GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:34
Tarih:19.12.2014

CHP GRUBU ADINA UMUT ORAN (İstanbul) - Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bugün bütçenin dışında bir anlam daha var. Tam beş yıl önce haysiyet cellatları Yarbay Ali Tatar'ı aramızdan aldı. Öğlen acılı ailesiyle mezarı başındaydık.

Sayın milletvekilleri, geciken adalet adalet değildir. Tersini savunan varsa, cesareti de varsa gitsin Satı Ana'nın gözlerinin içine baksın.

Biz bugün mezar başındayken bir şey daha oldu. Hükûmet faşizmi kanunsuz emirlerle ana muhalefet partisinin yani bizim Cumhuriyet Halk Partimizin İstanbul İl Binasına baskın düzenledi. Sadece İstanbul değil, mahkeme kararı olmadan dün Aydın'da, bugün Sakarya, Kocaeli, Denizli, Isparta'da il binalarımızda kanunsuz emirlerle arama hakları olmadan arama yaptılar. Bu ülkede hukuk kalmamıştır, adalet de kalmamıştır. Ulu Önder Atatürk'ün dediği gibi: "Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet hâlinde varlığı kabul olunamaz." Siz isteseniz de istemeseniz de biz bu ülkede üstünlerin hukukunu yıkacağız ve hukukun üstünlüğünü egemen kılacağız.

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Biz zaten onu yapıyoruz, tam onu.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz de istiyoruz onu.

UMUT ORAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bu bütçe -konuşuluyor bir haftadır- halkın, emekçinin, emeklinin, işçinin, çiftçinin, çalışanın bütçesi değildir. Memura 3+3 zam yapan, asgari ücreti böbürlenerek 30 lira artıran AKP Hükûmetinin bütçesi ancak bu kadar olur. Sizin bu hazırladığınız 13'üncü bütçe daha önce hazırladığınız 12'nciler gibi halkın değil, rantın, talanın, yandaşa dağıtılan milyarların bütçesidir. Sayın Hükûmet, sayın milletvekilleri; bu bütçenin Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur, Türkiye'yi bir santim bile ileri taşımaz. Hükûmetin içinde yer almakla övündüğü G20 ülkeleri ile aramızda baktığınız zaman uçurumlar var. Biz G20'de daha evvel 16'ncıydık, 17'nci olduk evvelki sene, bu sene 19'uncuyuz, neredeyse küme düşeceğiz yani G20 listesinden aşağıya doğru kayıyoruz.

Bakın, kişi başı gelirde 65'inci sıradayız. Gelir adaletsizliğinde dünyada 2'nci, Avrupa'da 1'inciyiz. Dünyada demokrasi endeksinde 89'uncuyuz. Kadın-erkek eşitliğinde 120'nci, basın özgürlüğünde 134'üncü, İnternet özgürlüğünde 65 ülke içerisinde 43'üncüyüz. Hâlâ 5,5 milyon işsizimiz, yoksulluk sınırı altında yaşayan 29 milyon vatandaşımız var. İş kazalarında Avrupa 1'incisi, dünya 3'üncüsüyüz.

Sonuç olarak ekonomik alanda ne yaparsanız yapın, insan haklarında, demokraside, özgürlüklerde Türkiye G20'ye giremezse tam anlamıyla ilerleme sağlanamaz. Bu karanlık tablodan kurtulmanın bir tek yolu var: Kadına, çocuğa, eğitime yatırım yapmak. Ama, baktığınız zaman, maalesef "Kadın- erkek eşit değildir." diyen, "Kadın en az 3 çocuk doğurmalı." diyen, "Kadın evde otursun, çocuk baksın." diyen anlayışla çalışma hayatında kadınlarımızı da sıfırladınız.

2014 yılında kadın işsiz sayısında yüzde 30 artış var. Bu oran, üniversiteli kadın işsiz oranında baktığınız zaman yüzde 70 artışa tekabül ediyor. Umudunu yitiren, iş aramayanlarla beraber aslında kadınlarda gerçek işsizlik yüzde 26'larda.

Bu arada, işsizlik dediğimiz zaman aklımıza çalışanlar geliyor. Bu maddeyle personel giderleri için de yedek ödenek ayrılıyor. Bu, AKP Hükûmeti için normal. Maliye Bakanı da haklı. Torpille, adam kayırmakla o kadar çok personel alınıyor ki kimin, nereden, hangi işe girdiği belli değil ve bu torpilli personele ne ödenek ayırmak gerektiğiyle ilgili şu anda hiçbir şey belli değil tabii. Ne zaman, nereden, ne talimat gelecek belli değil. Demokrasinin bütün kurallarının işlediği, fırsat eşitliğinin yaşandığı bir ülkede böyle bir şey kabul edilemez.

Ayrıca, bu maddede yatırımları hızlandırma ödeneği bütçeye de konuluyor. Açıkçası insan ilk başta seviniyor, "Ne güzel, yatırımlar tamamlanacak, vatandaşın yüzü gülecek." diyoruz. Ama, baktığınız zaman kazın ayağı öyle değil.

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Vatandaşın yüzü gülmese oyunu bize vermez.

UMUT ORAN (Devamla) - "Yatırım" deyince sizin aklınıza kaçak saraylar, boğaza nazır Vahdettin köşkleri, uçan saraylar geliyor. "Tasarruf" deyince de sizin aklınıza plaket masraflarını kısmak geliyor. Burada iyi niyet yok, burada samimiyet yok. Vatandaşın derdine derman olacak yatırımlar ortada yok. Buradaki ayrılacak paraların kaçak saraya ve 12'nci Cumhurbaşkanının sonu gelmeyen isteklerine, bitmeyen masraflarına, dolayısıyla örtülü ödeneğe aktarılacağını hepimiz biliyoruz.

Ben, ayrıca -Maliye Bakanı burada değil- bir çağrıda bulunmak istiyorum. 12'nci Cumhurbaşkanı her ağzını açtığında ekonomi tepe taklak gidiyor. Yatırımcı önünü görsün diye bence Sayın Maliye Bakanı RTE endeksi yayınlasın, aksi takdirde ekonominin hâline baktığınız zaman harap. Bakın, dövizdeki 1 kuruşluk artış dış borcumuzu 4 milyar lira artırıyor. Sadece 18 Kasım-18 Aralık tarihlerine bakın, dış borcumuza 58 milyar liralık ek fatura geldi. Sayın Erdoğan konuşuyor, döviz artıyor.

Bu arada şunu da ifade etmek isterim: Hükûmet son günlerini yaşıyor, benden uyarması. 12'nci Cumhurbaşkanı ocak ayından itibaren Bakanlar Kurulunu toplayacak, kendi kabinesini kurmaya başladı bile. Buradan AKP bakanlarını uyarıyorum, "paralel, paralel" dediniz ama tam da içinizden yepyeni bir paralel hükûmet çıkıyor, haberiniz olsun Sayın Bakan.

HAMZA DAĞ (İzmir) - Kendin bile inanmıyorsun ha!

EŞREF TAŞ (Bingöl) - Anayasa'ya bak, Anayasa'ya!

UMUT ORAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bırakın Anayasa'ya bakmayı da bütün bunlar neden oluyor biliyor musunuz? Yolsuzluktan oluyor. Yolsuzluk habis bir ur gibi Hükûmeti içten çürütüyor. Merak etmeyin yolsuzluğun panzehri var. Bakın yolsuzluğun panzehri, siyasi etik ve siyasi ahlak. Hükûmetin işine gelmiyor ama sizin parti programınızda -buradaki milletvekilleri de biliyorlardır- yolsuzlukla mücadele edeceğinize dair sizler söz vermişsiniz. İşte size samimiyet testi, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının yıl dönümünde Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler, Siyasi Etik ve Ahlak Yasa Teklifi'ni verdik 17 Aralıkta. Hadi hep beraber çıkartalım bunu. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tam 3 dönemdir, on dört yıldır bu yasayı çıkarmak için çabalıyoruz. Buradan Sayın Davutoğlu'na sesleniyorum, eğer yolsuzlukla mücadele konusunda samimiysen, temiz siyaset, dürüst yönetim, açık toplum istiyorsan gel bu yasayı 17-25 Aralık yolsuzlukla mücadele haftasında hep beraber çıkartalım ve siyasete güveni yeniden inşa edelim. Kanun burada. Bakın ne dedim biraz evvel, üç dönem geçmiş; 22, 23, 24.

RECEP ÖZEL (Isparta) - O kanun teklifi, kanun değil o.

UMUT ORAN (Devamla) -Tam on dört yıl geçmiş. Her seferinde dedik ki: Gelin beraber bu siyasi etik yasasını, siyasi ahlak yasasını, siyasette dürüstlüğü hep beraber çıkartalım. Hadi buyurun çıkartalım, ne duruyorsunuz? İşte kanun, işte Meclis, işte muhalefet, hodri meydan. (CHP sıralarından alkışlar)