| Konu: | Ceza İnfaz Kurumları Güvenlik Hizmetleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 08.01.2015 |
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasalaşması hâlinde, 19'uncu madde bu tasarının yönetmeliğini düzenleyen bir madde. Bu yasalaştığı takdirde bu düzenlemenin yürürlüğe girmesi beş yıllık bir süreyi alacak. Umarım yönetmelik çok uzunca bir süre beklenmeden çıkarılır ve hazırlıklara bir an önce başlanır; bunu önemsiyorum.
Dün bu tasarının geneli üzerinde yaptığım konuşmaya karşılık olarak Sayın Adalet Bakanımız bazı açıklamalarda bulundu, ona da yanıt niteliğinde birtakım değerlendirmeler yapacağım, bu "tape"lerin imhası konusuna ilişkin olarak, buna biraz devam etmek istiyorum. "Tape"lerin iptali, imhası gerçekten Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında düzenlenmiştir fakat burada bir taraf masumane olmalıdır, eğer iki taraf şüpheli konumundaysa bu takdirde bu düzenleme geçerli olmaz. Kaldı ki Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 138'inci maddesinin 2'nci fıkrası vardır, tesadüfen elde edilen deliller söz konusu olduğunda kolluk güçleri bunları muhafaza altına alıp cumhuriyet savcısını haberdar etmek durumundadırlar. Mevcut "tape"leri incelediğimizde her iki tarafın şüpheli durumunda olduğunu görüyoruz. Tanıklıktan çekinme hâli burada söz konusu değildir, bu "tape"ler imha edilemez
Öte yandan, bir konuya daha değinmek isterim ki bu mevut "tape"ler madem derhâl iptal edilecekti Komisyon Başkanı neden Komisyon üyelerine bu "tape"leri dağıttı? Yani dört ay, mayıs ayından itibaren dağıttı, şimdi mi aklı başına geldi? Bu "tape"ler zaten herkesin elinde, Mısır'daki sağır sultanın bile elinde bu "tape"ler. Bu, şu anlama gelir: Türkiye çapında filmler oynuyor sinemalarda, bu filmlerden sadece Ankara'da olanlar için yasaklama kararı çıkarıyorsunuz; tabii hedef bu değil. Hedef, önce aile bağlarını gözeterek, gündeme getirerek bu "tape"leri yasak "tape" statüsüne sokmak, daha sonra bu soruşturmanın geneli üzerinde yine yeni bir yasaklama kararı almak.
Şimdi ilgilinizi çekeceğini düşündüğüm bir konuya değinmek istiyorum. Malum, bu 17 Aralık, 25 Aralıkla ilgili cumhuriyet savcısı takipsizlik kararı verdi. Şimdi, bu savcı, 18 Aralık günü göreve başlıyor, sanıkların hepsinin tutukluluk hâlinin devamını talep ediyor. Ne zaman tahliye oluyorlar? 28 Şubatta, iki ay cezaevinde kalıyorlar. Bu iki ay süresi içerisinde bu savcı, tutukluluk hâllerinin devamı yönünde görüş belirtiyor. Keza, cumhuriyet savcıları eğer ortada suç yoksa resen tahliye kararını verebilir yani hâkim kararını dahi beklemez ama bu savcı hâkim kararıyla tahliyeye ortam sağlıyor. Kendisi bu sanıkların-şüphelilerin- sürekli tutukluluk hâllerinin devamı yönünde görüş belirtiyor aynı Deniz Feneri olayında olduğu gibi. Deniz Feneri savcıları da o mevcut tutuklu şüphelilerin hepsinin tutukluluk hâlinin devamına karar verip ama bir gün, ne zaman sağlam irade devreye girerse o dakikada düşünce değiştiriyorlar.
Tabii, bu noktada bir konuya daha değinmekte yarar görürüm, o da 17 ve 25 Aralık soruşturmasına ilişkin takipsizlik kararına itiraz reddedilmiştir sulh ceza hâkimleri tarafından. Fakat bu ret gerekçesi "Sizin başvuru hakkınız yoktur." şeklindedir yani şeklî bir ret söz konusudur sulh ceza hâkimi tarafından. Takipsizlik kararları kesin olamaz, takipsizlik kararları günü geldiği zaman açılır.
Şimdi, mevcut yapı şunu ortaya koymaya çalışıyor: "Önce akrabalık ilişkisinden bu 'tape'leri geçersiz kılalım, sonra yasa dışı kararlarla dinleme kararları verilmiştir diye yine geçersiz kılalım ki ileride bu 'tape'ler hükme esas teşkil etmesin, kanıt niteliğinde olmasın." diye böyle bir çaba içine girilmektedir. Ama tekrar ediyorum: Mahkeme kararları muhkem kaziye hükmündedir, kesindir, çok olağanüstü bir hâl olmadıkça yeniden görülmez ama takipsizlik kararları kesin kararlar değildir. Mevcut itirazda da tamamıyla "Bu sanıklar -şüpheliler- suçsuzdur, savcının kararı doğrudur." şeklinde bir karar da verilmemiştir. Günü gelecektir, bu kutu yeniden açılacaktır, ayakkabı kutusu değil tabii.
Saygılar. (CHP sıralarından alkışlar)