GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:36
Tarih:21.12.2014

AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi ve bizleri ekranları başında izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Dün, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi için tarihî bir gündü çünkü Cumhuriyet tarihinde ilk defa âdeta faşist bir manifesto niteliğini taşıyan bir konuşma bu kürsüden rahatlıkla dile getirilebildi. Ne yazık ki dün görev yapan Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sadık Yakut, Anayasa'yı âdeta askıya alan ve çoğunlukçu otoriter rejimi, despotik rejimi, tek adam rejimini ilan eden bu son derece yakışıksız konuşmaya seyirci kaldı. Kuşkusuz düşünce ve ifade özgürlüğüne büyük saygımız var. Kuşkusuz kürsü dokunulmazlığına büyük saygımız var ama kimse kusura bakmasın demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü, güçler ayrılığını hedef alan faşizan siyasete saygımız yok. Kimse kusura bakmasın, bir partinin diğer partiler üzerinde, bir toplum kesiminin diğer bir toplum kesimi üzerinde, bir despotun vatandaşlar üzerinde baskı kurmasını amaçlayan hezeyanlara saygımız yok. Sosyal demokratlar olarak Hitler Almanyası'nda, Mussolini İtalyası'nda, Franco İspanyası'nda, Salazar Portekizi'nde faşist rejimlere karşı duruşumuz ne olduysa Türkiye'deki faşizan duruşlara karşı da aynı tavrı gösteririz.

Hukuk fakültesi mezunu olduğunu şaşkınlıkla öğrendiğimiz AKP'li bir vekil dün Genel Kurulda parti yetkilileri tarafından kendisine verilen notları bitirdikten sonra irticalen konuşmaya başladı ve gönlünden geçenleri, en samimi duygu ve düşüncelerini açık yüreklilikle ifade etti. Bakın, AKP'li vekil itiraf niteliğindeki hangi açıklamaları yapıyor: "Anayasa Mahkemesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerindeki varlığını sorguluyorum."

METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sorgulayamaz mıyız?

AYKAN ERDEMİR (Devamla) - "Sorguluyorum." diyor, tanımıyor. Anayasa'yı değiştirebilirsiniz, Anayasa Mahkemesini kaldırabilirsiniz ama Anayasa Mahkemesi görevdeyken onu yok sayamazsanız. Bir milletvekili bu vesileyle Anayasa'yı ilga ediyor, ilga etmekle de kalmıyor, orada da durmuyor, diyor ki: "Yargı sisteminin Hükûmet üzerindeki soğuk vesayetini sorguluyorum." Yani yargıdan bağımsız, âdeta dokunulmazlığa sahip bir Hükûmet arzu ediyor ve akabinde de bir tek adam diktasını inşa etmeye başlıyor, diyor ki: "Artık bundan sonra sorulmayanları soracağız, sorgulanmayanları da sorgulayacağız, konuşulmayanları da konuşacağız. Yakın zamanda tümüyle hizmete girecek olan Cumhurbaşkanlığı sarayımız bu ülkenin, bu devletin merkezi ve kalbi olacaktır. Kimseye de sormayacak, kimseden de izin mizin almayacak." Yanlış anlaşılmamak için derdini daha da açıklıkla ifade ediyor, diyor ki: "Devlet kendisine bir arazi üzerinde bir bina yapıyor, bunu yargıya ve size soracak değil. Böyle devlet olmaz. Devlet yönetmek çocuk oyuncağı değil, devletin bir iradesi var." Bununla da yetinmiyor. Asıl derdinin yalnızca kendi iktidarını kurmak değil, farklı gördüğü, öteki gördüğü, hor gördüğü kesimleri baskı altına almak olduğunu, kendisinden görmediklerine eziyet etmek olduğunu itiraf ediyor ve diyor ki: "Rahatsız olacaksınız, bundan sonra çok daha fazla rahatsız olacaksınız. Siz rahatsız olacaksınız ki millet rahat edecek."

Yalnızca kendi partililerini milletin üyesi görenler, diğer parti üyelerini, diğer siyasi görüş sahiplerini milletin dışında görenler aslında bu ülkenin yegâne bölücüleridir. Cumhuriyet Halk Partisine gönül verenler bu milletin evlatları değil mi? Milliyetçi Hareket Partisine gönül verenler bu milletin evlatları değil mi? Halkların Demokratik Partisine gönül verenler bu milletin evlatları değil mi? Dünyanın en yüksek seçim barajı nedeniyle bu Mecliste temsil edilemeyen partilere gönül verenler bu milletin evlatları değil mi? Bu ülkedeki en büyük bölücü "millî irade" diye diye bu milleti ayrıştıranlar, bu milleti bölenler, bu milleti ötekileştirenler. Bu ülkedeki en büyük bölücüler parti devleti heveslileri. Bu ülkedeki en büyük bölücüler "Bizden olmayanlar gayrimillîdir." diyenler. Bu ülkedeki en büyük bölücüler farklı düşüneni, eleştiri getireni milletin mensubu görmeyenler. Bu ülkenin tek bölücüleri Anayasa'daki güçler ayrılığı ilkesini reddedenler, "Kimseye hesap vermeyiz." diyenler. Onlara İspanya'dan bir mesajım var: (...)(x) Faşizme geçit yok. (CHP sıralarından alkışlar)