| Konu: | Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın (9/11) esas numaralı Meclis Soruşturması Önergesi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 06.01.2015 |
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz evvel Sayın Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın o babacan tavırlarıyla konuşmasını büyük bir keyifle izledim. Keşke bu babacan tavırlarını uygulamalarında da gösterebilse. Sayın Bakan, açıklamayı yaparken davayı benim açtığımı ancak ocak ayında benim ehliyet yönünden talebimin reddedildiğini söyledi. Doğrudur ama Sayın Bakanın atladığı bir konu vardır. Benim idari yargıya açtığım davanın... 18. İdare Mahkemesinde benim talebim üzerine yürütmenin durdurulması kararının da verildiğini söylemesi gerekiyordu, onu söylemedi. Ancak ana kararda benimle birlikte bire bir aynı müracaatta bulunan bir öğrencinin müracaatı olduğu için 2 davayı birleştirdi. Ben öğrenci velisi olmadığımdan dolayı ehliyet yönünden reddi ama aynı davayı diğer öğrenciyle aynı olduğu için de davanın... Yani Millî Eğitim Bakanlığının uygulamasının yanlış olduğu yönünde karar verdi.
Şimdi, Sayın Bakan burada bir sürü teferruat anlattı, dedi ki: "Bunları yaptık, bunları yaptık, bunları yaptık." Sanki kaybetmişiz gibi... "Biz yaptık bunları." Bu, doğru değildir. Sayın Bakanlık bu uygulamasını yaparken 718 öğrencinin kâğıtlarındaki değerlendirme sonucunda puanları değişti. 718 öğrencinin puanı değişince 1 milyon 112 bin öğrencinin sıralamasında değişiklik olur. On binde 1 puan bile olsa o öğrencinin girebileceği okul değişir. Nitekim yargı, ana kararında bunu söylüyor, diyor ki: "Siz her ne kadar bunu söylüyor iseniz de sizin yaptığınız bu uygulama, standart sapmaları hesapladığınızda öğrencilere haksızlık olduğu yönündedir kararımız." Ortada bir karar vardır, Bakanlık bu kararı uygulamamıştır. Sayın Bakan görevini kötüye kullanmıştır.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)