GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükûmetçe takdir ve tespit olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının NATO'nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu ve devamı kapsamında yurt dışına gönderilmesi, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin anılan misyona katılmak için ülkemiz üzerinden Afganistan'a intikali ile geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunması ve bunlara imkân sağlayacak düzenlemelerin Hükûmet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için Hükûmete Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca iki yıl süreyle izin verilmesine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:38
Tarih:06.01.2015

MİLLÎ SAVUNMA BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının NATO'nun Afganistan'da icra edeceği Kararlı Destek Misyonu ve devamı kapsamında yurt dışında konuşlandırılması, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin söz konusu misyona katılmak için ülkemiz üzerinden Afganistan'a intikali ile geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunmasına izin verilmesine dair tezkerenin gerekçesini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle, bu yılın başında kaybettiğimiz Adana Milletvekili Murat Bozlak'a Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.

Ve yeni yıla girdik. Bu yeni yılın, hem ülkemiz ve hem de bölgemize huzur, barış ve refah getirmesini diliyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye üç kıtanın birleştiği bir bölgede Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yla çevrelenmiş bulunmaktadır. Ülkemiz, bu jeopolitik konumu nedeniyle, asırlardır bu bölge kaynaklı dünyayı etkileyen olayların merkezinde yer almış ve tarihi şekillendiren gelişmelerde önemli rol üstlenmiştir. Ülkemiz köklü geçmişiyle dünyanın farklı bölgelerindeki ülkelerle uzun yıllara dayanan tarihî, kültürel ve diplomatik ilişkilere sahiptir. Bu ilişkilerin gerektirdiği dayanışmanın gösterilmesi de yine ülkemizden beklenilmektedir.

Ülkemizin uluslararası güvenlik ve savunma politikasının temel unsurunu NATO üyeliğimiz oluşturmaktadır. NATO, aynı zamanda dış politikaya ilişkin kimliğimizin temel unsurlarından da birisidir. İttifak, Avrupa-Atlantik bölgesi ve ötesinde istikrar ve barışın temini amacıyla Kosova'dan Afganistan'a uzanan bir coğrafyada birçok görev ve harekâtı yürütmekte, uluslararası güven ve istikrara katkıda bulunmaktadır.

Bilindiği üzere, tarihî bağlara sahip olduğumuz ve yakın ilişkilerimiz bulunan ülkelerden birisi de Afganistan'dır. Cumhuriyetin ilanı öncesi döneme uzanan iki ülke ilişkileri, Afganistan'ın Ankara Hükûmetini tanıyan ilk ülkelerden biri olmasıyla da ayrı bir anlam kazanmaktadır. Cumhuriyetin ilanı sonrasında artan yakınlıkla pekişen ilişkiler, karşılıklı saygı ve iş birliğinden kaynaklanan dostluk temelinde günümüze değin süregelmiştir. Türkiye Afganistan'ın millî birliği, bütünlüğü ve bağımsızlığını her zaman desteklemiş, Afgan halkı talep ettiği sürece Afgan halkının barış, istikrar ve refah içinde yaşamasını teminen her alanda Afganistan'la dayanışma içinde olmuştur.

Son otuz beş yıl içerisinde büyük çalkantılar yaşayan dost ve kardeş ülke Afganistan için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından 2001 yılında çıkarılan Güvenlik Konseyi kararları çerçevesinde, Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti oluşturulmuştur. Bu kuvvetin amacı, Afgan Hükûmetine ülkedeki güvenlik durumunun iyileştirilmesi ve kendi güvenlik kabiliyetlerinin oluşturulması konularında yardımcı olmaktır. 2003 yılında bu kuvvetin sorumluluk alanı 1510 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı'yla Kabil'in ötesine genişletilmiş ve kuvvetin stratejik komuta, kontrol ve eş güdümü NATO tarafından üstlenilmiştir.

Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti Harekâtı'na, NATO'nun 28 üyesinin yanı sıra Latin Amerika'dan Okyanusya'ya kadar birçok ülke de personel katkısında bulunmuştur. Yaklaşık 50 ülke Afganistan'da barış ve istikrarın tesisi için bir iş birliği içerisinde çalışmışlardır. Bu ülkelerden biri olan Türkiye Cumhuriyeti de tarihten gelen bağlarla dost ve kardeş kabul ettiği Afganistan için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10 Ekim 2001 tarihinde aldığı 722 sayılı Karar'la Hükûmete verdiği yetki temelinde en başından itibaren ISAF Harekâtı içerisinde yer almıştır.

Harekâtın liderliğinin ülkeler tarafından dönüşümlü olarak yürütüldüğü dönemde Türkiye 2 kez tüm harekâtın liderliğini üstlenmiştir. Harekât bölgelere ayrıldıktan sonra ise önce İtalya ve Fransa'yla dönüşümlü olarak sekiz aylık periyotlar hâlinde, müteakiben 1 Kasım 2009 tarihinden itibaren de bugüne kadar Kabil Bölge Komutanlığı görevini üstlenmiştir.

Ülkemiz, yeni kurulan Afgan Ulusal Ordusu ve Afgan Ulusal Polisi personeline gerek Afganistan'da gerekse Türkiye'deki eğitim merkezlerinde çeşitli seviyelerde ve farklı konularda çok sayıda eğitim vermiş, Afganistan'daki NATO Eğitim Misyonu'na personel katkısında bulunmuş ve Gazi Askerî Eğitim Merkezini kurmuştur.

Türkiye, Afganistan'da biri Kabil'e yakın olan Vardak vilayetinde, diğeri Afganistan'ın kuzeyinde olan Mezar-ı Şerif'e yakın Cevizcan vilayetinde olmak üzere, 2 adet bölgesel imar ekibi kurarak Afgan halkının doğrudan yararına olacak sulama, bayındırlık, okul, hastane inşası, kurs ve eğitim faaliyetleri hizmetlerinde bulunmuştur. Bu dönemde, başta askerî, mali ve kültürel olmak üzere kalkınma alanlarında verdiğimiz desteğin Afganistan halkının gönlünde ayrı bir yeri olmuştur. Söz konusu katkılarımız, Afganistan'la tarihe dayanan köklü ilişkilerimizin yanı sıra ittifak dayanışması ve Kuzey Atlantik Anlaşması'ndan kaynaklanan yükümlülüklerimizle de uyum içerisinde gerçekleşmiştir.

Afganistan'da gözlemlenen ilerleme neticesinde Afgan askeri ve polisinin sorumluluk alabilecek seviyeye geldiği değerlendirildiğinde, ülkenin güvenlik sorumluluğu, en istikrarlı olan bölgeden başlamak üzere 2011 ila 2014 yılları arasında 5 aşamada Afgan güvenlik kuvvetlerine devredilmiştir. Afgan ulusal güvenlik ve savunma güçleri, Afganistan'ın tamamında güvenlik sorumluluğunu bugün itibarıyla üstlenmiştir. Bu nedenle, ülkede yürütülen harekâtın karakterinin ve kapsamının değiştirilmesi yoluna gidilerek ISAF Harekâtı 2014 yılı bitiminde sona erdirilmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20-21 Mayıs 2012 tarihinde Chicago'da, 4-5 Eylül 2014 tarihinde Galler'de gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvelerinde alınan kararlar çerçevesinde, Afgan asker ve polisine bir müddet daha eğitim verilmesinin hem asker ve polisin gelişiminin daha hızlı ve istenen seviyede olmasına katkı sağlayacağı hem de Afgan halkı ve devletinin bu süreçte yalnız olmadığının gösterilmesini teminen uluslararası toplum tarafından Afganistan'da yeni bir görev üstlenilmesine karar verilmiştir. "Kararlı Destek Misyonu" adı verilen ve NATO liderliğinde yürütülecek olan bu görev 1 Ocak 2015 tarihinde başlamıştır. Görev kapsamında, herhangi bir muharip faaliyette bulunulmayacak, iki yıl süreyle üst seviyeli birlik ve karargâhlar için eğitim, danışmanlık ve yardım faaliyeti icra edilecektir. Bu süreçte de ülke genelindeki güvenlik sorumluluğu bütünüyle Afgan güvenlik kuvvetleri tarafından üstlenilecektir.

ISAF Harekâtı'nda olduğu gibi, bu yeni görevde de NATO ülkelerinin yanı sıra NATO üyesi olmayan gönüllü ülkeler de katılım sağlayacaktır. Türkiye yeni göreve de -ISAF Harekâtı'nda olduğu gibi- Kararlı Destek Misyonu'na da katkıda bulunmayı planlamıştır. Bu kapsamda, hâlihazırda 2009 yılından bu yana yürütmekte olduğumuz Kabil Bölge Komutanlığı güvenlik sorumluluğunu Afgan güvenlik kuvvetlerine devrederek Kabil bölgesinin çerçeve ülkesi olma sorumluluğunu sürdürecektir. Bu görev kapsamında eğitim, danışmanlık ve yardım faaliyetlerimizi icra edeceğimiz gibi, Kabil bölgesinde yürütülecek olan diğer ülke faaliyetlerinin de koordinasyonundan sorumlu olacağız. Misyon çerçevesinde Afganistan'daki toplam personel mevcudumuz yaklaşık 900 kişi olacaktır.

Ayrıca, müteakip iki yıl boyunca, Afganistan'ın dünyaya açılan en önemli kapısı olan Kabil Uluslararası Havaalanı'nın işletilmesini de üstlenmiş bulunmaktayız. Kabil Uluslararası Havaalanı'nın işletilmesi görevi kapsamında dost ülkelerden Azerbaycan, Arnavutluk ve Makedonya'nın personeli de Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir ve komutasında görev yapacaklardır. Bu kapsamda, 90 Azerbaycan ve 30 Arnavutluk personelinin maaşı dâhil tüm masrafları, 13 Makedonya personelinin ise lojistik destek ihtiyaçları ülkemiz tarafından karşılanacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Afganistan'daki yeni dönemde kuşkusuz çok önemli bir sorumluluk üstlenmiş olmaktadır. Ancak bu sorumluluk, Türkiye'nin dost ve kardeş saydığı bu ülke için memnuniyetle üstleneceği bir sorumluluktur. Unutulmamalıdır ki üstlendiğimiz bu ve benzeri sorumluluklar, ittifakın önde gelen üyeleri arasında yer alan ülkemizin uluslararası barışın sağlanması ve korunmasına verdiği önemin vurgulamasının yanı sıra Türkiye'nin ittifakın gerek askerî gerekse siyasi etkinliğinin muhafazası yönünde kararlılığını da göstermektedir. Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yardım programını Afganistan'da yürütmekte olan ülkemizin söz konusu harekâta katkıda bulunmasının, Afganistan'la olan ikili ilişkilerimizin ve bölgede izlemekte olduğumuz dış politikamızın doğal bir uzantısını oluşturacağına inanmaktayız. Afganistan'da barış ve istikrarın tesisi için sürdürülen çabalara başından beri katkıda bulunan Türkiye, gelecekte de dostluk ve kardeşlik hisleri içerisinde, Afgan halkının talep ettiği sürece Afgan halkının yanında bulunmaya devam edecektir.

Burada söz alan hatiplerden birisi "Afganistan'a güvenlik konusunda destek verilmesinden ziyade Afganistan'ın kalkınmasına destek verilse yerinde olur." tabirini kullandı, Türkiye de tam olarak bunu yapmaktadır. Türkiye, başta eğitim, sağlık, ulaşım ve tarım olmak üzere 790'dan fazla projeyi hayata geçirmiştir. Afganistan'da 2002 yılında öğrenci sayısı 1 milyonun altındayken 2012 yılı itibarıyla 7 milyonun üzerindedir ve bu 7 milyon öğrencinin 2,5 milyonu da kız öğrencidir. Yine, kara yolu uzunluğu 2002 yılında 21 bin kilometreyken 2012 yılında 42 bin kilometrenin üzerine çıkmıştır. Yine, kişi başına düşen sağlık merkezi 2002'de her 100 bin kişiye 1 iken bugün 20 bin kişiye 1 sağlık merkezi düşmektedir.

Muhakkak ki Afganistan'daki kalkınma yolunda alınan bu mesafenin yeterli olduğu söylenemez ancak kargaşanın olduğu yerde, kavganın olduğu yerde kalkınmadan bahsedebilmek, yatırımdan bahsedebilmek, gelişmeden bahsedebilmek mümkün değildir. Kalkınma olması için, refahın olması için, mesafenin alınabilmesi için ülke içinde barışın olması lazım, huzurun olması lazım ve istikrarın sağlanması lazım. İşte, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afganistan tezkeresindeki amaçlarından biri de Afganistan'daki istikrarın kurulmasına katkıda bulunmaktır. İstikrarın sağlanması hâlinde ülke kalkınması yolunda daha hızlı ve daha büyük mesafe alınacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu düşüncelerle, gereği, sınırı, kapsamı ve zamanı Hükûmetçe takdir ve tespit olunacak şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının NATO'nun Afganistan'da icra edeceği Kararlı Destek Misyonu ve devamı kapsamında yurt dışında konuşlandırılması, aynı amaçlara yönelik olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin söz konusu misyona katılmak için ülkemiz üzerinden Afganistan'a intikali ile geri intikali kapsamında Türkiye'de bulunması -bu, hâlihazırda da Afganistan'da mevcut ISAF çerçevesi içerisinde görev yapan silahlı kuvvetlerin Türkiye üzerinden geri intikalinin sağlanmasının da bir devamı olacaktır; yeni bir şey yaptığımız yok, gerek Almanya gerek Norveç gerekse diğer birçok ülke de Trabzon Limanı üzerinden bu geri intikallerini sağlamaktadırlar- ve bunlara imkân sağlayacak düzenlemelerin Hükûmet tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için, Anayasa'nın 92'nci maddesi uyarınca, Hükûmete iki yıl süreyle izin verilmesini yüce Meclisimizin takdirlerine sunar, tezkerenin hayırlara vesile olmasını diler, bir kez daha yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)