| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 21.12.2014 |
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu, Sayın Akçay'ın Başbakanlık genelgesiyle ilgili sorduğu soruya Başbakanlıktan biz bir not aldık. Şimdi, 2012/15 sayılı Başbakanlık Genelgesi kapsamında, hazine taşınmazları hakkında yapılacak işlemler konusunda bugüne kadar 3.534 adet yazıyla Başbakanlıktan izin istenilmiştir. Başbakanlık tarafından bu taleplerin yaklaşık 3.400 adedine yani yüzde 96'sına olumlu, yaklaşık 30 adedine yani yüzde 1'ine olumsuz cevap verilmiş, hâlen 104 adedi yani yüzde 3'üyse normal sürecinde işlem yapılmak üzere Başbakanlıkta beklemektedir. Dolayısıyla, bu konunun bir tek muhatabı var, Başbakanlık genelgesinin, o da Başbakanlıktır. Bütün detayları böylece de vermiş oldum.
Sayın Demiröz, 6292 sayılı Kanun'un 12'nci maddesine göre hazineye ait tarım arazilerinin satışı kapsamında bugüne kadar 135 bin başvuru alınmıştır. Bunlara yönelik satışların yapılabilmesi için arazilerin rayiç bedellerinin doğru ve il ve ilçeler itibarıyla tutarlı bir şekilde belirlenmesi lazım. Bunun için de değerleme esas ve usullerine ilişkin yazıyı iki hafta önce yayınladık. Buna ilaveten herhangi bir tebliğe ihtiyaç olmayacak. Maliye Bakanlığı teşkilatımız buna göre rayiç bedel belirleme çalışmalarına başlamıştır. Rayiçler kontrol ve değerlendirmeleri sonucunda yani rayiçler belirlenecek ama biz bir de kontrol ve değerlendirmeye... Tabii tutarlılık açısından. Ondan sonra satışlara başlayacağız. Şimdi, kış şartları nedeniyle bir gecikme olmazsa muhtemelen değerlemeler en geç üç ay içerisinde biter. İş tutarlılığı anlamında merkezden de kontrol edilmesi muhtemelen maksimum bir ay alır. Yani, en geç, inşallah, mayıs ayında -belki daha önce olacak ama ben biraz temkinli davranıyorum- bu satışlar başlamış olur ve 2/B'de olduğu gibi önemli bir sorunu çözme imkânına kavuşuruz.
Sayın Akar, İller Bankasıyla ilgili olarak sorduğunuz soruya ilişkin elimde veri yok. Yani, bu pazar gününde de o verileri temin etmek imkânsız. Ama, eminim, o soruyu ilgili bakanımıza iletirseniz mutlaka size cevap verirler.
Şimdi, Sayın Erdemir, Batman'la bu ilişkinizi bilmiyordum doğrusu. Bir dahaki sefere görüşelim yani.
MUSA ÇAM (İzmir) - Batman'da buluşulsun efendim.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Evet.
Şimdi, tabii ki Bursa yatırımların en âlâsını hak ediyor. O konuda en ufak bir tereddüt yok. Bir çifte standardın söz konusu olduğunu sanmıyorum. Biz, yanlış hatırlamıyorsam -şimdi arkadaşlara da sordum, teyit aldım- 2013 yılında Maliye Bakanlığı olarak Gençlik ve Spor Bakanlığına 50 milyon lirayı Bursa Büyükşehir Belediyesinde bu stadın yapımına yardımcı olmaları için -o parayı- aktardık. Ama Gençlik ve Spor Bakanlığına biz aktardık çünkü yetkimiz... Gençlik ve Spor Bakanlığına destek için 50 milyon lira para aktardık. Dolayısıyla bir çifte standart yok
AYKAN ERDEMİR (Bursa) - Sayın Bakan, kalanını da rica edelim.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - 50 milyon lira da muhtemelen Batman stadından çok daha fazladır yani ben maliyetleri bilmiyorum.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - 2015 yılı bütçesine de koyalım Sayın Bakan, başka türlü Bursa stadı bitmeyecek.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Zamanım bitiyor arkadaşlar.
Şimdi, Sayın Çam, İzmir'deki soruna ilişkin biz Defterdarlıktan bilgi alalım, aldığımız bilgi çerçevesinde çözüm üretelim, çözüm önerelim çünkü şu an itibarıyla konunun tam detaylı mahiyetini bilmediğim için yorum yapmam doğru olmaz.
Sayın Kuşoğlu, tabii, sosyal güvenlik sistemine...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Süreniz sona erdi ama size ek bir süre veriyorum, buyurunuz.
MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, şunu görmemiz lazım: Sosyal güvenlik sistemi Türkiye'de -1990'lı yılların başına kadar- 1990'a kadar fazla veriyordu. Nüfusu genç bir ülkenin aslında sosyal güvenlik sisteminin bu aşamalara kadar yani en azından dengeye yakın olması, fazla vermesi bile makul. Mesela bugün bize benzer bazı ülkeler var, nüfusu çok genç olanlar, oralarda fazla veren sosyal güvenlik sistemleri var. Fakat Türkiye'de, maalesef, o emeklilik yaşının kaldırılmasıyla bir süreliğine -99'a kadar biliyorsunuz, 99'da bir düzeltme yapıldı- o dönemde çok ciddi bir şekilde sistemde tahribat yaşandı ve bu tahribatın bugün sonuçlarını biz aslında görüyoruz. Yani bakın, emekli sayısı 2002 yılında 6,5 milyon iken bu sene muhtemelen 11 milyon civarına çıkmış olacak. Yani normal bir sistemde bu kadar emekli sayısı artmaz. Bu şundan kaynaklanıyor: Aslında 99'da da bir adım atıldı, biz 2008'de de önemli bir reform çabası içerisine girdik fakat Anayasa Mahkemesi açık ve net olarak dedi ki: "Kazanılmış haklar var, bunları alamazsınız." O nedenle bir geçiş dönemi öngörüldü. Şimdi, bu geçiş dönemi nedeniyle maalesef, sistemde iyileşme sağlanamıyor yani burada, dolayısıyla hani, AK PARTİ Hükûmeti döneminde açık patladı diyebilirsiniz ama öyle değil. Emekli sayısını biz kontrol etmiyoruz. Önceden var olan hakların, kazanılmış hakların, 1990'lı yılların başında getirilen düzenlemelerin bir sonucu olarak görmek lazım. Ha şunu da yaptık biz tabii ki: 5 puan indirimine gittik örneğin. Yani sanayiciyi desteklemek için sadece bir 5 puan prim indiriminin maliyeti bugün yaklaşık 9-10 milyar lira civarında bir şeydir. Yani net rakam şu anda aklımda değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)