GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:20.12.2014

MEHMET ERDEM (Aydın) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerinde şahsım adına söz aldım. Sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Bütçeyle ilgili genel bir değerlendirme yaparsak, AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında 119 milyar lira olan Türkiye bütçesi, hamdolsun, 2015'te 4 kat artarak 473 milyar liraya ulaştı. Daha önceki AK PARTİ hükûmetlerinin 12 bütçesinde olduğu gibi 2015 bütçesinin de önceliği insandır, milletimizin yaşam kalitesini ve refahını artırmaktır. Bu sebeple bütçeden yine en büyük pay 87,5 milyar lirayla eğitime ayrılmıştır. Bu rakam 2002'ye göre 7 katlık bir artışı ifade etmektedir. Yine, 81 milyar lirayla ikinci önemli pay sağlık hizmetlerine ayrılmıştır. Bu rakam 2002 yılına göre 6 kat fazladır.

Bakınız, 2002 yılında Türkiye'nin toplam bütçesi 119 milyar lira iken 2015'te sadece eğitim ve sağlığa ayrılan kaynak 168 milyar TL olmuştur. Biraz önce arkadaşımızın yaptığı konuşma, herhâlde bu bütçe rakamlarından haberinin olmadığını gösteriyor.

Korunmaya muhtaç çocuklarımız, engellilerimiz, yaşlılarımız başta olmak üzere sosyal hizmetler ve yardımlar için 32,9 milyar lira gibi çok önemli bir pay ayrılmıştır. İşte, AK PARTİ'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." ilkesinin en güzel ispatı bu rakamlardır.

2015'te kamu yatırımlarına 48,4 milyar lira ayrılmıştır. 2002'ye göre 6 kat fazladır.

2015 bütçesinde tarımsal destekler 2002'ye göre 5 kat artarak 10 milyar liraya çıkmıştır. 2013 yılında Türkiye tarıma verilen desteklerde OECD ülkeleri içerisinde 2'nci sırada yerini almıştır.

Geçmişe baktığımızda, ülkemizde 1970'le 1980 arasında 12, 1991-2002 arasında 9 hükûmet değişmiştir. Bu dönemler siyasi ve ekonomik krizlerle geldi ve geçti. 13'üncü bütçesini yapan AK PARTİ dönemi ise güven ve istikrar dönemi olarak daima anılacaktır. Son on iki yılda gelen 9 sandıktan AK PARTİ olarak başarıyla çıktık ve milletimizin önünde hesap vere vere bugünlere geldik ve bir yandan da her türlü vesayet anlayışını kırarak, son dönemde de paralel vesayetle mücadele ederek ve etmeye devam ederek bugünlere geldik.

Elbette AK PARTİ döneminden memnun olmayanlar da var. Bunların başında faiz lobisi geliyor. 2002 yılında faiz giderlerinin bütçe içerisindeki payı yüzde 43 idi, bu rakam 2014'te yüzde 11'e gerilemiştir. Yani, faize verilen 54 milyar lira, 2002'deki yüzde 43 oranı aynen devam etseydi bu yıl 205 milyar lira olacaktı yani bir yılda faiz lobisine 149 milyar lira fazla para ödemiş olacaktık.

Yine, en çok spekülasyon yapılan Türkiye'nin borcuna baktığımız zaman, 2002'de 259 milyar lira borcun millî gelire oranı yüzde 73'tü. Şimdi, 2014'te 571 milyar lira olan borcun millî gelire oranı yüzde 33'tür yani bir yılda 100 liralık gelirimize karşılık 33 lira borcumuz söz konusu ama Avrupa Birliği ortalamasına baktığımızda 100 birim gelirlerine karşılık 90 lira borçları var. 2001 krizi döneminde batan ve TMSF'ye devredilen 21 banka ile kamu bankalarının görev zararlarının Türkiye'ye bugünkü rakamlarla maliyeti tamı tamına 525 milyar liradır. Bu 525 milyar lira aziz milletimizin cebinden çıkmıştır. 525 milyar lirayla 380 tane Cumhurbaşkanlığı sarayı yapılabilir. Bugün Cumhurbaşkanlığı sarayının maliyetini siyaset malzemesi yapanlar bu 380 tane sarayı kimlere hediye ettiler acaba? 2001 krizi sonrası yaşadığımız tüm bu olumsuzluklara rağmen Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki AK PARTİ hükûmetleri döneminde IMF'ye olan 23,5 milyar dolar borç ödenmiştir.

Sayın Ahmet Davutoğlu başkanlığında yapılan 2015 bütçesiyle 2023'e giden yolculuğumuz istikrarlı ve başarılı bir şekilde devam edecektir.

2015 bütçesinin hayırlı olmasını diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)