GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:40
Tarih:08.01.2015

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 17'nci madde, dış güvenlik infaz memurlarına verildikten sonra, birden, mevcut 42 bin-45 bin arası olan infaz koruma sayısı 80 bine çıkacak. Yani 80 bin yeni infaz memuru olacak.

Peki, bu infaz memurlarının sorunları, beklentileri... Jandarma daha önce dışarıda görev yaparken silah tazminatı alıyordu, mesai olayı vardı, tatil günlerini kullanıyordu yani daha başka, dışarıda polis güvenliği durumlarında alınan haklar, ek zamlar, tazminatlar söz konusu. Burada dış güvenliği teslim ettiğiniz zaman -adliyeye gidiş geliş dâhil- tamamen silahlı, adliyenin, Adalet Bakanlığının adli kolluğuna bağlı, adli kollukla beraber bir yeni silahlı güç oluşacak; sayı da 80 bin civarında olacak.

Şimdi, bu silahları alacaksınız. Diyorsunuz ki: "Bu silahların tedariki için, araç gereç için İçişleri Bakanlığından görüş alacağız. Ayrıca, iç güvenlikle ilgili kullanılacak köpekler de Bakanlık tarafından temin edilir." Yani, biliyorsunuz, burada -güvenlikle ilgili genelde- bu tür görevlerde kullanılıyor.

Şimdi, burada, bu kanun hükümlerine göre alınacakların -silah, mühimmat- cinsi, güvenliği, bilmem nesi belirsiz, neyle belirleyeceksiniz? Yönetmelikle. Bu AK PARTİ hükûmetlerinin en kıyak yaptığı iş budur; bir kanun çıkarırlar, vatandaşın durumu belli değil. 80 bin infaz memuru şimdi bekliyor; ne olacak, Meclis neyi görüşecek? Meclis hiçbir şeyi görüşmüyor kardeşim, hikâye görüşüyoruz. Bu kanun geçecek, 4 bürokrat oturacak, yönetmeliği çalışacak, ondan sonra "Milletin iradesi." diyoruz, ne iradesi? Yıpranan, yirmi dört saatten fazla mesai yapan infaz memurunun oradaki özlük haklarını mı burada konuşuyoruz; bu Meclis mi karar altına alıyor ek ödemelerini, fazla mesai ücretlerini, bayram tatillerindeki çalışmalarını? Yani, şimdi düşünsenize, cezaevinde yatanlar zaten stres içinde, sıkıntı içinde. Bir de onların başındaki görevlilerin şartlarını düzenlemediğiniz zaman, eğitimini vermediğiniz zaman, maaşını vermediğiniz zaman, imkânını vermediğiniz zaman bu görevliler ile içeride sıkıntı içinde olanlar, iki sıkıntılı, görevli ve içeridekilerle nasıl insan haklarını, bir düzeni sağlarsınız? Sağlayamazsınız. "E, burada yönetmelikle yapacağız." Niye kardeşim yönetmelikle yapıyorsunuz? Jandarmanın kanunu bu Meclisten geçmiyor mu? Bakın, emniyet kanununu görüşüyoruz güvenlik paketinde, geçmiyor mu? 80 bin infaz koruma memurundan bahsediyoruz arkadaşlar, kadroları var, tek tek sayılmış burada. Bu infaz koruma memurlarının bütün görevi sadece üzerlerindeki üniforma değildir; en temel insan haklarından bilmem neye kadar, eğitimlerinden sağlıklarına, sağlıklarından maaşlarına, maaşlarından güvenliklerine... Şimdi, bunların hepsi ucuz kirada mecburen oturmuyor mu, bu maaşla gidip nerede oturacak? Lojmanı yok. Yüksek güvenlikli cezaevinin infaz koruma memurunu siz mafyaya karşı, suç örgütlerine karşı nasıl koruyacaksınız? Varoşta bir gecekondu kiralayacak, suç oranlarına göre de farklı kesimlerden gelenlerin genellikle hâkim oldukları alanlar. Bu infaz koruma memuru bu tehdit ve bu tehlike karşısında kaldığı zaman nasıl korunacak? Bırak korunmasını, mesaisini, ücretini, özlük haklarını, eğitimini... Yani, bir kere jandarmada mesela astsubaylar, subaylar belli bir eğitimden geçiyor, bir okuldan, bir eğitimden geçiyor. Yani, bunu da yönetmelikle mi yapacak Bakanlık? Adaletin temeli budur arkadaşlar. İnfaz koruma memurları adalet istiyor, adalet. İnfaz koruma memurlarının, oradaki 159 bin tutuklu ve hükümlünün başında görev yapanların huzuru olmadığı zaman içeridekilerin de huzuru olmuyor. Kötü muamele, bilmem ne, şu, bu, falan, filan, her şey konuşuluyor ama burada özlük hakları konuşulmuyor. Cezaevinde çatışmalar oluyor, sıkıntılar oluyor, bilmem neler oluyor. Gelin, bunu yönetmeliğe bırakmayın, kanunla Mecliste konuşun arkadaşlar, öyle gizli kapaklı bir şey olmaz. Yanlış yapıyorsunuz, yönetmelik işi değil, kanun işidir bu iş. Bunu hatırlatıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)