| Konu: | (2/1601) esas numaralı Kimyasal Gösteri Kontrol Ajanlarının Kamu Kurumları Tarafından İthalatının ve Kullanımının Yasaklanmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/226) |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 13.01.2015 |
UMUT ORAN (İstanbul) - Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ben de rahmetli Rauf Denktaş'ı saygıyla anıyorum.
Bugün, bir demokrasi ayıbını gündeme taşımak istiyorum. Metin Lokumcu, 2011'de önceki Başbakanın Hopa mitingi sırasında protestolarda yaşamını yitirdi; ölüm nedeni biber gazı. Çayan Birben, Yalova; yine polisin sıktığı biber gazıyla yaşamını yitirdi; ölüm nedeni biber gazı. Mehmet İstif, Gezi eylemlerinde Mersin'de polisin 40 metreden ağzına direkt olarak sıkmış olduğu biber gazıyla dil kökü kanseri oldu, yaşamını yitirdi; ölüm nedeni biber gazı.
Sayın milletvekilleri, 2006-2014, tam 8 genç biber gazından öldü, 146 genç yaralandı. Türk Tabipleri Birliğine göre, sadece Gezi Parkı eylemleri sırasında 60'ı ağır, tam 8 bin kişi yaralandı, tam 104 kişi kafa travması geçirdi, 11 kişi gözünü kaybetti, 8 kişi biber gazı nedeniyle -biber gazı nedeniyle, bir daha altını çizerek söylüyorum- yaşamını yitirdi. Gezi Parkı eylemlerinde tam 150 bin biber gazı kullanıldı. O kadar büyük bir rakam ki bu baktığınız zaman, emniyet yetkilileri o sene stokları bitirip örtülü ödenekten yeniden alım yapmak zorunda kaldılar. Biber gazının birçok olumsuzlukları var. Bunlar bildiklerimiz, işte gözlerde yanma yapıyor, yaşarma yapıyor, geçici körlük yapıyor, ciltte birtakım arazları oluyor, öksürük, nefes darlığı. Birçok biber gazının olumsuz etkileri var ve kişi yaklaşık otuz dakika, kırk dakika etkisiz hâle geliyor.
Farklı bir boyuttan da baktığımız zaman, 2002 ile 2012 yılları arasında, yani on yıllık sürede ithalatla 600 ton biber gazı Türkiye'ye getirilmiş; 21,5 milyon dolar para ödenmiş, aşağı yukarı on yılda. Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum. Sadece bu sene 2015'le ilgili yapılan ihale -ithalat yeri Kore- bedeli 25 milyon dolar. Yani neredeyse son on iki yılda alınanın, hemen hemen ondan fazla miktarda 2015'te planlanmış ve ihaleye çıkmış.
Gezi Parkı eylemlerinde -biraz evvel söylemiştim- 150 bin biber gazı kullanılırken bu yıl 1 milyon 900 bin adet kullanılması planlanıyor. Şimdi, böyle bir on yılla mukayese ettiğiniz zaman, yani planlanan şey daha fazla şiddet daha fazla insanların canının yanması.
Geçen hafta sonu Türk Tabipleri Birliği bir çalışma yaptı. 150 sayfalık bir raporları var. Ben de raporu okudum. Ve raporun sonunda, sonuç bildirgesinde, biber gazının yasaklanmasını talep ediyorlar ve teklif ediyorlar. Çünkü bütün ölüm ve yaralanmalara baktığınız zaman sonuçlar vahim. Yani biraz evvel söylediğim bildiğimiz birtakım olumsuzluklar var ama aynı zamanda da ölüme yol açtığı, kalp durması, kalp krizine yol açtığı, kansere yol açtığına kadar giden sonuçlar var. Dünya artık bunu yasaklıyor.
Bakın, Fransa'da bir eylemci hayatını kaybetti. Kasım ayından itibaren Fransa'da biber gazı yasaklandı. Yargıtay kararları var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var, Anayasa'mızın 56'ncı maddesi var, birçok konu var.
Ben, değerli milletvekillerinin, bizim demokrasi ölçümüzün bir ülkedeki TOMA ve biber gazı kapsülleriyle ters orantılı olmalıdır diye düşündüğünü tahmin ediyorum.
Sizlerin de aranızda doktor var, eczacı var, Mecliste yapmış olduğunuz yeminler var, Hipokrat yemini var. Dolayısıyla, ben, bu teklif verileli bir buçuk yıl geçmiş olmasına rağmen -tabii ki ateş düştüğü yeri yaktı, ölen öldü, olan oldu ama- bu demokrasi ayıbına Türkiye Büyük Millet Meclisinin artık son vermesi gerektiğini saygılarınıza sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)