GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:36
Tarih:21.12.2014

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Müsaade ederseniz ben de sorulara cevap vermeden önce bir hususa değinmek istiyorum. Yani bana kalırsa hiçbir vicdan Türkiye'deki mülteci kamplarını Nazi kamplarına benzetemez. Bakın, Birleşmiş Milletler Yüksek Komiseri ocak ayında Türkiye'de idi, ocağın ortasında ve şöyle diyor: "Büyük acılar çeken Suriye halkının belki de tek ve en büyük şansı Türkiye gibi komşulara sahip olmasıdır." Yine, yakın bir dönemde bölgeden sorumlu, mültecilerden sorumlu Birleşmiş Milletler temsilcisi -sadece bölgeden sorumlu olan- diyor ki: "Türkiye, olağanüstü bir iş yapıyor." Yani doğrusu hani siyaset yapalım, eleştirelim ama Türkiye'deki Türkiye'nin bu çabalarını bu kadar çarpıtmak hakikaten hiçbir vicdana sığmaz.

Çok teşekkür ediyorum.

Şimdi müsaade ederseniz sorulara cevap vereyim.

Enerjide dışa bağımlılık konusu: Takdir edersiniz ki doğal gaza yatırımlar özellikle 1990'lı yıllarda çok yoğundu çünkü petrol fiyatları çok düşüktü, doğal gaz fiyatları da genelde petrolle link yani ilişkilidir, o dönemde çok cazip göründü. Ama ben şunu rahatlıkla söyleyebilirim: Şu anda inşa hâlindeki santralların yüzde 75'i yenilenebilir enerjidir ve muhtemelen 5 ile 7 yıl arasında bunların tamamlanmasıyla yenilenebilir enerji -ki bunun içinde HES de var, uluslararası tanımlar farklı olabilir- toplam enerjinin muhtemelen yüzde 50'sine yakın olacak. Ben de tabii ki yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesi gerektiği kanısındayım. Elektrik fiyatlarını incelemem lazım; özellikle Avrupa'yla nasılız, Türkiye'de nasıl bir gidişat seyretmiştir.

Sayın Kuşoğlu'nun sorusu, yine, çok anlamlı. Gerçekten kamunun vatandaşla olan...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yatırım var mı, yok mu söylemediniz. Bütçesinden ayrılan pay nedir?

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şöyle, artık yatırımları özel sektör eliyle yapıyoruz, doğrudur, böyle bir trend var.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yani biz bir şey yapmıyoruz devlet olarak.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi, gerçekten bu konunun incelenmesi lazım yani devletle vatandaş arasında ihtilafa sebep olan temel konuların ortadan kaldırılması lazım. Dolayısıyla, bu yönde ciddi bir çalışma yapılması lazım. Arkadaşlar bir not verdiler. 2011 yılında yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname'yle uzlaşma ve sulh ile vazgeçme hükümleri getirilmiş; bu çerçevede özel ve tüzel kişilerle kamu arasındaki ihtilafların davaya dönüşmeden uzlaşma ve sulh ile sonuçlandırılması hedeflenmektedir. Bunun teşvik edilmesi, tabii ki, belki bu dava sayısını azaltacaktır. Ama bu konuda hakikaten detaylı bir çalışma yapmamız gerektiği de ortada.

Sayın Genç, az önce bana bir soru sordunuz -detayları geldi- müsaadenizle, önce ona cevap vereyim, sonra da son sorduğunuz soruya cevap vereyim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Bodrum-Gölköy'de bulunan 678.963,072 metrekare yüz ölçümlü arsa 16/08/2012 tarih vesaire sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararıyla 277 milyon lira bedelle özelleştirilmiştir. Bu özelleştirme...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Bakan...

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Müsaade edin lütfen.

Bu özelleştirme, bakın, şeffaf, televizyon ekranlarından naklen verilerek herkese açık bir şekilde yapılmıştır. Şimdi, daha sonra, devirden sonra, Danıştay yürütmeyi durdurdu ve davanın esastan görüşülmesi devam ediyor. Mahkemenin yürütmeyi durdurma gerekçesi, arazinin bir kısmının sit alanında olması ve söz konusu satışın verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamayacağından dolayı, 4046 sayılı Kanun'un amacına uygun olmayacağından kaynaklanıyor.

Şimdi, zaten burasının bir kısmı -tamamı değil- sit alanı olduğu için inşa yapılamaz; yani, yer büyük...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Hemen değiştirirler canım, Hükûmet onların emrinde. Sit alanından çıkarırlar.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Ama, Sayın Genç, bakın, şunu tekrar edeyim: Bakın, Özelleştirme İdaresi yıllardır bu işleri yapıyor. Şeffaflık noktasında, bu işin herkese açık olması noktasında, yani burada bir eksiğimiz varsa, bakın, mahkemeye gitmişler, bundan dolayı iptal edilmemiş.

KAMER GENÇ (Tunceli) - İşte, Cengiz gitti, 180 milyon dolar Ziraat Bankasından bu arazi için kredi aldı.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Değerli arkadaşlar, bunun değerini ben tespit edemem, bunun değeri onun imarıyla ilişkilidir, onun statüsüyle ilişkilidir. Bakın, burada, bir kısmı...

KAMER GENÇ (Tunceli) - Dönen oyun tabii, biliyoruz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Şimdi sizin esas sorunuza, müsaade ederseniz, cevap vereyim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bizdeki kısa vadeli borcun çok büyük bir kısmı bankaların sağladığı ticaretin finansmanı niteliğindeki kredilerdir. Yani, dışarıdan mal satılıyor, Türkiye'ye ithal ediyorsunuz, onun finansmanı için döviz gerekiyor, kredi gerekiyor.

BAŞKAN - Sayın Bakan, süreniz doldu.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Bana birkaç dakika verirseniz bütün soruları cevaplandırırım.

BAŞKAN - İki dakika veriyorum.

Buyurunuz.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi, dolayısıyla Türkiye'de, aslında, bu, ticaretle ilişkili, dış ticaretle ilişkili kredilerin çevrilmemesi ihtimali son derece zayıftır ama sorunuz şu: Bizim yaklaşık 132-133 milyar dolar -en son rakam ne bilmiyorum- civarında rezervimiz var. Yaklaşık bir o kadar da kısa vadeli borcumuz var, yaklaşık olarak söylüyorum. Fakat Türkiye'nin bir yıl içerisinde çevrilmesi gereken borcu aslında kısa vadeden daha fazla çünkü orta-uzun vadeli alınmış borçlar var, onların da vadesi bir yıl altına inmiş olan kısmı var. Bir de cari açığı eklerseniz muhtemelen bu 200 milyar doların üzerinde bir rakam ama bugüne kadar bunların çevrilmesinde bir sıkıntı yaşanmadı. Nedeni de şu: Türkiye'de -siz de biliyorsunuz- bir sabit kur rejimi yok. İkincisi: Bizde, evet, bir cari açık sorunu var ama biz bütçe açığı noktasında gerçekten -burada bütçeyi görüştüğümüz için de söylemiyorum- şu anda gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerle karşılaştırın, petrol zengini ülkelerle karşılaştırın, en iyi, en güçlü mali yapılara sahip ülkelerden bir tanesiyiz.

Şimdi, narenciye üreticisine ilişkin bir şey var mı? Tarım destekleri var, o konu da doğrusu Tarım Bakanlığımızın inisiyatifinde. Yine, dış ticarette destekler Ekonomi Bakanlığımızın inisiyatifinde olan konulardır.

Hâkim-savcı-mülki idare amirleri arasındaki makas açıldı, bu noktada muhtemelen haklısınız ama şu an itibarıyla bir çalışmamız yok.

Sayın Şafak'ın 8 bin Karayolu işçisiyle ilgili sorusuna gelince, şu anda Ulaştırma Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı bu konuyu çalışıyor. Ümit ediyorum ki bu konu da bir çözüme kavuşturulur.

Şimdi, Dani Rodrik'le bizim polemiğimizde aslında bir yanlış anlaşılma var. Ben orada şunu söyledim, dedim ki: "Bütün uluslararası karşılaştırmalarda nominal dolar cinsinden kişi başına millî gelir karşılaştırması yapılır. Hatta bakın Birleşmiş Milletlere, Dünya Bankasına, kimse çıkıp sabit fiyatlarla kişi başına millî gelir rakamından bahsetmez." Orada benim söylediğimle kendisinin söylediği arasında çok bir fark yok. Reel olarak ben Türkiye'de kişi başına millî gelirin sabit fiyatlarla tabii ki 3 kat artmadığını biliyorum. Bunu da geçen seneki bütçe metnine özellikle koydum. Yani benim bütçe metnime bakarsanız, satın alma gücü, paritede 2,1 kat artmış, reel olarak yüzde 45 artmış ama nominal dolar cinsinden evet 3-3,5 kat artmıştır. Ama ben uluslararası karşılaştırmaların nominal dolar kuru üzerinden yapıldığını söyledim. Dolayısıyla oradaki yani polemikte de aslında bizim bakış açılarımız, perspektifimiz farklı olabilir ama onun söylediğinde de haklılık payı var, benim de söylediğimde haklılık payı var. Dolayısıyla Dani Rodrik, Türkiye'nin yetiştirdiği çok önemli bir ekonomist ve kendisiyle Harvard'da da bir kez karşılaştım. Onun için, değer verdiğim bir insan ama o polemikte tamamen bir yanlış anlaşılma söz konusu.

Teşekkür ediyorum.