GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:34
Tarih:19.12.2014

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkanım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dünya, artan istikrarsızlık ve güvensizlik ortamı içerisinde bir geçiş döneminde bulunmaktadır. Bu geçiş sürecinin neden olduğu çalkantıların etkisiyle ortaya çıkan risk ve tehditleri bertaraf etmek, dış politikamızın önündeki başlıca sınamayı oluşturmaktadır. Dönüşüm sürecinde ülkemiz bölgesel ve tarihî sorumluluklarının bilincinde, insana ve barışa odaklı politikalarını sürdürmektedir. Balkanlar, Kafkaslar ve özellikle Arap Baharı sonrasında Orta Doğu ile Sahra Sahel bölgesinde baş gösteren çatışmalar terörizm, siber saldırılar, yasa dışı göç, kitle imha silahlarının etkisiyle klasik savaş tehdidinin ötesine geçerek çok taraflı, asimetrik ve karmaşık bir hâl almıştır. Bu süreçte bölgemizde güçlü olmak, barış ve istikrar adası olmak, her zamankinden daha önemli ve daha zordur.

Birçok ülkeyle kara ve deniz sınırları olan ülkemizin çevresinde ateşten bir çember bulunmaktadır. Bu çember içinde Avrasya güvenlik mimarisini derinden etkileyecek stratejik önemde gelişmeler yaşanmaktadır. Bu kapsamda, Ukrayna'da yaşanan gelişmeler, ülkemizin ve bölgedeki diğer ülkelerin derin güvenlik kaygısına sebep olmaktadır. Güney Kafkasya'da, Abhazya'da ve Güney Osetya'yla Yukarı Karabağ ihtilaflarının henüz çözümlenememiş olması, bölgede barış ve istikrar ortamının oluşmasına engel teşkil etmektedir. Suriye ve Irak başta olmak üzere, Orta Doğu'daki gelişmelerin ortaya koyduğu tehditler de ülkemizin her türlü risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olmasını gerektirmektedir. Ukrayna, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Suriye, Libya ve Yemen'deki sürçlerin nasıl sonuçlanacağını bugünden öngörebilmek de mümkün görünmemektedir. Bölgemiz yeniden şekillenmektedir. Bu kapsamda, ülke savunmasının ana unsuru olan ve önemi daha da artan Türk Silahlı Kuvvetlerinin etkinliği artan, daha nitelikli ve beka kabiliyeti yüksek, modüler, esnek ve her türlü ortamda kesintisiz görev yapabilecek caydırıcı bir kuvvet yapısına sahip olması ve bunu idame ettirmesi her zamankinden daha önemli hâle gelmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sürekli değişen, karmaşıklığı ve belirsizliği giderek artan güvenlik ortamında ülkemiz ulusal güvenliğimiz açısından NATO'nun askerî ve siyasi etkinliğinin muhafazasına büyük önem vermektedir. Avrupa ve çevresinde yeniden şekillenmekte olan güvenlik ortamında, özellikle NATO üyesi ülkelerin askerî yeteneklerini geliştirmeleri ve buna yönelik olarak kapasitelerini artırmaları gerektiğini yaşanan olaylar apaçık göstermiştir. Nitekim, geçtiğimiz eylül ayında Galler'de icra edilen NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi'nde alınan karar ile üye ülkeler on yıl içerisinde gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 2'sini savunma harcamalarına, savunma harcamalarının ise en az yüzde 20'sini ana silah sistemlerinin tedarikine ayırmayı kabul etmişlerdir, taahhüt etmişlerdir. Bu çerçevede, diğer üye ülkelerle birlikte ülkemiz, savunma harcamalarını gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 2'sine çıkaracağını taahhüt etmiştir. Ayrıca, ülkemizin 2013 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1,74'ünü savunma harcamalarına ayırdığını ve bu konuda NATO ülkeleri arasında 7'nci sırada olduğunu da belirtmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hedefimiz, oluşan yeni şartlar ile uyumlu şekilde ülkemizin küresel ve bölgesel tüm meselelere katkıda bulunabilecek bir aktör olarak temayüz etmesini sağlamaktır. Ülkemiz, gerek tek başına bir güç olarak ve gerekse üyesi olduğu uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla geniş bir yelpazede barışçı, ilkeli ve etkin bir güvenlik politikası izlemektedir. Bu doğrultuda, bir yandan kolektif savunma ve kriz yönetimi operasyonlarına katkıda bulunurken diğer taraftan, kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesi, silahsızlanmanın teşvik edilmesi gibi girişimlerde de yer almaktayız.

Silahlı Kuvvetlerimiz, Birleşmiş Milletler çatısı altında Lübnan'da; NATO kapsamında Afganistan'da, Kosova'da ve Akdeniz'de; Avrupa Birliği şemsiyesi altında Bosna Hersek'te yürütülen barışı destekleme görevlerine katkıda bulunmaya devam etmektedir. Avrupa Birliğinin Orta Afrika Cumhuriyeti ve Mali'de yürüttüğü harekât ve misyonlarına Türkiye Büyük Millet Meclisinden alınan yetki çerçevesinde katkı sağlama çalışmalarına da başlanılmıştır. Ayrıca, Aden Körfezi ve Somali açıklarında yoğunlaşan deniz haydutluğu faaliyetlerine karşı yürütülen deniz operasyonlarına da Birleşmiş Milletler ve NATO çatısı altında katkı verilmektedir. Söz konusu katkıların yanı sıra, Balkanlarda barış ve istikrarın sağlanması maksadıyla Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları Süreci ve Güneydoğu Avrupa Barış Tugayı kapsamında icra edilen faaliyetlere, ayrıca Karadeniz'de deniz güvenliğini temin amacıyla Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu ve Karadeniz Uyuma Harekâtı çerçevesinde ülkemize düşen görevleri yerine getirmeye de devam etmekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bölgesel ve küresel önceliklerin yanı sıra askerî anlamda ikili ilişkilerin geliştirilmesine de büyük önem vermekteyiz. Bugüne kadar 68 ülkeyle askerî alanda eğitim, teknik ve bilimsel iş birliği anlaşması, 60 ülkeyle savunma sanayi iş birliği anlaşması, 53 ülkeyle de askerî eğitim iş birliği anlaşması imzalamış durumdayız. Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Afrika'da tarihî dostluk ve kardeşlik bağlarımız bulunan birçok ülkeyle 1992 yılından itibaren askerî yardım faaliyetlerimizi de sürdürmekteyiz. Bu kapsamda, 2013 yılında 15 ülkeyle askerî, mali iş birliği anlaşması ve nakdî yardım protokolü imzalamış durumdayız. Hâlen, 2014 yılı için, 16 ülkeyle söz konusu anlaşmaların akdedilmesi faaliyetlerine devam edilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; askere alma faaliyetleri de Bakanlığımın bir diğer faaliyet alanıdır. Bilindiği üzere, bu yılın başından itibaren vatan görevi kapsamında yerine getirilen on beş aylık askerlik süresi on iki aya indirilmiştir. Vatandaşlarımıza e-devlet üzerinden askerlik şubelerine gitmeden randevu alabilme, askerlik durum belgesi alabilme ve sevklerine ilişkin işlemlerini yapabilme imkânı sağlanmıştır. Ayrıca, askere gidecek vatandaşlarımız yol ve yemek bedellerini de PTT şubelerinden alabilmektedir. Silahlı Kuvvetlerimizin teknolojik kapasitesinin güçlendirilmesiyle toplumdaki talepleri de göz önüne alarak bedelli askerlik yasası çıkartıldı. İlgili kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde başvuran ve 1 Ocak 1988 tarihi dâhil olmak üzere bu tarihten önce doğan yükümlüler ile yaş şartı aranmaksızın "Askerliğe elverişli değildir." sağlık raporu alanlar için bedelli askerlik seçeneği yükümlülere sunulmuştur. Başvuranlar, 18 bin Türk lirasını ödemeleri şartıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacaklardır. Bugün saat 16.45 itibarıyla bu seçeneğe başvuranların sayısı 20.678 kişi olmuştur. Bedelli askerlik uygulamasından yararlanmak isteyen yoklama kaçağı ve bakayalar hakkında idari ve adli soruşturma ve kovuşturma yapılmayacak, başlatılmış olanlar sona erdirilecek ve bu suçlara ilişkin kesinleşmiş idari para cezaları da tahsil edilmeyecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamın bu bölümünde savunma sanayisi faaliyetlerimiz hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum. Türk savunma sanayisi, son dönemde büyük bir atılım göstermiştir. Kritik teknolojiye sahip savunma sistemlerinin yerli sanayimiz tarafından tasarlanması ve üretilmesi sayesinde, bugün, binden fazla şirketimizin, KOBİ'lerimizin, araştırma kurumlarımızın ve üniversitelerimizin katılımıyla Türkiye'nin bu alanda bütün üretim gücü seferber edilmiş ve bir savunma sanayisi oluşturulmuştur.

Savunma sanayisi sektörünün en önemli göstergesi olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranı yüzde 50'yi aşmıştır. On yıl önce yüzde 80 civarında dış teknolojiye bağımlı olan savunma sanayimiz, yürütülen yüksek teknolojiyi haiz ulusal, çok uluslu ve ortak girişim savunma sanayisi projeleri sayesinde, bugün, yüksek yetenekli ulusal ana yükleyiciler, çok sayıda alt sistem üreticisi, KOBİ, ileri teknoloji niş alanlarda çalışan AR-GE firmaları, araştırma enstitüleri ve üniversitelerden oluşan geniş bir endüstri alanı oluşturmuştur.

Bugün, savunma sanayimiz 5 milyar dolar ciroya ve 1,5 milyar dolara yakın ihracat rakamlarına ulaşmış ve 1 milyar dolarlık da AR-GE harcamasıyla ülkemizin en yüksek AR-GE yatırımı yapılan sektörü olmuştur.

Savunma sanayisi şu bakımdan önemlidir: Bugün Türkiye'nin ihracatı 150 milyar doların biraz önünde. Dolayısıyla, ihracatımızın kilogram maliyeti yaklaşık 1,5 dolar civarında ama eğer ATAK helikopterini ihraç ederseniz kilogram maliyeti 5 bin dolar ama GÖKTÜRK-2 uydusu gibi bir uyduyu Türkiye'de üretir, ihraç ederseniz kilogram ihracat bedeli 200 bin dolar olacak. 1,5 dolar, 5 bin dolar, 200 bin dolar. Bu bakımdan, savunma sanayisi yüksek teknoloji ürünleriyle ülkemizin 2023 yılında hedeflediği ihracat hedefini yakalamasında büyük katkıda bulunacak sektörlerden biri olarak görülmektedir.

Savunma programlarımızda kaydettiğimiz başarılarla beraber, savunma ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirilen alımlarla da Silahlı Kuvvetlerimizin kabiliyetleri artmıştır. 2013-2023 vizyonumuz çerçevesinde, ülkemizin dünya savunma sanayi alanında en gelişmiş 10 ülke arasına girmesi için çalışmaktayız. Yaşadığımız bu zorlu coğrafyada Silahlı Kuvvetlerimizin modernizasyonunda gerekli her ihtiyacını ülkemizin üretimiyle karşılamak temel gayemizdir. Bunu ülke bağımsızlığının olmazsa olmaz şartı olarak görüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu bağlamda, Savunma Sanayii Müsteşarlığımızda hâlen yürütülmekte olan savunma projelerine ilişkin bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum: Altay ana muharebe millî tankımızın kritik tasarım süreci bu yıl mayıs ayında tamamlanmış ve doğrulama testlerine tabi tutularak 2 nihai prototipin üretimlerine başlanmıştır. Daha önce üretimi gerçekleştirilen 2 adet ön prototip üzerinde hareket ve atış kabiliyetlerine yönelik denemeler ise sürdürülmektedir. Altay tankımızın seri üretiminin 2017 yılından itibaren başlaması ve Kara Kuvvetleri Komutanlığımızın envanterine girmesi beklenmektedir.

Askerlerimizin mayın tehdidine karşı korunmasını sağlayan Kirpi Projesi kapsamında 614 araçtan 508 adedinin kabulü gerçekleştirilmiştir. Askerî bir tabur büyüklüğündeki bir kuvveti ana üst desteği gerektirmeksiniz kriz bölgesine intikal ettirebilecek havuzlu çıkarma gemisinin tedarike yönelik LPD Projesi kapsamında sözleşme görüşmelerine devam edilmektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında başlatılan, ancak daha sonra akamete uğrayan havacılık çalışmalarımızın ardından ilk Türk tasarım eğitim uçağı HÜRKUŞ 29 Ağustos 2013 tarihinde ilk uçuşunu gerçekleştirmiştir. 15 adetlik seri üretim için Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı alınmış ve proje kapsamında üretilen prototip uçağın uçuş testleri 10 Eylül 2014 tarihinde başlamıştır.

ATAK Projesi kapsamında 6 adet helikopterin teslimatı gerçekleştirilmiştir. Helikopterimizi asimetrik savaş alanında, dünyadaki operasyonel anlamda en iyi çözüm ve şimdiden ihracat potansiyeli yüksek bir proje olarak değerlendiriyoruz. Bu proje kapsamında 59 adet helikopter Türkiye'de üretilecektir.

Yine, özgün bir savaş uçağı geliştirme yolunda da projelerimiz devam etmektedir. F-35 uçaklarının Müşterek Taarruz Uçağı Programı kapsamında geliştirme ve test faaliyetleri devam etmektedir. Millî mühimmatlarımızın da entegre edileceği F-35 savaş uçağının bilgi füzyonu, görünmezlik ve ileri algılayıcı teknolojileri gibi gelişmişlik yetenekleriyle beraber 2020'li yıllarda Türk Hava Kuvvetlerinin önemli bir muharip unsuru olması öngörülmektedir. Hâlihazırda ilk 2 uçağın siparişi verilmiş durumdadır. Geçtiğimiz günlerde program kapsamında alınan kararla, ülkemiz, müşterek taarruz uçağının Avrupa bölgesi motor ağır bakım ve onarım merkezi olarak seçilmiştir. Bu kararla Türkiye'nin tecrübesi ve uzmanlığı, maliyet etkinliği ve uluslararası arenada bölgesel liderliği tescil edilmiştir. Bu sayede, Türkiye'nin Müşterek Taarruz Uçağı Projesi kapsamındaki en önemli hedeflerinden biri olan F-35 motorunun üretim ve bakım kabiliyetleri kazanılmış olacaktır. Ayrıca, aynı kararla, Türkiye 2018 yılından itibaren, en az üç yıl tek başına hizmet vermek üzere Norveç ve Hollanda'nın önünde program tesisi olarak F-35 depo seviyesi bakım hizmeti için 1'inci sırada seçilmiştir.

Yine, gerek tasarım ve üretim gerekse hareket ve lojistik anlamda ülkemize önemli kabiliyet kazandıracak A400M stratejik ulaştırma nakliye uçağının da ilki teslim alınmıştır, 3 adet "AWACS" diye bildiğimiz Barış Kartalı uçağımız yer destek merkeziyle birlikte teslim alınmıştır, 2015 yılında alınacak son uçakla birlikte teslimatlar tamamlanacak ve böylelikle Hava Kuvvetlerimizin önemli bir güç çarpanı olacaktır.

Modern piyade tüfeğimizin üretimine başladık.

Alçak irtifa hava savunma sistemi füzeleri başarıyla sonuçlandı.

Orta irtifa füze atışı başarıyla gerçekleştirildi ve GÖKTÜRK-2 füzesinden sonra yer gözlem uydu teknolojilerinin geliştirilmesiyle de İMECE Projesi'ni de başlatmış bulunmaktayız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 yılı bütçemizin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)