| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 18.12.2014 |
CHP GRUBU ADINA RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti ve televizyonları başında bizleri izleyen "Acaba bütçede bize de bir şey var mı?" diye bekleyen değerli üretici, tüketici, emekli ve atama bekleyen kardeşlerimin tümünü saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değeli vatandaşlarım, ülkemizdeki istihdamı, üretimdeki, tüketimdeki perişanlığı biliyoruz. Bakın, bu kürsüden günlerdir bütçeyi konuşuyoruz yani parayı, istihdamı, yatırımları, işsizliğin çözümünü, üretimi, üretimin girdilerini, çıktılarını, memleketin yönetimini, idareyi konuşuyoruz. İlk günden beri Türkiye Büyük Millet Meclisini izliyorum ancak şu anda burada olması gereken Sayın Başbakan, bu kürsüye ilk gün geldi, hiç beklemediğimiz bir şekilde bağırdı, çağırdı, kimimizi paralelci, kimimizi darbeci, kimimizi terörist yaptı, çekti gitti.
Değerli arkadaşlarım, değerli vatandaşlarım; atalarımız boşuna söylememiş balık baştan bozulur diye. Hâlbuki şu koltuklarda Başbakan ve bakanlar oturmuş olsa bu koltukların tamamı böyle kızarmazdı. Bakın, utancından koltukların yüzü kızardı, Mecliste konuşuyoruz sözde ama Meclis boş. Burada söylenenler dinlense, HDP ne diyor, MHP ne diyor, ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi ne diyor; bir dinleseydi, kendisi ve ülkesi için yararı olanları not etseydi ve çözüm üretseydi bu ülke için en hayırlı işi yapmış olurdu. Ne yazık ki, bu Meclis çalışmaları yerine kongre kongre dolaşacağına, millî serveti heder edeceğine, şaşaalı açılışlar yapacağına "Ey milletim, ben bundan sonra beyaz bir sayfa açıyorum. Bu cennet vatanda üretene ve üretime sahip çıkacağım. Bana güvenlik, temizlik, masabaşı işi için gelmeyin. Anadolu'nun cennet topraklarında üretime yöneliyoruz. Bundan sonra, yer altı, yer üstü zenginliklerimize; Çukurova'nın, Ege'nin, güneyin pamuğuna, narenciyesine; Trakya'nın ayçiçeğine, buğdayına; Karadeniz'in çayına, fındığına, kivisine; Bursa'nın şeftalisine, armuduna; Malatya'nın kayısısına; Isparta'nın, Karaman'ın, Antalya'nın, Denizli'nin, Amasya'nın elmasına; Antalya'nın, Hatay'ın portakalına, mandalinasına, greyfurtuna; Akdeniz'in biberine, domatesine, patlıcanına, salatalığına, kesme çiçeğine; Alanya'nın, Anamur'un muzuna; Antep'in fıstığına; Ege'nin, Akdeniz'in narına, cevizine; Aydın'ın incirine, zeytinine; Muğla'nın, Bursa'nın, Balıkesir'in, Manisa'nın zeytinine; Burdur'un etine, sütüne, kaparisine, mermerine, kadayıfına, -ülkenin her yerinde olduğu gibi- pancarına, haşhaşına, fasulyesine, anasonuna, soğanına, sarımsağına; denizlerimizin, göllerimizin, ırmaklarımızın, çaylarımızın balıklarına, kısaca, güzel ülkemin 7 bölgesinde 81 ilinde yetişen ürünlere sahip çıkacağım. Bu ülkede kin ve öfke yerine barış tohumları ekeceğim. Gayrisafi millî hasılada Tarım Bakanlığına 0,5'le değil, gayrisafi millî hasılanın yüzde 2'sini tarıma ayırıp Türkiye'yi şahlandıracağım." dese, "Bu atanamayan öğretmenleri, atanamayan ziraat mühendislerini, gıda mühendislerini, su ürünleri mühendislerini destekleyeceğim, kayırma yapmayacağım, yandaşlarıma çalışmayacağım; emekliler yaşanabilir bir ücret istiyor, yaşa takılan emekliler perişan, onların sorunlarını çözeceğim." dese.
Bu üniversite mezunları üretime katkı koymak için iş istiyor. Kim bunlar? Bunlar öğretmenler, jeologlar, biyologlar, kimyacılar, fizikçiler, matematikçiler, edebiyatçılar, tarihçiler. Kim bunlar? Veteriner hekimler, veteriner sağlık teknisyenleri. Kim bunlar? Ziraat mühendisleri, ziraat teknikerleri, su ürünleri mühendisleri, gıda mühendisleri, zooteknistler, süt ürünleri mühendisleri, bilişimciler, işletmeciler, iktisatçılar. Nedir bunlar? Bunlar, anaların, babaların okumaları için saçlarını süpürge ettiği, aç yatıp, yemeyip içmeyip, büyüttüğü Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği değerler. Gençlerimizin bir kısmı bu hafta 81 ilden gelerek Abdi İpekçi Parkı'nda en demokratik haklarını haykırdılar. Sloganları sizlerle paylaşacağım:
1) "Kamuya yük olmaya değil güç olmaya geliyoruz."
2) "Bu ülkenin denizine, balığına aşığız; bitsin bu hasret."
3) "Elimiz ne zaman balığa değecek?"
4) "Su ürünleri her yerde, mühendisleri hiçbir yerde."
5) "Ne özelde ne kamuda, gıda mühendisleri istihdamda uzayda."
6) "Balıkçılık teknolojisi mühendisleri, on dört yılda 86 kadro."
7) "Verilecek kadro filizlenecek candır."
8) "Eşin dostum beni hasta biliyor, işsizim bunu kimse bilmiyor."
9) "Atanıp toprağı işleyelim, ülkecek ekmeği dişleyelim."
10) "Artık yeter, ata bizi Mehdi Eker." (CHP sıralarından alkışlar)
11) "Susma haykır, atamalar haktır."
12) "Damlaya damlaya göl olur, ziraat mühendissiz her yer çöl olur."
13) "Hem ekmek hem de meslek davası için buradayız."
14) "Avrupa Birliğinde ziraatçılar, veterinerler görev başında hoşlar, Türkiye'de boşlar."
15) "Atayın bakalım, 5 çocuk yapalım." diye haykırıyor gençlerimiz, söylemesi kolay.
Değerli arkadaşlarım, yaşadığımız bu süreçte tarımda ve hayvancılıkta ithal ürüne gebe kaldık. Uygunsuz, denetimsiz gıda tüketiminden sağlık giderlerimiz arttı. Balık ve su ürünleri kaynaklarımız yeterince değerlendirilemiyor. Vatandaş kurumlar arasında koşturmaktan bıktı. Destekler köstek oldu. Vatandaş "Gübrede, mazotta, elektrikte indirim; ürüne fiyat ver yeter." diyor. Köylülerimiz, çiftçilerimiz şöyle diyor: "Ey Hükûmet yetkilileri, on iki yıldır seslerimizi duymuyorsunuz; üzüle üzüle, ezile ezile dünyanın en pahalı gübresiyle, mazotuyla üretim yapıyoruz, görmüyorsunuz. Ürünlerimiz dalda kalıyor, para etmiyor; anlamıyor, çözüm bulmuyorsunuz. Artık yeter! Güçlü çiftçi, güçlü Türkiye özlemiyle iktidarınıza son vereceğiz, biliyor musunuz?"
Değerli arkadaşlarım, bakın, erteleme yapıyorsunuz. Ertelemeyin çiftçileri... Ben Balâ'daydım, Burdur'daydım, Balıkesir'deydim, Çanakkale'deydim; oralarda vatandaşlarla konuşuyoruz, ertelemeler yüzde 11 faizle yapılıyor. Vatandaş bu parayı ödeyemediği için Ziraat Bankasına bir de faizle...
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Siz demiyor muydunuz "Erteleyin." diye?
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Erteleyin, tamam. Yüzde 11 faizle erteliyorsunuz. Her banka şu anda yüzde 3,5, yüzde 5 faizle kredi veriyor. Ama siz yüzde 11 faiz alıyorsunuz, yüzde 2 komisyon alıyorsunuz, kişiyi sigorta zorunluluğuna tabi tutuyorsunuz.
SADİR DURMAZ (Yozgat) - Faizsiz yapın, faizsiz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - Himmete muhtaç bir dede, davet ediliyor himmete. Kardeşim, vatandaş zaten himmete muhtaç, onun elinden tutmanız gerekiyor. Bu ertelemelerin faizsiz olması gerekiyor. Koyun vermişsiniz, koç vermişsiniz Balâ'da, gittim gördüm. Vatandaş "Ben bunların samanından, yeminden takat getiremedim, bittim..."
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Siz onu da veremiyordunuz ya.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla) - "...Bunları benim elimden alın, borcunu ödeyemiyorum. Traktör gitti, tarla gitti, vatandaş almıyor." diyor, feryat ediyor.
Değerli arkadaşım, her şeyi bildiğinizi sanıyorsunuz ama bilge kişiler her şeyi bilmez. Bildiğinizi sanıyorsunuz. "Arapça bilir misin?" demiş. "Deryalar kadar." "O zaman söyle 'deve?'" diyor. "Çok büyük gittin." "Söyle o zaman 'bit?'" diyor. "Çok küçük gittin." "Söyle o zaman 'koyun?'" diyor. "Valla, keçiye bir şey söylüyorlardı ama koyunu bilmiyorum." diyor.
Bakın, dinleyin, herkes her şeyi bilmez, muhalefetin seslerine kulak verin.
Bütçenin hayırlı olmasını temenni ediyor, tümünüze saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)