| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 07.01.2015 |
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, şimdi, kanunlar niçin yapılır? Bir ihtiyaçtan doğar, bunu biz hep söylüyoruz ancak maalesef, AKP döneminde, bilhassa bu 24'üncü Dönemde kanunlar, bir ihtiyaçtan doğan ve o ihtiyacın karşılanmasını sağlayan metinler olmaktan ziyade, bazen sırf yasa yapmış olmak için, bazen de bazı olayları göz önüne almak için yapılıyor. Şimdi, bu tasarının bazı hükümleri de özellikle bu anlamdadır.
Şimdi, cezaevlerinin dış güvenliğini Jandarma Genel Komutanlığından, dolayısıyla İçişleri Bakanlığından alıyorsunuz, Adalet Bakanlığına veriyorsunuz. 1937 yılından bu yana cezaevlerinin dış koruması Jandarma Genel Komutanlığınca sağlanmaktadır, dolayısıyla İçişleri Bakanlığınca sağlanmaktadır. Seksen yıllık dönemde ne tür sakıncalar görüldü ki, bu uygulamanın ne tür sakıncası ortaya çıktı ki şimdi dış güvenliği jandarmadan alıyorsunuz, Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak olan bir teşkilata veriyorsunuz? Bakın, güvenlik ihtisas isteyen bir faaliyettir. Siz güvenliği böyle hafife alırsanız ülkede güvenliği sağlayamazsınız. Bu nedenle bu işten vazgeçmenizi öneririm.
Biraz hafızalarımızı yoklayalım, geriye gidelim. 12 Eylül döneminde de bunun tersi yapılmak istenmişti. Cezaevlerinin iç güvenliği de İçişleri Bakanlığına devredilmek istenmişti. Şimdi, bu tür ara dönemlerde maalesef kâh böyle kâh da başka şekilde değişiklikler önerilmektedir, tıpkı şimdiki gibi. Şimdi de maalesef üzülerek belirtmek lazım ki...
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Nasıl ara dönem? Ne demek yani?
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Ara dönem, âdeta bir ara dönem yaşanmaktadır, ara dönem yaşanmaktadır. Maalesef diyorum Anayasa'da öngörülen kurumlar kendi görevlerini yapmamaktadırlar, yapamamaktadırlar. O kurumun mensupları da o kurumun ilgilileri de görevlerine sahip çıkamamaktadırlar.
Bakın, şimdi, gerekçede ne diyorsunuz? Dış güvenliği tayin ederken, dış güvenliği tanımlarken şöyle diyorsunuz: "Dış güvenlik hizmetlerindeki temel amaç, hükümlü ve tutukluların firar etmelerinin engellenmesi." Bakın, dikkat buyurun "...firar etmelerinin engellenmesi, dışarıdan kuruma yapılacak saldırıların önlenmesi." Bakın, dışarıdan kuruma yapılacak saldırıların önlenmesi çok ciddi bir şeydir. Siz bunu jandarmadan alıyorsunuz. Devam ediyoruz, "Kurum dışında hükümlü ve tutukluların muhafazası ve can güvenliğinin sağlanmasıdır." diyorsunuz ve ilave ediyorsunuz "Dış güvenlik personeli silahlı bir güçtür." diyorsunuz. Kim silah taşır? Siz toplumda her kuruma, her kurumun mensuplarına silah taşıma yetkisi verirseniz o zaman tüm kurumları silahlandırırsınız. Bu konuda ihtisas sahibi olan kurumlar var. Bunlar nedir? Bunlar iç güvenlik güçleridir; emniyettir, jandarmadır. Bundan niye rahatsızlık duyuyorsunuz da yeni kurulacak bir teşkilata silah taşıma yetkisi veriyorsunuz? Cezaevine dışarıdan yapılacak saldırıları defetme yetkisi veriyorsunuz ki mümkün değildir bu. Siz jandarmadan bunu almakla cezaevi güvenliğinde bir zaaf yaratırsınız. Bunu niçin düşünmediniz, doğrusu anlamak mümkün değildir.
Şimdi, siz bunlarla ilgileneceğinize toplumda suç işleme eğilimini azaltmanız lazım. Siz, ikide bir cezaları artırarak, infaz sistemini değiştirerek toplumda suç işlenme eğilimini azaltamazsınız. Bunun için eğitimle ilgili tedbirler almanız lazım, sosyal sorunlarla ilgili tedbirler almanız lazım, ekonomik faaliyetlerle ilgili tedbirleri almanız lazım çünkü bunların hepsi suç ve suçluyu etkileyen etmenlerdir. Siz asıl etmenler üzerinde durmuyorsunuz fakat kadro yaratmak için, belki de yandaşları devlet hizmetlerine alabilmek için, yeni kadrolar yaratmak için siz hukukla oynuyorsunuz ve mevzuatı değiştiriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SERİNDAĞ (Devamla) - Bu yanlış bir yoldur diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)