GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:39
Tarih:07.01.2015

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Evet, ceza infaz kurumlarında görev yapan infaz koruma memurlarının yıpranma payıyla ilgili kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edildiği zaman tasarıda bununla ilgili bir düzenleme yoktu ancak Adalet Komisyonu tasarının görüşmelerini alt komisyona sevk etti. Alt komisyon görüşmeleri sırasında yıpranma payı tasarıya konuldu. Şu anda tasarıda yıpranma payına ilişkin düzenlemeler var ve infaz koruma memurları bundan sonra yıpranma payından istifade edecektir. Bu bir hakkın teslimidir; gerçekten çok zor bir görevi yapıyorlar, onlar için gerekli bir düzenleme bunun içerisinde yapıldı.

Diğer bir konu, Soruşturma Komisyonuyla ilgili bir soru soruldu. Tabii, bununla ilgili soruda yasaya bakmakta fayda var. Ben arkadaşlarımıza yasaya bir bakın diye söyledim. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135'inci maddesi "İletişimin Tespiti, Dinlenmesi ve Kayda Alınması" başlığını taşıyor. 3'üncü fıkrasında şöyle bir ifade var: "Şüpheli veya sanığın tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması hâlinde, alınan kayıtlar derhâl yok edilir." Şimdi, bu, Anayasa'dan da kaynaklanan bir hüküm. Anayasa, kişilerin, kendi tanıklıktan çekilmeyle ilgili kısma dâhil olanların birbiri aleyhine ifadeye zorlanamayacağına ilişkin de bir hükmü içeriyor.

Şimdi, öte yandan, bir başka konu yine burada, bunların esasında dinlenmemesi lazım ama teknik dinleme yapılırken makinenin bunu ayırt etme imkânı fiilen olmuyor tabii. Ama daha sonra bunu fark ettiği zaman normalde soruşturmayı yapan cumhuriyet savcılarının bunu hemen ayırması ve bir tutanakla imha etmesi lazım. Türkiye'de, kamuoyuna mal olmuş pek çok soruşturma kapsamında o soruşturmayla hiç alakası olmayan kişiler, örneğin, soruşturuluyor ama eşinin hiç alakası yok, soruşturuluyor ama gelinin hiç alakası yok; onlarla ilgili bütün mahrem bilgiler maalesef bu özensizlik ve yasaya uymama nedeniyle, medya aracılığıyla herkesin bildiği konular oldu, kişiler yıprandı, lekelendi. Bu, insan onurunu korumak bakımından önemli bir madde.

Yine, 137'nci maddesiyle kararların yerine getirilmesi, iletişim içeriklerinin yok edilmesi düzenleniyor ve (3)'üncü fıkrasında deniyor ki: "135 inci maddeye göre verilen kararın uygulanması sırasında şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ya da aynı maddenin birinci fıkrasına göre hâkim onayının alınamaması halinde, bunun uygulanmasına cumhuriyet savcısı tarafından derhâl son verilir. Bu durumda, yapılan tespit veya dinlemeye ilişkin kayıtlar cumhuriyet savcısının denetimi altında en geç on gün içinde yok edilerek, durum bir tutanakla tespit edilir."

Soruşturma Komisyonu adli bir komisyon olarak görev yapıyor, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına yargısal bir faaliyet yürütüyor, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre bu faaliyetini yapıyor. Eğer yasanın tayin ettiği bu şartlar varsa, bunu Komisyon tespit etmişse, bununla ilişkin evrakı imha etmek yasanın amir hükmü, imha etmemek suç oluyor. Onlar tespit edecek, imha etmediği takdirde bunun cezai yaptırımı var. Bu tamamen kişileri korumaya dönük, kişinin hukukunu korumaya dönük bir düzenlemedir. Yani bu olay da sayın bakanlarla ilgili gündeme geldi ama başka olaylarda da pek çok vatandaşımızla ilgili gündeme geldi. Esasında bu son derece önemli bir hukuki düzenleme, dünyanın başka ülkelerinde de böyle düzenlemeler var. Onun için, burada bir olumsuz değerlendirmeye yasal açıdan imkân olmadığını huzurlarınızda ifade etmek isterim.

Uyuşturucu maddeyle ilgili, Sayın Doğru söyledi, şu anda uyuşturucu maddelerden ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü sayısı 20.501, tutuklu sayısı 7.179, toplam sayı 27.680 kişi. Gerçekten, uyuşturucu maddeyle ilgili çok sayıda insanımız cezaevinde. Bu, uyuşturucunun tabii ne kadar olumsuz sonuçları varsa bu sonuçları yaratanların çokluğunu da gösteriyor. Onun için de, biliyorsunuz, Hükûmetimiz uyuşturucuyla ilgili bir eylem planı hazırladı ve şûralar düzenlendi, bazı adımlar atıldı. Hatırlarsanız, haziran ayında Meclisimizin kabul ettiği bir düzenlemeyle uyuşturucu maddelerle ilgili suçları düzenleyen ceza maddeleri yeniden ele alındı ve ceza miktarları artırıldı. Şu anda İçişleri Komisyonunda görüşülen iç güvenlik paketi içerisinde de okulların, camilerin, kiliselerin, havraların etrafında -zannedersem 200 metre, metre kısmında yanılabilirim- belli bir metreden daha yakın alanlarda bu işlerin yapılmasının cezası ayrıca artırılmaktadır. Çünkü okullarımızda çocuklarımıza, başka şekilde insanımıza kolaylıkla ulaşılacak yerlerdeki bu suçun oluşumunu, işlenmesini engelleyecek bir düzenlemenin orada yapıldığını ifade etmek isterim.

Tabii, şu anda tayini yapılan hâkim ve savcılarla ilgili benim size doğru bir bilgi verme imkânım yok çünkü bu, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından yapılan bir vazifedir. Oradan da kimse yok şu anda, hemen bir bilgi edinme imkânımız da olmadı. İzniniz olursa ben bu konuyla ilgili size yazılı bir cevap vereyim.

Tabii, cezaevlerinde kaç doktor var? Şu anda bütün cezaevlerimizin toplamında 11 doktor var, 4 diş hekimi var ama Sağlık Bakanlığıyla iş birliği ve koordine içerisinde bu sağlık hizmetleri yürütülüyor. Şu anda hekimler, bizim orada özlük haklarındaki olumsuzluk nedeniyle, pek gelmek istemiyor. Onun için de biz, Sağlık Bakanlığıyla bir iş birliği yaptık. Şu anda cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler Sağlık Bakanlığımızın sağlık hizmetinden istifade etmektedir. 300 aile hekimi bu çerçevede görev yapıyor, ayrıca hastanelerimizden, diğer imkânlardan da yararlanılmaktadır.

Tutuklu ve hükümlülerin hastanelerde uygun olmayan ortamlarda tedavi edildiğine biz de şahit olduk, bazı olumsuzluklar da gördük. O yüzden, Sağlık Bakanlığımızla ortak bir çalışma yürütüyoruz. Yeni yapılan bütün hastanelerde buna özen gösteren bir adım atıldı. Şehir hastanelerinin hepsinde ve yeni yapılan diğer hastanelerde tutuklu ve hükümlülere hizmet verecek bölümler diğer bölümler gibi aynı standartta olacak şekilde tanzim ediliyor, yapılıyor, bununla ilgili bir adım attık. Biz de bulunduruyoruz, büyük cezaevlerinin olduğu yerlerde hekimler bulunduruyoruz anında müdahale için.

Şu anda, bu tasarının içerisinde en fazla ekonomik iyileştirmeyi hekimlere yapıyoruz ama bu da Sağlık Bakanlığıyla ilgili belli bir paralelliğe getirmek için yapıldı. Bu, teşvik edici olacaktır diye düşünüyoruz, ondan sonra belki bu sayı artabilir. Biz, Sağlık Bakanlığıyla bu işi beraber yürütüyoruz, bunu özellikle bilmenizi ifade ederim.

Bir de Nurettin Bey, sayın milletvekilimizin sorduğu bir soru var. Tabii, benim o konuyu bilebilme şansım yok, takdir edersiniz. Muğla'da olan, Bakanlığımla da ilgili olmayan bir konuda size doğru bir bilgi verme imkânım yok ama haberdar oldum, ben bunu ilgili bakan arkadaşımıza ileteceğim. Onlar belki sizinle irtibat kurabilirler, ben de doğru bilgiyi öğrendiğimde sizinle bu konuyu paylaşırım.

Sayın Gürkut Acar'ın "Avukatların müvekkilleriyle görüşmeleri hiçbir şekilde dinlenemez, kayıt altına alınamaz. Bu kanunda bunlarla ilgili bir düzenleme var." şeklinde bir sorusu oldu. 1721 sayılı Hapishane ve Tevkifhanelerinin İdaresi Hakkında Kanun'un 2'nci maddesinin (1)'inci fıkrasının (e) bendinde yer alan cezaevinin emniyeti bakımından mahkûmlara ait mektupların ve kendilerini ziyarete gelenlerle konuşmalarının ve hariçle muhaberelerinin ne suretle tanzim ve kontrol edileceği hükmü uyarınca hükümlü ve tutukluların görüşmeleri hâlen kayda alınmaktadır. Bu, yeni bir uygulama değildir, bu kanun gereğince kayda alınmaktadır. Ancak uygulamanın dayanağını oluşturan 1721 sayılı Kanun, güvenlik hizmetleri kanununun yasalaşması hâlinde yürürlükten kalkacağı dikkate alındığında bu konuda bir boşluk oluşmaması ve mevcut uygulamanın devamı için 5275 sayılı Kanun'un 86'ncı maddesine (9)'uncu fıkra olarak "Ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin ziyaretçileriyle görüşmelerinin içeriği kayıt edilebilir, buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmünün eklenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bununla alakalı bir durum, yoksa, olmayıp da ilk defa kanuna konan bir husus değildir, bunu özellikle dikkatinize sunmak istedim.

Evet, teşekkür ediyorum.