| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 19.12.2014 |
BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, sevgili milletvekili arkadaşlarım; ben önce, dünkü konuşmamda, TÜBİTAK'la ilgili konuşurken şöyle bir konuya değindim, dedim ki: Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri Işık ve Yardımcısı Sayın Davut Kavranoğlu Gebze'deki AKP İlçe Başkanını TÜBİTAK'a İdari Müdür olarak atadı. Bugün Sayın Davut Kavranoğlu beni aradı, bu şahsı tanımadığını ve bu bilginin yanlış olduğunu söyledi. Düzeltiyorum ve kendisinden özür diliyorum.
Şimdi, konuşmam bütçe kanunun (E) cetvelinin 44'üncü sırasındaki Türk kültür varlığını koruma, tanıtma ve yaymaya ilişkin giderler ile dış ülkelerde siyasi tanıtmaya ilişkin giderler maddesinde Kültür ve Turizm Bakanlığının Fazıl Say hakkındaki uygulamasıyla ilgili. Aslında Fazıl Say'ın kimliğini biliyorsanız bu cetvelin 44'üncü sırasında yazan tanıma tıpatıp uyduğunu da bilirsiniz. Yani Türk kültür varlığını koruyan, tanıtan, yayan ve aynı zamanda da dış ülkelerde ülkemizi tanıtan bir sanatçımız. Türkiye'nin yetiştirdiği ender dehalardan biri Fazıl Say ve sadece piyanist olarak değil, aynı zamanda, kompozitör olarak dünya çapında üne kavuşmuş bir sanatçımız. Pek çok ulusal ve uluslararası ödül sahibi ve ülkemizin -demin de söylediğim gibi- uluslararası arenada defakto kültür elçisi.
Fazıl Say'ı piyano çalarken hiç dinlediniz mi bilmiyorum, bir kez olsun dinlemenizi öneririm, CD'den değil, aslında, konser ortamında. Âdeta bir sihirbaz gibi sizi oturduğunuz koltuktan kaldırıp piyanosunun içine çeker, büyülenirsiniz. Gitmeyenler, dinlememiş olanlar lütfen gitsin. Ancak Fazıl Say'ın dehası piyano sihirbazlığıyla ilgili değil. Dehası, besteleriyle hem bu toprakların kültürünü hem de uluslararası kültür ögelerini ustalıkla harmanlamış olması. Siyasi fikirlerinden dolayı onu bu ülkenin değerlerine düşmanmış gibi tanıtanlar öz geçmişini bir incelesinler. Nasrettin Hoca, Âşık Veysel, Sait Faik, Metin Altıok anısına bestelediği eserler; Nazım Hikmet Oratoryosu, Mezopotamya ve İstanbul Senfonileri, Ömer Hayyam Klarnet Konçertosu, Hezarfen Konçertosu, "Haremde 1001 Gece" adlı keman konçertosu... Bu toprakların ve komşu ülkelerin folkloru, kültürü ve masallarından esinlenmiştir bu eserler. Darbuka kullanır, ney kullanır. Bu enstrümanları kullanarak gerek klasik Osmanlı müziğini gerekse Anadolu kültür geleneğini klasik Batı müziğine eklemlemiştir. İstanbul ve Mezopotamya Senfonileriyle bu coğrafyayı eserlerine yansıtmıştır. Birinci Dünya Savaşı, Sivas katliamı, Gezi gibi tarihimizin sancılı olaylarının müzikle fotoğrafını çekmiştir.
Şimdi, onu snop bulanlara şunu da hatırlatmak istiyorum: Fazıl Say sadece büyük şehirlerin konser salonlarında klasik Batı müziği hayranlarına konserler vermiyor, bu ülkenin her tarafına gidiyor. Hatta, piyanosunu köylere kadar taşıttırıp köy meydanlarında konserler verdi. Söylemek istediğim şu: O, bu toprakların çocuğu, bu topraklardan besleniyor ve doğduğu ve yaşadığı bu ülkenin kültürel kodlarını evrensel arenalara taşımakta. Şimdi bu çapta bir sanatçımızı onurlandırmak gerekirken tam tersi yapılmakta, yalnızlaştırılmaya çalışılmaktadır Fazıl Say.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bunlar piyanoya "gâvur icadı" diyorlar ama cep telefon kullanıyorlar.
BİNNAZ TOPRAK (Devamla) - 2015 yılının sadece ilk beş ayında 10 farklı ülkede 37 konser verecek ve maalesef, biz Türkiye'de Fazıl Say'ı dinlemekten mahrumuz. Eserleri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın 2015 programına konmuş olduğu hâlde programdan çıkartıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik bu kararın gerekçelerini açıklamak zorunda. Fazıl Say'ın bu ülkede 10 binlerce seveni var, hakkındaki bu karara ilişkin imza kampanyası da başlatıldı. AKP iktidarı kendi dünya görüşünü benimsemeyen herkese karşı bu tür bir düşmanlık sergileyemez.
Osmanlıya öykünenlere tavsiyem de şu: Bir anlamaya çalışın, sadece mezar taşlarıyla değil. Abdülhamit'in sarayındaki operayla...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BİNNAZ TOPRAK (Devamla) - ...ünlü tiyatro sanatçısı Sarah Bernhardt'ın sarayda verdiği temsillerle, Abdülhamit'in piyano çalmasıyla, tüm şehzade ve sultanlarına öğrettiği piyanoyla, saraydaki klasik müzik eserleriyle ve konserlerle.
Son olarak Türk musiki sanatçısı Hacı Arif Bey'in Abdülhamit'e söylediği bir sözü tekrarlamak istiyorum. Fazıl Say'ı sansürlemeye yeltenenlere bunu söyleyeceğim, demiş ki Hacı Arif Bey: "Sanatta iradeihümayun geçmez." Yani sanatta sultanın emirleri geçmez.
Beni dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)