| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 21.12.2014 |
CHP GRUBU ADINA ALİ DEMİRÇALI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın yürütme maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP'nin maliye politikasının ekonominin gereksinimlerine duyarsızlığı devam etmektedir. Öncelikler, mevzuata bağlı zorunlu kalemler ve göstermelik adımların dışında, bütçenin, kamu kesiminin hizmet kapasitesinin ve harcamalarının kısılmasıyla gelirlerinin artırılmasına hasredilmiştir. 2003-2013 döneminde reel kesim ve hanehalkı kesiminin, özellikle işçi, çiftçi, küçük üretici gibi kesimlerin gelir elde etme yeteneklerinin giderek örselendiği, bu kesimlerin finansallaşma ve gevşek kredi politikalarıyla aşırı borçlandırıldıkları ve buna bağlı olarak bilançolarının, varlık-yükümlülük dengesinin bozulduğu görülmüştür. Bununla birlikte, Hükûmetin uyguladığı maliye politikasının gündeminde bu kesimlerin yeri yoktur.
AKP, özelleştirme uygulamaları, sonuçları ve ortaya çıkardığı sorunlarıyla iktisat tarihindeki ibretlik yerini almıştır. Özelleştirme uygulamalarında fiyat üzerinden hazine menfaatlerinin gözetilmemesi, ekonominin verimlilik düzeyinin yükseltilmemesi, özelleştirilen kuruluşlarda başta teknoloji olmak üzere gerekli yatırımların yapılmaması, sektörel açıdan ileri-geri bağlantılarının zayıflaması ve işçilerin ağır mali ve sosyal sorunlar yaşaması çok sık karşımıza çıkan olgular olmuştur.
Tarım, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de gerek ekonomik gerekse sosyal bakımından en önemli sektörlerin başında gelmektedir. Taşıdığı üretim ve pazarlama avantaj ve riskleriyle dinamik bir özelliğe sahip olan tarım sektörü, beslenme için gerekli gıdaları karşılayan, sanayiye ham madde temin eden, toplam istihdamın önemli bir bölümünü karşılayan, ülke ekonomisine önemli katkıları olan son derece stratejik bir sektördür.
AKP iktidarları boyunca tarladan sofraya kadar emeği olan tüm bileşenleriyle tarım sektörü hak ettiği değeri hiç bulamamış, aksine sektör bir çöküşün içerisine doğru hızla itilmiştir. Son yıllarda uygulanan olumsuz politikalar tarım sektöründe de tüm yalınlığıyla kendini göstermektedir. Bugün ülke nüfusumuzun sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenebildiğini, bunun için gerekli olan tarım ve gıda ürünlerini uygun fiyatla satın alabildiğini ve ürünlerin zamanında tüketici sofrasına güvenli bir şekilde ulaşabildiğini, üreticilerin refahının bir önceki yıla göre arttığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Çiftçiler ve üreticiler yoksulluğa ve çaresizliğe itilerek tarım kesimi yok edilmeye çalışılmış, tarımsal ihracat her ne kadar artıyor gibi gösterilse de ithalatı karşılayamaz duruma gelmiştir. Ekilen tarımsal alanlar azalmış, emek yoğun ve işsizliği absorbe eden bu sektörden kaçış hızlanmıştır.
Oysa ülkemizin tarım ve hayvancılığına yönelik olarak on iki yıllık AKP iktidarları sürecinde yürütülen çalışmalar ve verilen destekler hak ettiği seviyeye ulaşmamış, bu dönem üretimin ve üretenlerin âdeta cezalandırıldığı bir dönem olmuştur.
2003-2014 yılları arasında uzun vadeli, sürdürülebilir ve üretenlerin desteklendiği projelerin hayata geçirilememesi ve uygulanan çarpık, uzun vadeden yoksun politikalar sonucunda tarım ve hayvancılık büyük sorunlarla karşı karşıya bırakılmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidarının görevde olduğu on iki yıllık süreç cumhuriyet tarihinin önemli bir dönemini kapsamasına ve üstelik sekiz yıldır Bakanlığın aynı Bakan tarafından sevk ve idare edilmesine rağmen, tarımda yapısal değişim ve dönüşüm sağlanamamış, verilen destekler sonucunda sektörde istikrarlı bir büyüme yakalanamamıştır. Ülkenin hazinesinden verilen milyarlarca liralık destek ve başlatılan her yeni proje ne acıdır ki sektörde katma değer ve verimlilik artışı sağlayamamış, öngörüsüz uygulamalar tarımın sorunlarını ve sektörün tüm paydaşlarını hüsrana uğratmıştır. Vizyondan yoksun bakış açısıyla tarım sektöründeki potansiyel yeterince değerlendirilememiş, kırsalda yaşam seviyesi yükseltilememiş, bunun doğal sonucu olarak sürdürülebilir refah ve gelecek nesiller için bereket üretecek sektör bereketsiz bir sektör hâline getirilmiştir.
AKP iktidarı döneminde çiftçinin eline geçen gelir azalırken mazot, gübre, enerji, ilaç, tohum gibi tarımsal girdilerin fiyatlarında çok yüksek oranda artışlar olmuştur. Nitekim 2002-2014 yılları arasında gübre ve mazot fiyatlarında ortalama yüzde 300'lere varan fiyat artışı olmuştur. Aynı dönemde ürün fiyatlarındaki artış, girdi fiyatlarının çok gerisinde kalmıştır. AKP'nin iktidar olduğu ilk dönem 2002 yılında 1 litre mazot 4 kilogram buğdayla alınabilirken bugün 1 litre mazotu ancak 6 kilogram buğdayla alabilmekteyiz. Aşağıdaki tablolardan izleneceği gibi, bazı ürünlerin fiyatlarındaki artışlar yüzde 80 gibi çok düşük seviyede kalmıştır. En yüksek fiyat artışı gösteren ürünler dahi girdi fiyatlarındaki artış oranlarının gerisinde kalmıştır.
Tarım destekleme politikaları, gelişimi içinde ağırlık ve kapsamında değişiklikler olmakla birlikte, AKP döneminde düşük düzeylerde uygulanmıştır. Türkiye'nin tarımda net ithalatçı konumu nedeniyle ürün yelpazesi çeşitlenerek kalıcılaşmaktadır. Tarımsal desteklemelere ayrılan ödenekler gereksinim duyulan düzeyin çok gerisinde kalmış ve refah baskılaması yaşayan kırsal nüfusun yoksulluk düzeyi artmıştır. Çiftçilerin, köylülerin, üreticilerin refahındaki daralma kentsel nüfusun tükettiği gıda ürünleri fiyatlarına yansımamış, fiyat farklarına, ticari marjlara büyük ölçüde toptan ve perakende ticaret yapanlar -süpermarketler, halciler, bu kesimler- tarafından el konulmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP, üreticiye kendi döneminde çıkarılan yasayla ödemeyi taahhüt ettiği destekleme yardımlarını dahi yapmamaktadır. 2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesine göre, her yıl tarımsal destekleme için bütçeden ayrılan kaynağın milli gelirin en az yüzde 1'i olması gerekirken bu rakam binde 5-6'lar civarında gerçekleşmiştir.
Yasanın 2007 yılından itibaren uygulanması hâlinde tarıma aktarılması gereken kaynağın 2007-2014 döneminde 98,9 milyar lira olduğu, buna karşılık aynı yılların tarım bütçesinin 55,5 milyar lira olarak gerçekleştiği dolayısıyla yasa hükmüne rağmen 43,4 milyar liranın tarıma aktarılmadığı ortadadır.
Diğer taraftan, sabit fiyatlarla yapılan bir analiz, üreticiye yapılan eksik ödemenin daha yüksek bir tutar oluşturduğunu ortaya koymaktadır. Buna göre, 2007 yılından bu yana üreticiye her yıl yapılan ödemenin ilgili yılın tarım ürünleri üretici fiyat endeksiyle artırılarak 2014 yılı fiyatlarına çekilmesiyle yapılan hesaplamada, 2007-2014 döneminde tarıma yapılan eksik ödemenin 2014 yılı fiyatlarıyla 57 milyar lira olduğu görülmektedir.
Tablolardan da görüldüğü gibi, tarım AKP iktidarında desteklenmemiş kösteklenmiştir, hayvancılık bitmiştir. Türkiye, AKP iktidarı döneminde üretmek yerine ithalatı tercih etmiştir. AKP döneminde ilk kez saman ithal edilmiştir. AKP milletvekillerini Adana'ya çiftçilerimizle görüşmeye davet ediyorum. İster Karataş'a ister Feke'ye ister Saimbeyli'ye, isterlerse Karaisalı'ya birlikte gidelim. Çiftçilerimizin faizle nasıl ezildiğini, narenciye üreticilerimizin nasıl kan ağladığını, mandalinanın, portakalın nasıl dalında kaldığını gelsinler görsünler, belki insafa gelirler.
Bizi ekranları başında izleyen tüm Adanalı hemşehrilerime saygılarımı sunuyorum. Bu bütçenin de ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)