GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:39
Tarih:07.01.2015

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli milletvekilleri, cezaevinde kadınların yaşadığı sıkıntıları avukat, hukukçu olanlarınız bilebilir veya cezaevine gidip ziyaret eden milletvekillerimiz de yerinde görmüş olabilirler. Onlar hastalandığı zaman ve sevk edildiği zaman bir hastaneye -Jandarma veya şimdi gardiyanlar getirecek, fark etmez- hangi koşullarda, hangi mahrem koşullarda tedavi gördüklerini, hangi koşullarda götürülüp getirildiklerini biliyor musunuz? Vallahi bilseniz bunun Müslümanlık'ta yeri yok arkadaşlar, Müslümanlık'ta yok, dinen caiz değil, insanlık açısından değil, vicdanen değil, ahlaken değil. Yani bir kadın hasta hükümlü, tutuklu gidecek doktora... Ben avukatlık mesleğimde şunu gördüm: Dokuz ay on beş günlük hamile olan bir hasta tutukluyu ayaklarından hastanede ranzaya zincirlemişlerdi ve o ranzada öyle zincirli bir şekilde doğumu beklemişlerdi başında ve ben bunun mücadelesini vermiştim.

21'inci yüzyıla geldik, aradan otuz sekiz sene geçti, aynı şeyi yaşıyoruz arkadaşlar. Demek ki mantalitede, uygulamada bir devlet geleneği var. Yani bu iktidarlar -hep geriye doğru gidiyorum- sağcı, milliyetçi, muhafazakâr kardeşlerimiz, en çok da dinî kutsiyetleri olanlar, kadın mahremiyeti, cezaevi söz konusu olunca... Bu konuda bir iyileştirme var mı? Cezaevlerindeki kadınlar için özel koğuşlar, özel tedavi yöntemleri var mı? Yok. Çocuklar için var mı? Yani yakın zamanda çocuklarla ilgili rezalet dehşet hikâyeleri hepiniz yaşadınız. Bunu tekrar tekrar dile getirmenin bir gereği yok ama her imzaladığınız sözleşmenin altında insan hakları kuruluşları size şunu hatırlatırlar: Mesela Avrupa Cezaevi Kuralları ilkeleri uygulanıyor mu? "1- Hürriyetten yoksunluk durumunda maddi ve manevi koşullar sağlanır cezaevinde." diyor. Nasıl sağlanıyor? Hijyenik mi, sağlıklı mı yeme içme konusu ve diğer konular, yatak, temizlik? "2- Ayrımcılık konusu." Kimliği, dini, ırkı, inancı, yabancı, yerli, kim olursa olsun bu konuda insanlara saygı var mı? Kimse bunu anlatamaz. Birisi siyasi düşüncesinden dolayı zulüm görür, birisi kimliğinden dolayı zulüm görür, biri inancından dolayı zulüm görür ve bu uygulama cezaevlerinde en çok öne çıkan olaydır.

Yine cezaevlerinde sağlık kuralları, sağlık hakkı denen kural işliyor mu? İşliyor? Aile hekimliği konusu var. Sık sık Sağlık Bakanlığı dile getiriyor. Bu cezaevleriyle ilgili, ring aracında yirmi saat insanları, ölüm sınırında olan insanları kelepçeleyip, 40 derece, 50 derece sıcaklıkta İstanbul'a getirip orada, Metris'te hastanelere götürmek nasıl bir duygu, nasıl bir anlayış? Hani şehir hastaneleri kuruyoruz, hani büyükşehir hastaneleri kurduk, hani güzel devlet hastaneleri kurduk, Adana'da, Diyarbakır'da, bilmem nerede, bilmem nerede, niye hasta oraya gidemiyor? Varsa orada niye tedavi göremiyor, niye insan gibi orada muamele göremiyor? Orada yaşayan insan, insan değil midir? İnsanlar bir hata işleyebilir ve onun cezasını da çeker ve çıkarlar, toplumun içinde de yaşarlar. Cezaevlerinin bir amacı varsa budur.

Düzenli denetim kurulları niye yok arkadaşlar? Bunu ısrarla insan hakları kuruluşları söylüyor. Cezaevinde bağımsız sivil insan hakları kuruluşlarının içinde olduğu denetim kurulları olmazsa, bu Meclise rapor vermezse, bu insan dışılık, bu işkence, bu zulüm sürer, sürer, sürer. Ya, biraz doğruyu konuşalım. Bu Mecliste boş şeylerle vakit geçiyor, boş şeylerle geçiriyoruz. Cezaevlerini ıslah etmek zor değil, kolaydır. İnsanca bir yaşam kolaydır. İnsana insan gibi bakmak yeterlidir. Buna baktığınız zaman çözersiniz. "İnsandır." dersiniz karşınızdaki çünkü suçluyu kazıdığınız zaman altından insan çıkar. İnsan çıkar; böyle diyor ceza müellifleri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)