| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 20.12.2014 |
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, şimdi, yatırım programında yer alan bir yatırım için yıl içinde yatırım programında yer alan esas ve usullere uygun olarak gerekli görülmesi hâlinde artış yapılması hâlinde bu artışın gerektirdiği ödenek kurum içi kaynaklardan karşılanabildiği gibi yatırımları hızlandırma ödeneğinden de aktarma yapılabilmektedir. Bu, bütçe kanununa uygun olarak yapılmaktadır.
Bahsi geçen hizmet binasıyla ilgili olarak şöyle: Kesin hesaplardan bakarsanız hem Başbakanlık bütçesi içerisinde bunu görürsünüz çünkü orada bina, inşa, hizmet binası yapılmasına ilişkin bir kalem var; 2012 yılında da var, 2013 yılında da var. 2014 yılı kesin hesabı henüz çıkmadığı için tabii ki 2014 yılı önümüzdeki yılın başından itibaren yayınlanacak. Dolayısıyla, bu rakamlar açık ve net. Ben zaten bu rakamları da paylaşmıştım. 2014 yılına ilişkin rakamlar nihai hâle gelince onu da paylaşacağız.
Şimdi, Sayın Genç'in sorusuna gelince: Eğer genç kardeşimiz, 20 yaşındaki gencimiz işsizse ve gerçekten başka türlü bir gelir kaynağı yoksa eminim yeşil kart yoluyla sağlık imkânlarından yararlanabilir, yani benim bildiğim bu. Ama buna engel bir husus varsa onu bilemiyorum. Şimdi, biliyorsunuz Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı belli birtakım kriterlere göre sosyal güvenlik primi katkısı ödemeleri gerekiyor mu gerekmiyor mu sağlık anlamında, o değerlendirmeleri yapıyor. Asgari ücretin belli bir yüzdesi esas alınıyor ve o çerçevede değerlendiriliyor. Şimdi, 25 yaşını doldurmaları sebebiyle bakmakla yükümlü olunan kişi sıfatını yitiren gençlerimiz yapılacak gelir testi neticesinde asgari ücretten daha düşük kişi başı hane geliri olanların sağlık sigortası primi devlet tarafından ödenmek suretiyle genel sağlık sigortasından da faydalanabiliyor. Yani muhtemelen o çerçevede de faydalanabilir. İsmi varsa o arkadaşımızın -Bakanımız da burada- iletirseniz yardımcı olacağız.
Sayın Keskin, tabii, üniversiteye erişimin artması iyi bir şeydir. Gençlerimizin gerçekten nitelikli bir şekilde, dünyayla rekabet etmemize imkân sağlayacak bir şekilde iyi bir eğitim almaları hepimizin arzusudur. İşsizlik Türkiye'nin karşı karşıya olduğu önemli bir sorundur.
Şimdi, biliyorsunuz, biz Avrupa Birliğine girmek istiyoruz. Avrupa Birliğinin 28 üyesi var. Bu 28 üyede çalışma çağındaki nüfusun yani her yıl 15-65 yaş arasına giren nüfusun artış oranı sadece yüzde 0,2. Türkiye'nin son on yılına bakarsanız Türkiye'de ise yüzde 2 yani bizde çalışma çağındaki nüfus Avrupa'nın 10 katı hızla artıyor, bu bir.
Ayrıca, takdir edersiniz ki özellikle kadınlar arasında iş gücüne katılım oranı -eğitim düzeyiyle ilişkili olarak söylüyorum bunu- son derece düşük; yüzde 31'e çıktı. Hükûmetlerimiz döneminde yüzde 24'ten yüzde 31'e çıktı ama yüzde 31 de OECD ortalaması -Avrupa ortalaması- olan yüzde 65'lerin oldukça altında. Son yıllarda eğitime erişimle birlikte iş gücüne katılım oranında da bir artış var ve bunun yansımalarını biz iş gücü istatistiklerinde, istihdam piyasasında görüyoruz.
Şöyle: Mesela eylülden eylüle yani 2013'ün eylülünden 2014'ün eylülüne kadar 1 milyon 270 bin vatandaşımıza iş bulmamıza rağmen ne olmuş? İşsizlik oranı yüzde 9'lardan yüzde 10'un üzerine çıkmış. Dolayısıyla, aslında bu çok ciddi bir şekilde hissedilen bir sorun.
Şimdi biz bunu nasıl çözeceğiz? Bir: Tabii ki nitelikli iş gücü çok önemli yani piyasanın talep ettiği iş gücü ile üniversitelerimizin yetiştirdiği iş gücü arasındaki o ilişkiyi güçlendirmemiz lazım. O nedenle, aktif iş gücü politikaları çerçevesinde eğitime, beceri eğitimine çok önem verdik. Üniversite mezunu dahi olsa cep harçlığını veriyoruz, sigorta primini ödüyoruz ve işverenlerden bunları istihdam etmeleri hâlinde beş yıla kadar sosyal güvenlik primini almıyoruz. Bu çok ciddi bir teşviktir.
İki; tabii ki ülkemizin hızlı büyümesi lazım, istihdam oluşturmamız lazım, yatırım yapılması lazım, bunun için de tabii ki iş ortamının da iyileştirilmesi lazım, destekler verilmesi lazım. Bütün bunlar -bu çerçevede çalışıyoruz- son açıkladığımız Reform Programı'nın en önemli bileşenlerinden bir tanesidir.
Son olarak şunu söyleyeyim: Hangi hükûmet olursa olsun bizim özellikle gençler ve kadınlar için part-time çalışma imkânlarını genişletmemiz lazım. Yani bu konuda Avrupa'da olduğu gibi yüzde 20'lerin üzerine çıkartacak... Bazı ülkeler var ki part-time çalışma oranı neredeyse yüzde 20-30 aralığında. Türkiye'de ise yüzde 10 civarında. Bunu artırmamız lazım; bu bir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İkincisi; bizim aynı şekilde... Bir yandan tabii ki çalışanımızı koruyacağız ama piyasada şu anda iki tür bir piyasa var. Bir kayıt dışı piyasa var, bir de kayıt içindeki piyasa var. Kayıt dışı piyasa tamamen esnek, kayıt içi piyasa da çok rijit. Bunu ben söylemiyorum, OECD'nin çalışmaları söylüyor. Şimdi bu ikisinin arasında bir yolu bulmamız lazım ve dolayısıyla iş gücü piyasasını daha etkin, bir anlamda da daha esnek hâle getirecek ve daha çok istihdam yaratacak bir yapıya doğru gitmemiz lazım. O noktada da reform noktasında da yine çalışmalarımız var,
Şunu da söyleyeyim, yani 2014 Eylül itibarıyla gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde 19,2. Sadece bilginiz olsun diye söylüyorum, Avrupa'nın nüfusu bizden çok daha yaşlı olmasına rağmen Avrupa'da şu an itibarıyla yüzde 21,6. Ama bütün buna rağmen yine de yüzde 20 civarında bir rakam yüksek bir rakamdır. Bu bizim için çok değerli bir varlıktır, mutlaka bizim bunu harekete geçirmemiz lazım.
Şimdi, tarımla ilgili ben şöyle bir yorumda bulundum, sıcak bir yorumdu.
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi toparlayınız Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şöyle, bütçe konuşmamı yapacağım gün saatine neredeyse denk gelecek şekilde üçüncü çeyrek gayrisafi yurt içi hasıla yani millî gelir rakamları açıklandı. Şimdi, bizim öngörümüz üçüncü çeyrek için yüzde 2,2'lik büyümeydi yani yüzde 3,3'lük bütün yılki büyümemizle tutarlı olan yüzde 2,2 idi. Büyüme yüzde 1,7 olarak geldi. Ben de dedim ki: Bunda esas olarak son on üç yılın en büyük kuraklığını yaşadığımız ve... Tarım da biliyorsunuz üçüncü çeyrekte etki olarak önemli bir etkiye sahip. Tarımın küçülmesi -üçüncü çeyrekte tarımdaki hasıla küçülmüş reel olarak- sebebiyle bu öngördüğümüz yüzde 2,2 yerine yüzde 1,7'lik bir büyüme gerçekleşmiştir ama yılın tamamına ilişkin öngörülerimizi çok köklü bir şekilde değiştirmeye henüz bu aşamada gerek yoktur. Muhtemelen yine yüzde 3 civarında bir büyüme mümkündür dedim.