| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 08.01.2015 |
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın 17'nci maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
İnfaz koruma memurlarının iaşesini ücretsiz veriyorsunuz, lütfediyorsunuz ancak hak ettikleri fazla çalışma ücretlerini ödemiyorsunuz. Siz ödemiyorsunuz, biz de onların haklı taleplerini buralarda sürekli dile getiriyoruz. Önergelerimizi kabul edin, infaz koruma memurlarına fazla çalışma ücretlerini ödeyin. Bu kanunun içinde bunun geçirilmesini diliyor, önergemizi kabul etmenizi rica ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu hafta başında son derece kritik bir oylama gerçekleşti. Meclis Soruşturması Komisyonu, adı yolsuzluk skandalına karışan 4 eski bakanı akladı. Sadece kritik değil, aynı zamanda tarihî bir gün de yaşadık. Zira her ne kadar Komisyondan Yüce Divan kararı çıkmasa da sadece bizler değil, Türk halkı 17 Aralık 2013 tarihini ve devam eden günleri asla ve asla unutmayacak, tarihte kara leke olarak yer alacak.
Kimse ölümsüz değil. Bu makamlar geçici. O koltuklar sizlerin babanızın malı değil. Tıpkı bugün olduğu gibi, o makamlardan indiğiniz gün de konuşulacaksınız. Ceplerinizi nasıl doldurduğunuzu, kasalara sığmayan sıfırlamaya çalıştıklarınızı yarın ve sonrasında da kimse unutmayacak ve böyle hatırlanacaksınız. Bizler de bunu unutturmamak için elimizden geleni yapacağız. "Tape"ler imha edilecekmiş. Milletin hafızasından nasıl sileceksiniz? Bakara makaraları nasıl unutturacaksınız? Arkadaşlar, atalarımız ne güzel söylemiş: "Bu mızrak bu çuvala sığmaz." Sığdıramazsınız.
Değerli milletvekilleri, bu aralar bir sürü yandaş platform türedi. Sivil Dayanışma Platformu adında bir yapılanma var; bunun başkanı, Hükûmetin akil adamlar listesinde de üye. En az bir senedir ve sıklıkla, metroda, sokaktaki billboardlarda, kara yollarında, yasak olan yerlerde bile bu platformun verdiği ilanlar var. Neden? Çünkü "sağlam irade" diyerek Erdoğan'ın propagandasını yapıyorlar. Biz de bu panolardan kiralamak, ilan vermek istiyoruz, yolsuzluk haftasını ilan etmeye çalışıyoruz. Hayır, konu CHP olunca "yasak kardeşim!" 3 misli veririz diyoruz, reklam şirketleri de korkmuş bir kere "Olmaz" diyorlar. İş Erdoğan propagandası yapmaya gelince bütün kapılar ardına kadar açık; ne dokunan var ne de yasak dinleyen, CHP olunca tu kaka. Ne ödeme yaptıkları bile buralara muamma.
Şimdi, kalkmış bu platform, gazetelere yine aynı başlıkla tam sayfa ilan vermiş; millî iradeye meydan okuyor, Anayasa'ya ve onun en üst uygulayıcısı olan Anayasa Mahkemesine, Meclise ve vekillerine muhtıra veriyor. Siz kimsiniz, sizi kim besliyor? Bu ilanlara verdiğiniz paraların kaynağı ne? Kimlere hizmet ediyor, hangi ihalelere katılıyorlar, hangilerini, hangi bedellerle alıyorlar? Tüm bu soruların yanıtı kamuoyuna mutlaka açıklanmak zorundadır.
Meclis Başkanı derhâl ve derhâl hukuki süreci işletmeli, bu çatının tüm mensuplarına meydan okuma cüretini gösterenlerden hesap sormalıdır. Aksi takdirde, buna müsaade edenler kadar görmezden gelenler ve gereğini yapmayanlar, bugün ve yarın, bu suçun ortağı olarak hafızalarda kalacak ve hatırlanacaktır.
Değerli milletvekilleri, baş nereye giderse ayak da oraya gider misali, Erdoğan milletvekillerine "tuzluk" deyince, bazı kendini bilmezler de bu kürsüde millet iradesini aşağılayabilme, buraya tuzluk çıkarabilme cesaretini gösteriyor. Bunu görenler de bu ilanlarla millî iradeye hakaret etme cüretini gösterebiliyor. Sosyal medya fenomeni Baattin'in bu kişiler hakkında söylediği bir söz var bu tuzlukla ilgili, ben burada söylemeye cesaret edemiyorum ama sizler mutlaka takip ediyorsunuzdur, neler söylediğini görün. Meclis şeylerinde sizin masalarınıza gelen garsonlar tuzlukları kaldırıyorlar arkadaşlar. Bu utancı yaşamıyor musunuz, bu dedikoduları duymuyor musunuz?
Değerli milletvekilleri, şimdi de bu yolsuzluk ve rüşvet filminin başrol oyuncularının, figüranlarının ve filmin hazırlanmasında emeği geçen herkesin hedeflerinde Anayasa Mahkemesi var. Bir süredir yani "Yüce Divan" lafı zikredildiğinden beri, yandaş medya başta olmak üzere hepsi Anayasa Mahkemesine savaş açmış durumda. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Anayasa Mahkemesinin kendilerine tuzak kuran sistemin ana unsuru olduğunu söylüyor, "Güvenmiyoruz." diyor. Buna gülerler arkadaşlar. "Güvenmiyoruz." dediğiniz Mahkemenin üyelerinin hemen hemen tamamını sizler, AK PARTİ'liler, şimdiki Cumhurbaşkanı, eski Cumhurbaşkanı atadı. 17 üyeli Mahkemede görev alan sadece 4 üye 10'uncu Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer tarafından seçildi, diğer tüm üyeler sizin döneminizde seçildi. Bugün kalkmış, kendi seçtikleri hukukçulardan korkuyorlar. Korktukları için de korkutuyorlar.
Yüksek Mahkemenin seçim barajı kararını açıklaması da asla bir...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (Devamla) - ...tesadüf değildir, iktidar partisinin baskısının bir sonucudur.
Hepinize teşekkür ediyorum, millî iradeye olan saldırıyı da bu Meclisin engellemesi gerektiğini söylüyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)