| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 08.01.2015 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Başkanım.
Değerli arkadaşlar, avukatların meslek sırrı diye bir görev ve yükümlülükleri var biliyorsunuz. Müvekkiliyle görüştüğü zaman... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var, bu konuda yorumlanan birçok karar var. Avukat-müvekkil görüşmelerinin dinlenmemesi gerekiyor çünkü savunma hakkına yönelik kutsal olan bir hakkın kullanılmasında bunun olmaması gerekiyor. Peki, durum böyle midir gerçekten? Devletin hâkimiyetini kurduğu F tipi cezaevlerinde -dikkat edin, F tipi cezaevleri- devletin "Ben devletim." dediği F tipi cezaevlerinde yani bırakın ring aracından kelepçeli seyahat kafeslerini, gidiş gelişlerdeki sıkıntıları, gidip gelirken üstlerinin çıplak aranmasını yani bütün bu arama noktalarından sonra dışarıdan giderken bile x-ray cihazından geçişler, göz taraması, el taraması, arkasından müşahede odası, revir, aile hekimi olayı, hücreler yani odalar, daracık, 55 metrekare bahçede kaç odanın açıldığı alanlar, buradaki görüşmeler ve tecrit ve izolasyon, en çok dile getirilen sıkıntılar. Komşuluk, ortak etkinlikler, sanat, sohbet, spor, birkaç oda bir araya gelebilme olayı... Bunlar en ufak disiplin cezasında alınan haklar. Telefon yasakları, görüşme yasakları, disiplin cezaları o kadar rahat veriliyor ki... İnfaz hâkimliklerinin, biliyorsunuz, yakın zamana kadar, verdiği kararlar kesindi, hatta savcılar bu konuda, mütalaa konusu... Avukata savunma hakkının verilmesi yoktu. AİHM'de bu kararların ihlali konusu geldi. Onu düzenleyelim dedik, bir türlü rayına oturmadı. Açık ve kapalı ziyaretlerin hepsi sıkıntı olmaya devam ediyor.
Siz milletvekili olarak bu yakınlarda hiç cezaevine gittiniz mi gerçekten? Mesela, ben gittim. 5 kişiyle görüşeceğiz, milletvekiliyiz, Bakanlıktan izin alıyoruz. 5 kişiyle ayrı ayrı bizi görüştürüyorlar. 5 kişiyle ayrı ayrı görüşmek için içeri giriyor, koğuştan geliyor birisi ve beş saat, kişi başına bir saat zaman geçiyor. On dakika aynı şeyleri konuşacaksınız, aynı şeyleri soracaksınız.
Aile görüşlerinde çok ciddi görüşme sıkıntıları... Müdür, savcı görüşmeleri zaten herkes için mümkün değil, sıkıntılı. Kütüphaneler, kısmen de olsa kitap almak, okumak isteyen özellikle siyasi tutuklular için söz konusu bu, önemli. Ama sayım ve arama düzeniyle ilgili -F tipi- şikâyetler yine bitmiyor. Mektup okuma, mektup komisyonu ve mektup haberleşmeleri...
İşte, bütün bunları beraber ele aldığımız zaman insanlığın en büyük sınav alanı cezaevleri oluyor arkadaşlar. Özgürlüğünden mahrum ettiğin, masumiyet karinesi uyarınca belki beraat edecek, belki yanlış bir delil sonucu içeride olan, belki ilk duruşmada tahliye olacak olan bir insan, kim olursa olsun öyle bir cendereden geçiriliyor ki, öyle bir yaklaşım sergileniyor ki... Gerçekten cezaevlerinde, yüksek güvenlikli cezaevinden yarı açık cezaevine kadar aşağılara doğru inilirken farklı bir kural, farklı bir denetim, farklı bir olay niye oturtulmak istenmiyor? Yani, burada sorgulanması gereken, niye bu çözülmek istenmiyor? Niye cezaevlerinde yakın zamanda yangınlar çıkıyor, isyanlar çıkıyor, insanlar ölüyor, niçin ve niye bitmiyor? Bütün bunların bir sistem sorunu olduğunu söylemek istiyorum. Bunun sistemini kurmadığınız sürece bu sıkıntılar devam eder, ister dışarıda jandarma ister gardiyan olsun fark etmez diyoruz. (HDP sıralarından alkışlar)