| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 07.01.2015 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Bakanım, konuşmama başlamadan önce, Erzincan'da biliyorsunuz yeni bir hapishane yapıldı, daha bitmedi gerçi ama hapishanenin eksikleri çok fazla; şu anda geçici kabulü yapıldı ama eksikleri çok fazla. Personel açığımız çok; araç yok, araç eksiği var; sağlık personeli eksiği var, zaten aile hekimi gelip bakıyor, onda sıkıntı var; şu anda üçerli ranzalar yapmaya başladılar, herhâlde sayı 1.000'e çıkarılacak. Dolayısıyla, acilen önce araç, personel ve sağlık personeli yönünden de eğer yardımcı olursanız çok seviniriz. Tabii, hapishanenin açılmasını istemezdik ama yapıldı, oradaki hemşehrilerimiz de rahat etsin, çalışanlarımız da rahat etsin.
Sayın Bakanım, tabii, Erzincan'a 5 katrilyonluk bir yatırım yapılmış. O yatırım, işte, bir cezaevi, bir de adliye, diğerlerinin hepsi TOKİ'den, yollardan, şuradan buradan harcanan paralar yani Erzincan'a yapılan -devletinki- cezaevi ile adliyeden başka bir şey yok.
Sayın Bakanım, 19/11/2014 tarihinde burada konuşma yapmışım, o zaman 155.863 tutuklu ve hükümlü varmış; bugün itibarıyla, 7/1/2015 itibarıyla -biraz önce aldım arkadaşlardan- 159.452 tutuklu ve hükümlü var yani kırk dokuz günde -maşallah, fabrika gibi çalışıyorsunuz- 3.589 kişiyi tutuklamışsınız ya da hüküm, ceza vermişsiniz. Erzincan'da geçen hafta ufak bir gerginlik oldu -hiç istemediğimiz şey- hemen en ufak bir şeyde 11 kişiyi içeri attınız, tutuklandılar, 11 kişi gitti.
Daha önce söylemiştim, 28 bin kişi uyuşturucudan, 27 bin kişi hırsızlıktan, 27 bin kişi cinayetten yatıyor. Bu da zaten ülkenin aslında ekonomisinin ne duruma geldiğini gösteren bir şey.
Tabii, cezaevlerindeki gönüllü mahkûmlar gardiyanlar, oradaki çalışanlar. Bunların sıkıntılarına ufak tefek bir düzeltme yapmışsınız ama biz, özellikle cezaevlerini gezen Komisyon olarak bunların yetersiz olduğunu... Orada çalışan insanların, özellikle bu gardiyanların ne bayramları var ne yılbaşıları var ne bir resmî tatil günleri var, hiçbir günleri yok, her gün orada sürekli çalışıyorlar, on iki saat çalışıyorlar, çoğunun psikolojisi bozuk. Tamam, içlerinde, gerçekten, orada insanlığa yakışmayan muamele yapan insanlar da var. Bir söz var biliyorsunuz, bir uyuzlu dana bir ahırı batırır ama diğer, orada normalde görev yapmak isteyen ama ekonomik olarak sıkıntı içinde olan, psikolojisi bozuk insanlar var, bunlara yapılan bu iyileştirmenin yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Bu konunun da gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Biz geçen haftalarda cezaevi komisyonu olarak Eskişehir Cezaevine gittik. Cezaevinde bir yangından dolayı isyan çıktığı için herkesle görüşemedik ama kadınlarla ve çocuklarla görüştük, bir de LGBT'li olan mahkûmlarla görüştük. Orada gördüğümüz şeyler gerçekten içler acısı.
Sayın Bakanım, özellikle size göstermek istiyorum: Şu çocuk... Bakanım bakmıyor.
Sayın Bakanım, şu resmi görmenizi istiyorum, basında çıktı. Bunlar, Eskişehir'de içeride mahkûm yatan çocuklar. Şu çocuğa -basında çıktığı için gösteriyorum, 3 yaşında bu çocuk- soruyoruz, diyoruz ki: "Büyüyünce ne olacaksın?" Ne diyor biliyor musunuz o çocuk? "Büyüyünce evleneceğim, kocamın boynunu keseceğim." İşte, hapishanedeki bu çocuklar bu psikolojiyle yetişiyorlar. Bu çocuk 3 yaşında. En azından devlet olarak... Ha, orada sağ olsun, Tepebaşı Belediyemiz, Kazım Kurt ağabeyimiz orada çok iyi hizmetler veriyor, hediyelerini götürdü, bezlerini veriyor, mamalarını vermeye çalışıyor ama bunlara kreş lazım, bunların orada kalmaması lazım. Bu çocuk o lafı söylüyor, hepimiz orada gerçekten psikolojisinin ne kadar bozuk olduğunu gördük. Çocuğun ağzından çıkan laf bu, 3 yaşındaki çocuk "Büyüyünce evleneceğim, kocamın boynunu keseceğim." diyor. Bu çocuklar orada yaşadığı zaman yarın bu ülkede ne olacağı, nasıl bir izden gideceği belli. Siz zaten alıştınız, tuttuğunuz içeri.
Artı, kocası aynı şekilde tutuklu ama kocasında ileri derecede böbrek yetersizliği var, böbrek yetersizliğinden dolayı hastanede yatıyor, hareket edemiyor, ondan dolayı da ranzaya bağlı bir şekilde yatıyor. İçeride onun da artık tutuklu kalmasının ne anlamı var bilmiyorum.
Bir de, son olarak şunu söyleyeyim, zamanım kalmadı yine, LGBT'li tutuklular diyorlar ki: "Biz artık bu işten vazgeçtik, bundan sonra artık hiç şey yapmak istemiyoruz ama günahlarımız affolsun diye burada Kur'an-ı Kerim öğrenmek istiyoruz, dinî bilgi almak istiyoruz ama biz imamların karşısına gittiğimiz zaman bize çok kötü davranıyorlar, bize hiçbir hizmet vermiyorlar, bize oradaki bakış açıları çok kötü." Artı, orada özellikle başka mahkûmların LGBT'li tutuklulara çok kötü davrandıklarını ve onların yanına gitmek için çeşitli numaralar yaptıklarını anlatıyorlar. Cezaevlerinde yapılması gereken şey, özellikle bunlarla ilgili ayrı bir cezaevi yapılması, bunların aynı yerde değil, hepsinin ayrı olarak tutulması gerektiğini düşünüyoruz.
Tabii, çıkan bu maddelerde yine o gardiyanların bir sorununun çözülmediğini göreceğiz, keşke onların sorunları daha iyi çözülse.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)