GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:20.12.2014

CHP GRUBU ADINA MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce Sayın Bakanım -Bakan da dinlemiyor ya- bir şikâyette bulunmak istiyorum. Daha önce Erzincan'da ve Türkiye'nin birçok ilinde şoför vatandaşlarımıza SRC 2 ve SRC 4 belgelerinden dolayı bunların alınması için girişimde bulunuldu. 8/7/2009 tarihinde o zaman 350 bin lira para yatırdılar, on beş gün sonra Ulaştırma Bakanlığı SRC sorgulama programında "Evraklar işleme alınmıştır." yazısını ekranda gördüler. On beş gün sonra SRC sorgulamasında "SRC 2 ve SRC 4 belgelerini almaya hak kazandınız." yazısı çıkıyor. 7/12/2009 tarihinde belgeler düzenleniyor ve 26/1/2010 tarihinde de Ulaştırma Bakanlığı tarafından Ulaştırma Bakanlığında SRC belgeleri teslim ediliyor. O tarihten bu yana şoförlük yapıyorlar ama 2014 yılında belgeler iptal ediliyor. Sorgulamada "SRC belgeleriniz gerçek ama usulsüz verilmiş." deniyor. Bunlar toplam olarak 960 bin lira para verdiler ama bu usulsüzlük nedense bir türlü düzeltilmiyor. Bunu yapanların... Özellikle kartta soğuk mühür var ve müsteşar yardımcısının da imzası var. Bu konuda gereken özenin gösterilmesini istiyoruz çünkü şoförlerimiz gerçekten mağdur ve bakanlık tarafından, bakanlık yetkililerince dolandırıldıklarını söylüyorlar.

Değerli milletvekilleri, bütçeler, biliyorsunuz, yalnızca bir muhasebe belgesi değil, aynı zamanda da siyasi bir belge. Bütçe hazırlanırken devletin ezilen kesimiyle egemen kesiminin arasındaki denge gözetilir. Tabii, biz on iki yıldır ne yazık ki AKP yönetiminde bütçelerin hep egemen kesimlerden tarafa yapıldığını görmekteyiz. İşte, en son örneği de, Cumhurbaşkanlığına ayrılan bütçe yüzde 97 artırılırken işçiye, memura verilen zammın ne olduğunun görülmesiyle ortaya çıkıyor. Tabii, yıllardır, özellikle son yıllarda "Faiz lobisi darbe yapıyor." diye bağırırken her yıl faiz bütçesini nasıl yaptığınızı da görmekteyiz. Bütçenin kime hizmet verdiğinin de kanıtları aslında burada.

On iki yıldır halka yapılan tek şey halkı borçlandırarak çarkı döndürmek oldu. 2002 yılında hanehalkı gelirinin yüzde 7,5'u borçlanırken 2014 yılında yüzde 55'ine çıktı. Ama algı yönetimini gerçekten, Allah için, çok güzel yapıyorsunuz. Borçlandırmayı bile vatandaşa gelir olarak kaydedebiliyorsunuz; aynı, vatandaşlara hastanede muayene edilirken yaptığınız gibi bu borçlandırma işini çok iyi bir şekilde yapıyorsunuz. Tabii, en iyi yaptığınız şeylerden bir tanesi, borçlandırmayı sürdürmek için vatandaşı yine kredi kartları almaya, bol bol alışveriş yapmaya, araba almaya, ev almaya zorlamak, bunları cazibeli hâle getirip, sürekli borçlandırıp kendinize bağlamak olmuş.

2015 bütçesinde bütçe gelirlerini yüzde 12 artıracağınızı söylüyorsunuz. Bu yıl Türkiye yüzde 3,3 büyüdü, 2015 yılında yüzde 4 büyüyeceğini tahmin ediyorsunuz. Yüzde 4 büyümeyle yüzde 12 gelirin nasıl elde edileceğini düşünmek lazım. Tabii, zam ve yeni vergilerle bunun yapılacağı kesin, yoksa başka türlü artıramazsınız. KDV'yi artıracaksınız, ÖTV'yi artıracaksınız, damga vergisini artıracaksınız, banka sigorta paralarını, trafik cezalarını, temel tüketime olan zamları... Zaten Sayın Bakan da dün açıklama yaptı "Vergileri artıracağız." diye.

Şu anda kredi kartı sayısı nüfusumuzun 2 katı olmuş. Vatandaşı borçlandırıyorsunuz, iç talebi yükseltip o şekilde ekonominin iyi olduğunu göstermeye çalışıyorsunuz. Resmî rakamlara göre işsizlik 10,5 olmuş ama gerçekte 16'dan fazla, genç işsizlik yüzde 25'ten fazla. Büyük sermayeden alınan vergileri yüzde 20'ye düşürmüşsünüz ama yandaş korunurken vatandaş da soyulmaya devam ediliyor.

2015 yılında 427 milyar olması beklenen bütçe gelirlerinin en önemli kaleminde yüzde 70 dolaylı vergi olduğunu bilmekteyiz. Avrupa'da, biraz önce Bakanımız söyledi ama Avrupa'da yüzde 2,5 dolaylı vergi alınıyor; bizimki 2,5 katı. Almanya'da yüzde 28, Bulgaristan'da yüzde 20 olduğu ve ne ilginç ki kişi başına 10 bin dolar millî geliri olan ülkemizde 35 tane dolar zengini İstanbul'da yaşıyor, kişi başına millî geliri 50 bin dolar olan Singapur'da ise 32 tane dolar zengini var.

Eğitime en büyük pay ayrıldığı yalanları; yüzde 78'i personele ayrılmış... 2002 yılında eğitime yüzde 17 pay ayrılmış şimdi yüzde 9 ayırıyorsunuz. Tabii öğrencilerin kalitesinden öğretim kalitesinin ne olduğu ortaya çıkıyor. Her yıl vatandaşlar cebinden 15 milyar lira para harcıyorlar eğitim için.

Sağlıkta zaten gelen nokta ortada; vatandaşlar hastaneye gittiği zaman yüzde 85'ini cebinden ödüyorlar.

Yoksulluk; özellikle bu sene yüzde 2 ayırmışsınız, normalde düşük. AKP, uyguladığı politikalarla toplumun geniş kesimini yoksullaştırıp bunları örgütsüzleştiriyor ama kendi örgütü altında toplayıp kendine oy deposu olarak kullanmayı da iyi biliyor, halkı bu şekilde sömürüyor.

Çalışma Bakanlığının bütçesi 32,7 milyardan 30,6 milyara düşmüş. İş sağlığı ve iş güvenliğinin de yine aynı şekilde hiç olmayacağı görülüyor.

Eğitime, sağlığa, emekliye, işçiye gelince para bulmuyorsunuz. Özellikle Sayın Erdoğan'ı şu anda çok aratmayan Sayın Davutoğlu üç ay içinde örtülü ödenekten 263,2 milyon lira para harcamış. Sayın Erdoğan on bir yılda 7 milyar 93 milyon lira harcamış. Ama bunlara para bulunmazken haksızlığa karşı çıkan vatandaşı susturmak için silah ve güvenlik işleri için 52 milyar parayı bütçeye koymuşsunuz. Bu ne demek? Şiddet bütçesi, kin bütçesi, nefret bütçesi olacak. Yine Ethemler, yine Ali İsmail Korkmazlar, yine Berkinler hayatlarını kaybedecek.

Dış politikada geldiğimiz nokta ortada. Şam'a öğle namazı kılmak için gidecektiniz ama şu an özellikle sınırda yaşayan vatandaşlarımızın durumu belli.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün bütçesini bu sene 1,5 milyar lira azaltmışsınız. Yine kadına şiddet kadına verdiğiniz önemin göstergesi olacak. 2014 yılında on bir ayda 204 kadının öldürüldüğünü, kadına şiddetin yüzde 1.400 arttığını zaten bilmekteyiz.

Hırsızlık, gasp, uyuşturucu aldı başını gidiyor, beş yılda yüzde 100 artış var. Uyuşturucu kullanılması 11 yaşına indi.

Dünya Ekonomik Forumu 2011-2015 Küresel Rekabet Raporu sonuçlarına göre 144 ülke arasında yasal haklar açısından Türkiye'nin 96'ncı sırada, ilköğretim, eğitime katılma bakımından 94'üncü sırada, eğitim sisteminin kalitesi bakımından 89'uncu sırada, fen ve matematik eğitimi bakımından 98, okul yönetilmesi kalitesi bakımından 100'üncü sırada olduğunu görüyoruz.

Çok muhafazakâr olduğunuzu söylüyorsunuz ama döneminizde fuhuş yüzde 300 artmış, evlenme yüzde 0,6 azalmış, boşanmalar yüzde 1,6 artmış.

"24,1 milyar IMF borcunu bitirdik." diye övünüyorsunuz ama 55 milyarlık özelleştirmeyi, daha önceki hükûmetlerin yaptıklarını hiç görmezden geliyorsunuz.

Zamanım kalmadı, biraz da resim göstereyim. Şimdi, çok yol yaptığınızı söylüyorsunuz. İşte, Muharrem bebek sizin bu yaptığınız yollar sayesinde, gidemediği için öldü.

Sağlıkta çok iyi düzene geldiğinizi söylüyorsunuz, ekonomimizin çok iyi arttığını söylüyorsunuz. Bu camları kırık, sökük evde Ayaz bebek zatürreden öldü. Kübra bebek -bu buzdolabı, para kasası değil, içinde hiçbir şey yok- açlıktan öldü.

En iyi yaptığınız şey, "Vatandaşı -daha önce diyordunuz ki- işte, gaz kuyruklarından falan kurtardık." İşte, vatandaşın kuyrukları, bunlar sizin döneminizde, 30 lira, 40 lira para alsın diye saatlerce kuyrukta bekleyen, yaz kış demeden, vatandaşlarımız.

"En büyük 17'nci ekonomi." diyorsunuz. İşte, ekonomimizin göstergesi, çöplerde yiyecek topluyorlar.

Babasız bıraktığınız çocuklar, zaten yüz karanız ne yazık ki.

Recep amca, onurumuz oldu, ülkenin gerçeğini gösterdi.

"Kadına şiddet yüzde 1.400 arttı." diyoruz sürekli olarak ve ne yazık ki çocuk gelinleri masumane olarak gören zamanınızda son bir sene içinde 20 bin tane çocuk gelin oluştu.

"Her yere üniversite açtık." dediniz. 50 öğretmenimiz intihar etti. Jeoloji mühendisleri, veterinerler, ziraat mühendisleri ve bir sürü şu anda intihar aşamasında...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biraz iyi haberler var ya.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Veriyorum, daha ne yapayım?

"IMF'ye o kadar borcumuzu sildik." diyorsunuz ama IMF'nin dayatmasıyla pamuğun, tütünün ekimini yasakladınız. Şu anda her sene onlarca vatandaşımız, ırgadımız yolda sıkış sıkış giderken ölümle karşılaşıyor, ölümle burun buruna geliyor.

Son yıllarda uyuşturucunun ne kadar arttığını söyledim. Uyuşturucu kullanan gençlerimizin yaşı 11'e indi, patlama yaptı.

Tabii, maden işçileri pideyle orucunu açarken kimileri de böyle zevküsefa içinde kuş sütüyle açmakta. Öyle işte. Buna bak, bir sürü, Allah gözünüzü doyursun böyle bir sofra olur mu ya, biraz da insan şey yapar.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Faruk Bey'e bir göster onu.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Tabii, bunlar para kasaları, bunlar da vatandaşın sizin bildiğiniz kasaları.

Diyanet İşleri ne yazık ki fetvalar veriyor, haramdan, fazla masraf etmeyeceğini söylüyor ama 1 trilyonluk arabaya biniyor ve 7'nci gemicikler, tankerler de alınmaya devam ediyor.

Biraz önce söyledim Kübra bebek soğuktan ölürken siz buraya -bu 1.464 odaymış, oda sayısı üstte 1.464, altını da düşünün, artık artacak bu oda sayısı- 8,5 milyon elektrik parası verirken Kübra bebekler soğukta öldü.

Bir de tabii vatandaşa davranış var ki, işte, köylü milletin efendisidir, bir de diğer davranışları zaten canlı canlı yaşadık, gördük. Ama son olarak da şunu söyleyeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Bu ülkede Başbakanın deyişiyle "Bizim polisimiz vatandaş mı öldürdü?" Herhâlde bu cevaptır, bu da yeter. Bu bütçede inşallah şiddete...

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Bitiremedim gerçi...

LEVENT GÖK (Ankara) - Muharrem, devam et süren var.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Başkanım süre mi verdiniz?

ALİM IŞIK (Kütahya) - Son fotoğrafı yeniden göster.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Onu bir daha göstereyim, nereye koydum, karıştı...

BAŞKAN - Acele etmeyin Sayın Işık.

MUHARREM IŞIK (Devamla) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum sağ olun.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)