GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:36
Tarih:21.12.2014

ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar sizi saygıyla selamlıyorum.

Benden sonra da rakamlar yine uçuştu, vatandaşın da kafası karıştı: "Türkiye ekonomisi uçuyor mu? Türkiye ekonomisi batıyor mu?" Ama, biraz önce de söyledim, bir gerçek var, o da şu: Türkiye, işsizlik rakamlarıyla, özellikle gelir dağılımı adaletsizliğiyle, artık bu ekonomik modelle gidemez. Yani, 77 milyon nüfusu olan bir ülke, sanayiden ve tarımdan çekilerek sadece hizmet ya da kendi içerisinde dönen bir çark model olan inşaat sektörüyle büyüyemez, zenginleşemez ve ekmeğini büyütemez. Bakın, bu modeli bundan on sene, on beş sene kadar önce Yunanistan denedi. Yunanistan sanayiden çıktı, Yunanistan tarımda sadece zeytin ve pamuğu bıraktı, diğer tarımdan da çıktı, hatta bir ara "Biz Avrupa'nın şımarık çocuğuyuz. Tarımda da Yunanlılar çalışmaz, Arnavutlar çalışır." dedi, geldiği nokta bugün budur; ekonomisi iflas ve tek taş pırlanta gibi borçlarını ödemek için adalarını satmaya başladı. Türkiye de bu noktaya geldi sayenizde. AKP iktidarı dönemindeki ekonomi politikalarıyla Türkiye de şu anda topraklarını, şirketlerini, değerlerini satıyor, satıyor, satıyor. Satılan şirketler küçük dükkânlara kadar, sinema salonlarına kadar düştü ama onları geri alma ihtimalimiz, umudumuz var. Ama Türkiye tarım topraklarını da satıyor ki işte bu vahamettir. Dünyada nüfus artıyor, Birleşmiş Milletlerin yaptığı çalışmaya göre 2050 yılında dünya nüfusu 10 milyar civarında olacak. Nüfus artıyor ama nüfus artışıyla birlikte topraklar ve tarım toprakları artmıyor. Öyle olunca hem zengin Batı ülkeleri hem de petrol sahibi toprağı olmayan ülkeler, önümüzdeki süreçte bu trend böyle devam ederse kıtlık olabileceği ya da tarım fiyatlarında, gıda fiyatlarında patlama olabileceği düşüncesiyle bizim gibi gelişmiş olan ülkelerden, toprağı olan ülkelerden toprak alıyor. Buna, Batılılar, biraz da bizim gibi ülkelerle dalga geçmek için, gırgır geçmek için "land grabbing" diyorlar. Tam olarak çevirirseniz toprak koparma ama kendi aralarında, argo anlamında toprak araklamayı kullanıyorlar, bizim gibi ülkelerden toprak araklıyorlar ve AKP iktidarı döneminde çıkarılan yasalarla buna sürekli olarak çanak tutuluyor.

Ben buraya ilk çıktığımda satılan toprak miktarı -kayıtlarda var- 90 milyon metrekareydi, geçen sene, evvelki sene bir daha çıktığımda 137 milyon metrekareydi, bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığının soru önergelerine verilen rakamlarına baktığımda 141,5 milyon metrekareye çıktı. Bunun yaklaşık olarak 130 milyon metrekaresi kat mülkiyetine tabi değil, yani arsa ve tarla. Buna çanak tutuyorsunuz diyorum. Daha önce 25 bin metrekareye kadar yabancıya toprak satılabiliyordu, 6302 sayılı Yasa'yla 25 bin metrekareden 300 bin metrekareye çıkardınız, bir de Bakanlar Kuruluna bunu 2 katına kadar, 600 bin metreye kadar çıkarma yetkisi verdiniz. Sadece geçen yıl Suudi Arabistan bizden 635 bin metrekare arsa aldı. Bunları Çevre ve Şehircilik Bakanlığından soru önergesiyle alabiliyoruz. Geçmişte bunları TÜİK yayınlıyordu şimdi yayınlamıyor. Niye? Utanıyor musunuz? Utanıyorsanız satmayın ama satıyorsanız da vatandaş bu satılan toprak miktarını görsün, yayınlayın ya TÜİK'te yayınlayın ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığında yayınlayın. Sürekli bunları soru önergeleriyle almak zorunda kalıyoruz.

Sayın Bakanın burada olması iyi bir şey çünkü bir demeci var, bizler gibi düşünenlerle alay ederek diyor ki: "Ben havaalanında yabancının sırtına toprak alıp dışarı çıkardığını görmedim." Tam bir kara mizah, içimizi acıtıyor. Topraklarımız gidiyor, çocuklarımızın geleceği gidiyor. Sayın Bakan, memlekette 1.000 dönüm arsa bıraktınız çocuğunuza. 100 dönüm, 100 dönüm satıyor, orada burada yiyor. "Oğlum, yapma, etme, bu bizim geleceğimiz, torunlarımızın toprağı." dediğinizde size şöyle bir cevap verse: "Baba, ne oluyor satıyorsam? Duruyor işte orada. Başkaları alıyor ama toprak duruyor orada." Buna ne cevap vereceğiz? Bana, yabancıya toprak satışının Türkiye ekonomisine -burada çok konuşulduğu için tekrarlamak istemiyorum ama biraz önce söyledim; ak saray gibi, Cumhurbaşkanlığı bütçesi gibi, Diyanet İşleri Başkanlığına aldığınız 1 milyon liralık araba gibi- sizin har vurup harman savurduğunuz bütçeye kısa vadeli olarak katkı koymanın dışında bir tek yararını gösterebilir misiniz? Mazot ithal, gübre ithal, sayenizde tohum da ithal ama toprağımız orada duruyor. Çocuklarımızın geleceğini satıyoruz, bunun durdurulması gerekir.

Tekrar saygıyla selamlıyorum.(CHP sıralarından alkışlar)