yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığı resmî istatistiklerinde zaten yer alıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce bütçeden başlayalım. Şimdi, merkezî bütçeden Millî Eğitim Bakanlığı yatırımlarına ayrılan payda 2002 yılına göre oransal olarak bir düşüş görülüyor, evet ancak reel olarak bir düşüş söz konusu değil. Kümülatif olarak 2002'de 1 milyar 281 milyon 690 bin Türk lirası olan Millî Eğitim Bakanlığı yatırım ödeneği 2015 yılında 5 milyar 494 milyon Türk lirasına yükseltilerek yüzde 328,65 artış sağlanmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı yatırımlarının 2002 yılına göre oransal olarak düşük görünmesinin nedeni Hükûmetimizin toplam kamu yatırımlarına yüksek oranda pay ayırmasıdır. Yani, toplam kamu yatırımları arttığı için, çok arttığı için onun içinde oransal olarak bir düşüş varmış gibi görünüyor. Pasta büyümüş, yatırım pastası.
2002 yılında bütün kamu yatırımlarına ayrılan pay 5 milyar 736 milyon Türk lirası iken 2015 yılında 40 milyar 454 milyon 52 bin Türk lirasına yükselmiş yani yüzde 605'lik bir artış sağlanmış. Oransal olarak düşük gibi görünmesinin sebebi de bu. Nitekim, işte bu grafikte de yıllar itibarıyla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin nasıl arttığı reel olarak...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Yatırım bütçesi önemli Sayın Bakan, yatırım bütçesi.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bütçenin içinde yatırım payını da söyleyeceğiz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Yatırım payınız eksi ama.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Yok değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 3,6 Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bu da, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve üniversite bütçelerinin yıllara göre reel rakamlarla ifadesi.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakanım, onu pay olarak gösterin, pay olarak, o yanıltır.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Pay olarak da yaparız, bir dahaki sefere pay olarak gösteririz. Ayrıca pay grafiklerimiz de var, ona da geleceğiz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Bakan, bu da sizin lafınız, 14'ten 13'e düşmüş, işte burada, buyurun.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Şimdi, tek tek, burada söz konusu edilen diğer konularla ilgili kısa grafiklerle... Bunların bir kısmı var zaten kitapçıkta ama şöyle görsel olunca daha iyi anlaşılıyor, öğretmen atamaları: 2003-2004 eğitim öğretim yılı öğretmen sayısı 522.831. 522 bin öğretmenle almışız biz Millî Eğitimi, 458.896 yeni öğretmen atamışız. Bu atamalarla ilgili tek bir kuşku yok, hepsi objektif, nesnel sınavlarla alınmış.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Emekliler nerede Sayın Bakan? Emeklileri düştüğünüz zaman 900 bin olması lazım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - 880 bin öğretmenimiz şu anda görev yapıyor, 15 bin de önümüzdeki ocaktan itibaren alacağız inşallah.
Öğretmen maaşları söz konusu edildi. Reel rakamlarla 2002'de...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Buna kimse inanmaz Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - ...uyumlanmış 635,20 lira; 2014'te 2.693,25 lira. Bunlar da öğretmen maaşlarının reel artış tablosu.
Atanan kadrolu öğretmen sayısını söyledim: 458.896.
Altyapıyla ilgili, şu 2003-2014 döneminde, son dönemde yaptığımız derslik sayısı 234.473. Yıllara göre dağılımını da burada görüyorsunuz. Çok şükür, 2014'te tekrar eski performansımızı yakaladık, 30 bine yaklaşıyoruz bir yıllık derslik sayımızda.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Bakanım, bir de kapatılan dersliklerle ilgili tablo verebilecek misiniz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Öğrencilerimize burslarımız var. İlköğretimde ve ortaöğretimde öğrencilerimize 2003 yılında 13 lira burs veriliyor aylık, 2014'te 146 lira. Hem bursun miktarı artmış hem burs alan öğrenci sayısı artmış. Burs alan öğrenci sayısı, ilköğretim ve ortaöğretimde 2003'te 101.382, 2014'te 270 bin.
Şimdi, kamuoyunda zaman zaman çok gündeme getirilen bu temel öğretimden ortaöğretime geçiş sınavlarıyla ilgili, bu sınavlardaki düzenlemelerle ilgili pek çok tartışmalar yapıldı. Sistemi bir kere daha burada kamuoyunun önünde açıklamak istiyorum: 15 tercih üzerinden çocuklar tercihlerini yaptılar. Bu 15 tercihinden birine yerleşemeyen çocuklar okul türüne göre yaptıkları tercihlerle yerleştiler. Bu arada hiç sisteme girmeyen çocuklar da adreslerine bağlı olarak dağıtıldılar. Bu da okul türlerine göre "A" grubu tercih ve yerleştirme sayıları. 1 milyon 300 bin çocuğumuzun...
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - O renkler nedir? Göremiyoruz ki Sayın Bakan.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Okul türlerine göre yerleşenler. Kırmızılar, "A" grubu yani ilk 15 tercihinden birine yerleşenler, yeşiller de "A Grubu" tercihine yerleşmiş olanlar. Kontenjan da mavilerle gösteriliyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Bakan, TEOG sınav sonuç verilerini iki yıldır niye açıklamıyorsunuz? TEOG sınavlarının sonuç verilerini...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Yanlış biliyorsunuz, o, ÖSYM'yle ilgili. Açıklanmayan...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Olur mu? Niye açıklamıyorsunuz? Orada, ÖSYM Başkanı arkanızda oturuyor efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Sayın Grup Başkan Vekili, yanlış biliyorsunuz, açıklanmayanlar ÖSYM...
ENGİN ALTAY (Sinop) - Bilmiyorum yanlış. ÖSYM Başkanı arkanızda oturuyor, niye açıklamıyor? Bir koordinasyon içindesiniz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bakın, ben açıklıyorum şimdi, şimdi izah ediyorum: ÖSYM sınav -bakın, Nur Hanım size izah edecek- sonuçları açıklanmıyor çünkü bir soru havuzu oluşturmak ve gelecek yıllarda da onu kullanmak istiyorlar.
"TEOG" dediğimiz sınavların sonuçları hemen o gün açıklanıyor. Hatta biz medyadan rica ettik, dedik ki: "Çocuklar iki gün arka arkaya sınava giriyorlar, birinci günün sonuçlarını lütfen açıklamayın." İkinci gün sınavlar bitsin, çocuklar diğer derslerden de sınavına girsin çünkü birinci günün girdiği derslerden bakarsınız çocuk istediği kadar başarılı olmadığını düşünüyordur; ikinci güne morali bozuk girmesin diye iki gün sonra açıklanıyor. Açıklanıyor.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Bakan, ben sonuçları demiyorum, doğru soruları cevapları demiyorum, verileri diyorum, başarı oranlarını. Matematikte kaç doğru var? Ortalama ne, onu soruyorum.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Ben şimdi ilk sorduğunuz sorunun cevabını verdim.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Hayır, veriler dedim, veriler, sonuçlar demedim. Verileri açıklamıyorsunuz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Onları da açıklarız.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Açıklayın.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Şimdi, bakın bu sınavlarda çocuklarımızın istemedikleri okullara yerleştirildiğine dair bir şehir efsanesi köpürtüldü. Bunun gerçeği: 1 milyon 300 bin çocuğumuz bu yerleştirme planında yerleşti, 1 milyon 300 bin. Bunun 550 bini ilk 3 tercihinden birine yerleşti. 15 tercih yapıyor çocuklar, 1 milyon 300 bin çocuğumuzun yarısından fazlası, daha doğrusu 1 milyon 300 bin giriyor da, tercih yapan 1 milyon 57 bin yani sisteme giren, tercih yapan çocuk sayısı 1 milyon 57 bin. Bunun 550 bini ilk 3 tercihine yerleşti; işte grafikte görüyorsunuz. 1'inci tercihine yerleşenlerin sayısı 244.395. 2'nci tercihine yerleşenlerin sayısı 171.273. 3'üncü tercihine yerleşenler 143.662. Topladığınız zaman 550 bini geçiyor ilk 3 tercihine yerleşenler.
Bir de hiç sisteme girmeyen, tercih yapmayan öğrencilerimiz var. Bunların da okul türlerine göre yerleştirilmeleri şöyle: Bir, hiç tercih yapmamış, sisteme girmemiş, sistem onları adres durumlarına göre ve puanlarına göre bir yerlere yerleştirmiş otomatik olarak. Bunların 71 bini Anadolu meslek programına yerleştirilmiş, 18.900'ü Anadolu lisesine, 42.885'i Anadolu imam-hatip lisesine yerleşmiş.
Şimdi, "Bu imam-hatipler çok zorlanıyor.", "Çocuklar zorla imam-hatibe yönlendiriliyor.", "İmam-hatiplerin sayısı şöyle arttı.", "Bütün okullar imam-hatipleştirildi." söylemleri var. Onunla ilgili bir pay grafik istiyordunuz sayın milletvekilim. Pay grafikte gösteriyoruz: Okul türlerine göre baktığınız zaman, kırmızı, meslek liseleri, kırmızıdakiler, okul türlerinde. Maviler, genel liseler. Yeşiller de imam-hatip liseleri.
Yüzdelerine baktığımız zaman, bütün okul türlerimizin içinde meslek liseleri oranı yüzde 59, genel liselerin oranı yüzde 33. Ben toparlayarak söylüyorum. İmam-hatip liselerinin toplamı da yüzde 8.
Öğrenci sayısı itibarıyla baktığınız zaman, toplam öğrencilerimizin, ortaöğretimde okuyan öğrencilerimizin yüzde 46,5'u meslek liselerinde okuyor, yüzde 40'ı genel liselerde okuyor, yüzde 13,7'si imam-hatip liselerinde okuyor, öğrenci sayısı itibarıyla.
İmam-hatip ortaokullarında durum nedir? Okul türleri itibarıyla ortaokulların yüzde 90'ı normal genel ortaokullar, yüzde 9,5'u da imam-hatip ortaokulu.
Öğrenci sayısı olarak baktığımız zaman da ortaokullarda okuyan öğrencilerimizin yüzde 92,5'u genel ortaokullarda okuyor, yüzde 7,5'u da imam-hatip ortaokullarında okuyor. Ha, bunlar artıyor yalnız, imam-hatip sayıları ve öğrencileri artıyor.
Şimdi bir diğer konu PISA sonuçları. Haklısınız, bütün milletvekili arkadaşlarımız da dile getirdiler, PISA'da iyi bir durumda değiliz, OECD ülkelerine göre ölçüldüğü zaman da iyi bir durumda değiliz. Bu bir züğürt tesellisi de değil, Şimdi söyleyeceğim.
Evet, sıralamada yavaş yavaş yukarıya çıkıyoruz ama durumunu en iyi toparlayan, en iyi düzelten ülke sıralamasında Türkiye, OECD'de, matematikte, okumada, fende üçünde de en hızlı toparlayan ülke yani durumumuzu hızla toparlıyoruz, yukarıya doğru çıkıyoruz ama istediğimiz yerde değiliz, o eleştirilerinizde haklısınız; çok daha iyi yerde olmamız lazım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Çok doğru Sayın Bakan çünkü en sondayız, bizden daha geri yok ki!
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Şimdi, FATİH Projesi'yle ilgili nedir, ne değildir, onları soruyorsunuz. FATİH Projesi kamuoyunda genellikle bir cihaz projesi gibi de algılanıyor yani bir teknoloji. Evet, eğitim teknolojilerinin eğitim sistemimize uygulanması projesi FATİH Projesi ama bir alt yapı boyutu var, bir de içerik boyutu var; daha doğrusu bir donanım boyutu var, bir içerik boyutu var. Şimdi, alt yapıda İnternet alt yapısı kablolamasında kablolanan okul sayısı en son, 2014 yılında 8 bine yaklaştı. Şimdi, bunun yeni faz ihalesi de yapıldı, bu diğer kalanlar da aynı şekilde İnternet sistemine bağlanacak.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kablolanan ev sayısı ne kadar, kablolanan evlerden "wireless"a geçen? TELEKOM'a kazandırdığınız artı değer ne kadardır? Kabloludan "wireless"a geçen, onu kimse söylemiyor. 1 milyar dolar kadar...
ÜNAL KAÇIR (İstanbul) - Siz devam edin Hocam.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - FATİH Projesinde yaptığımız işlerden bir tanesi de biliyorsunuz, sınıflara etkileşimli tahtalar yerleştirmek. Burada bir kavram düzeltmesi de yapmak istiyorum. Genellikle "akıllı tahta" filan deniyor, tahtanın akıllısı olmaz diye biz "etkileşimli tahta" tabirini kullanmayı öneriyoruz. 186.565 dersliğimizde etkileşimli tahtalar yerleştirilmiş 2014 yılında, daha önceden de 84.921.
FATMANUR SERTER (İstanbul) - Ama, tahtayla bağlantı kurulamadı değil mi?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Bunlarla bağlantılı çalışan çok fonksiyonlu yazıcılarımız 20.269. Her sınıfa yapmak gerekmiyor, okulda bir tane çok fonksiyonlu yazıcı olunca bütün okulun işlevini görüyor. 2013'te 3.657, 2014'te 20.269.
ADSL erişimi 35.684, 4 bin daha önceki düzenleme.
Tablet bilgisayar dağıtımımız: Aralık 10-11'de 13.800'le başladık.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kırmızı ne Hocam?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Oraya geliyorum.
Kasım 12'de 62.800 dağıtmışız, 2014'te -kırmızıyla gösterdiğimiz bar- 737.800 tablet bilgisayar dağıttık.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bunlar dağıttığınız mı?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Dağıttığımız, kırmızı...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Bakanım, tamam, bunlar doğru.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Gördün mü kırmızıyı? Sen kırmızı sütunu gördün mü? Bırak şimdi.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Bakanım, bir "t" anında beraber bir okula gidebilir miyiz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Gideriz.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir okula "t" anında gideceğiz.
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Ben de geleceğim.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz de gelin, siz de gelin.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - FATİH Projesi... "İçerikte ne yapıyorsunuz? Bu kadar 'bilgisayar' vesaire diyorsunuz ama içerikte ne yapıyorsunuz?" Onu da kısaca özetleyeyim: Bizim FATİH Projesi kapsamında geliştirdiğimiz, "EBA" dediğimiz Eğitim Bilişim Ağı diye bir ağ; bu, içerik yüklediğimiz portallar toplamı, büyük portal; (EBA) Eğitim Bilişim Ağı. Herkes girebilir yani herhangi bir şifreye vesaireye gerek yok. Bu akşam "EBA" diye girerseniz, görürsünüz. Orada yüklediğimiz ses dosyalarının sayısı: 2012'de -yani sesli anlatılan konular- 2.663, 2013'te 3.499, bu yıl 4.276 yeni ses dosyasını üniteye yüklemişiz.
Doküman ne kadar var burada, eğitsel doküman, EBA'da? Bu yıl başladık, 973 eğitsel dokümanı yükledik.
Şimdi, hem dershanelerin dönüşümü hem de takviye kursları üzerinden, özellikle 8'inci sınıftan ortaöğretime geçecek öğrencilerimize yönelik materyalleri, ders içeriklerini, kazanımları yüklüyoruz EBA'ya. Şu anda 294, 8'inci sınıf ortak kazanım videolarını yükledik. Yani, öğrenciler dershaneye gitmeden, EBA üzerinden, 8'inci sınıfta ortaöğretime geçerken kendileri için gerekli olan kazanımların dosyalarını EBA'dan izleyebilir hâle geliyorlar.
Ayrıca, bu yıl 1.381 bilimsel dergiyi, geçen yıl 900, ondan önceki yıl 600 dergiyi de yine EBA'ya yükledik.
Bir de elektronik kitaplarımız var. Bütün içeriklerimizi elektronik ortama aktarmaya çalışıyoruz. Geçen yıl 996 elektronik kitap yüklenmişti, bu yıl 1.674 elektronik kitap daha yüklüyoruz.
Görsel malzemelerimiz hızla artıyor; 2012'de 50 bine yakındı, 2013'te 50 bini biraz geçmiştik, bu yıl 85 bine ulaştık -FATİH'te içerikte- EBA'da görsel malzemelerimiz. Ayrıca, görsel malzeme derken sadece durağan görsel malzemeleri kastediyorum, bir de video görsel malzemelerimiz var; onlar da bu yıl -en sonunu söyleyeyim- 8 bine yaklaştı. Kullanıcı sayımız da 1 milyon 300 bin, bunun artması lazım. Onun için bunları özellikle gösteriyorum yani kamuoyu da -EBA- çocuklarımız da, okullarımız gerçi bilgilendirildiler ama yine de... Ders sunum dosyalarımız var; 991 ders sunum dosyamız, geçen sene 615. Şimdi, FATİH bu durumda.
Bir de, son günlerde çok tartışılan bu şûrayla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önce teşekkür etmek istiyorum daha önceki bakanlarımız Sayın Profesör Doktor Ömer Dinçer'e...
FARUK BAL (Konya) - Profesörlüğü alınmadı mı Sayın Bakanım?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - ...Sayın Nimet Baş'a, Sayın Vehbi Dinçerler'e. Ayrıca, şûramızı teşrif eden tabii üyelerimiz var, Millî Eğitim Komisyonu üyelerimiz, onlardan da Sayın Avni Erdemir'e, Sayın Osman Çakır'a, Sayın Bedrettin Yıldırım'a, Sayın Nebi Bozkurt'a, Sayın Muzaffer Çakar'a, Sayın Suat Önal'a, Sayın Ahmet Duran Bulut'a, Sayın İbrahim Ayhan'a hem teşrifleri hem de şûramıza yaptıkları katkılardan ötürü çok teşekkür ediyorum.
Şimdi, şûra, Genel Kurulda kabul edilenlerle birlikte 185 tavsiye kararı aldı. Şûra, bildiğiniz gibi dört yılda bir toplanan bir danışma kurulu. Bu kurulun kimlerden oluşacağı, ne zaman toplanacağı, hangi gündemle toplanacağı, toplandığı zaman o gündem konularını nasıl müzakere edeceği yönetmelikle belirlenmiş. Bu yönetmeliğe uygun olarak şûra altı gün boyunca çok verimli bir çalışma yaptı. Ama, dört temel gündem maddemiz vardı 19. Millî Eğitim Şûrası'nda.
Bir: Öğretmen niteliğinin artırılması. Hepimizin ısrarla vurguladığı, buradaki konuşmacı arkadaşlarımızın da ısrarla vurguladıkları, öğretmen niteliğinin artırılması temel konularımızdan bir tanesiydi şûra gündeminde.
İkincisi: Yönetici niteliğimizin artırılması. Her kademedeki eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması. Okul müdüründen il müdürüne kadar, daire başkanı, genel müdüre kadar bütün eğitim yöneticilerimizin niteliğinin artırılmasına ilişkin ikinci bir gündem maddemiz vardı.
Üçüncü gündem maddemiz okul güvenliği meselesiydi. Okullarımızın hem fiziksel güvenliği hem çevre güvenliği, özellikle uyuşturucuyla mücadele bağlamında okul çevre güvenliği.
Dördüncü temel konumuz da ders çizelgeleriydi.
Bunlarla ilgili, okul öncesi eğitimle ilgili 10 tane tavsiye kararı, ilkokulla ilgili 11 tavsiye kararı, ortaokullardaki ders çizelgeleriyle ilgili 11, ortaöğretimle ilgili 17 tavsiye kararı alındı. Öğretmen niteliğinin artırılması konusunda, öğretmen aday adaylarının niteliği ve seçimi konusunda 3, öğretmen eğitiminde hizmet öncesi eğitimin niteliği konusunda 16, öğretmen adaylarının mesleğe seçimi, öğretmen adaylarının yetiştirilmesi konusunda 2, öğretmenlerin mesleki gelişimi, hizmet içi eğitim ve kariyer sistemi yapılandırılması konusunda 17, öğretmenlik mesleğinin toplumsal statüsü ve itibarının yükseltilmesi konularında 2, diğer konularda 2 yani bu konuyla ilgili diğer konularda, eğitim yöneticisi adayları seçilme ölçütleri konusunda 10, eğitim yöneticiliğine ilk görevlendirme konusunda 13, eğitim yöneticilerini yeniden görevlendirme konusunda 8, hizmet içinde yetiştirme için 8, diğer konularda 8, okul güvenliği konusunda, okullarda yaşanan güvenlik sorunları genel değerlendirmede 6, okulda fiziksel güvenlik için 24, okulda psikolojik güvenliği sağlamak için 17 tavsiye kararı alındı. 185 tavsiye kararı alındı bu konularda ve bunlar tartışılmıyor, Osmanlıca meselesi... Osmanlıca Türkçe midir, değil midir?
Önce, gerçek durumu bir kere daha hatırlayalım: Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı, on yıldan beri sosyal bilimler liselerinde Osmanlıcayı zorunlu ders olarak zaten okutuyor. Bu vesileyle, sosyal bilimler lisesini kuran ve Osmanlıcayı buralarda 2'nci, 3'üncü, 4'üncü sınıflarda zorunlu ders hâline getiren Sayın Hüseyin Çelik'e çok teşekkür ediyorum. Bu uygulamayı seçmeli dersler biçiminde devam ettiren Sayın Nimet Baş'a ve Sayın Ömer Dinçer'e ayrıca çok teşekkür ediyorum.
Oradan aldığımız birikim, deneyim, uygulamalardan çıkardığımız örneklemeler üzerinden bu şûrada, bunun yaygınlaştırılması konusunda komisyonda bütün okullara, bütün ortaöğretim okullarına yaygınlaştırılması için bir tavsiye kararı önerisi geldi. Genel Kurulda bu, özellikle nitelikli öğretmen temininde karşılaşılabilecek sorunları göz önüne alarak şimdilik -sosyal bilimlerde de zaten zorunlu- Anadolu imam-hatip liselerinde zorunlu olsun, diğerlerinde bir süre daha seçmeli devam etsin, gerekli altyapı sağlandıktan sonra oralarda da... Belki zorunlu yapmaya da gerek yok çünkü zaten bu derslere ciddi bir talep var. Ayrıca, bizim halk eğitim merkezlerinde açtığımız kurslar var. Buralardaki Osmanlıca, Osmanlı Türkçesi kursu gören, sertifika alan vatandaşlarımızın sayısı da 175 bin bu sene itibarıyla. Şimdi, televizyonlarda filan bu konu tartışılırken iyice...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Affedersiniz... Biraz müsaade eder misiniz?
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Avcı.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Hiç mi müsaade etmeyeceksiniz?
BAŞKAN - Süremiz doldu, müsaade edemiyoruz, kuralımız var. Belki daha sonra açıklama yaparsınız.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Peki, o zaman, kısa bir teşekkür için...
BAŞKAN - Buyurunuz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanı olarak şahsım, eğitim camiamız ve milletimiz adına bize bu desteği veren başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu olmak üzere Kalkınma Bakanımıza, Maliye Bakanımıza, Hükûmetimizin bütün üyelerine, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkan ve üyelerine, Plan ve Bütçe Komisyonu Başkan ve değerli üyelerine, eğitimle ilgili konularda duyarlılığını ortaya koyan Türkiye Büyük Millet Meclisi mensuplarına, sivil toplum kuruluşlarına, emeği geçen bütün bürokrat ve uzman arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Millî Eğitim Bakanlığı 2015 yılı bütçesinin eğitim camiamıza, ülkemize, çocuklarımıza, öğretmenlerimize hayırlı olması dileğiyle yüce heyetinizi saygılarla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)