| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 13.01.2015 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2'nci maddeye ilave edilmesini istediğimiz şey kamu kurumu niteliğindeki meslek odaları.
Şimdi, perakende satış bilgi sistemini kuruyorsunuz, bunun parasını Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden alıyorsunuz, ondan sonra da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve TESK'in bu 2'nci maddede, kapsam maddesi içerisinde yer almasına karşı çıkıyorsunuz. Ne diyoruz biz? Kapsam maddesinde "Kamu kurumu niteliğindeki kuruluşların görev ve yetkilerini kapsar." diyorsunuz. "Kamu kuruluşu" dediğiniz, sizin anladığınız kamu kuruluşu, sadece Hükûmetinize bağlı kuruluşlar. TOBB ve TESK, kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarıdır. Eğer onlar olursa bu işler iyi olur Sayın Bakanım.
Size bir örnek anlatayım, az önce örnek verdim. Bursa Mudanya'da Uludağ Üniversitesi kazı yapıyor. Kazı yaptığında... Üçüncü derecede sit alanı ilan ediliyor liman bölgesi. İmara açılıyor bölge, oradan bir şirket yer alıyor, üçüncü derecede sit alanı olan yere AVM izni alıyor arkadaşlar, sit alanında. Bir kısım orada kalıyor, bir kısmını taşıttırıyor dışarıya. Oraya AVM yapma ruhsatı alıyor. Bakınız, ruhsat alıyor, ondan sonra da yerel meslek odaları ve sivil toplum, bölge idare mahkemesine dava açıyor. Bölge idare mahkemesi "Üçüncü derecede sit alanı üzerine inşaat yapılamaz." diyerek kararı durduruyor, ondan sonra da bu karara imza atanları görevi kötüye kullanmaktan mahkemeye sevk ediyor. Yani bir zincirin, bir AVM'nin gücüne bakınız, sit alanının üzerine inşaat yapma ruhsatı alıyor, mevcut sit parçalarını, tarihî parçaları da başka yere taşıtıp orada AVM açabilme kararını sit kurulundan çıkartabiliyor Sayın Bakanım. İşte, "kamu kurumu" dediğiniz kurumlar bunlar. Burada esnaf teşkilatı olsa, TOBB olsa, TESK olsa bu karar çıkabilir mi oradan? Bu kurullar olsa bu izinler alınırken daha doğru kararlar verilmez mi? Bu güçlerin karşısında o bölgenin esnafının, odalarının temsilcileri "Hey, ne yapıyorsunuz, bölgedeki üçüncü derecede sit alanına nasıl AVM açıyorsunuz, açtırılır mı?" demezler mi o zaman? Mahkeme kanalı olmasa, hukuk olmasa bunu elde edemeyecekler.
Şimdi, bu kadar gücü olan bu kuruluşlar karşısında... Size anlatmaya çalışıyorum, arkadaşlarımız anlatmaya çalışıyor, muhalefet anlatmaya çalışıyor; ya güçleri, paraları var, lobileri var, medyaları var, televizyon kanalları var, her şeyi anlatabiliyorlar, garip esnaf, sanatkârımın hiçbir gücü yok. Siz, bana orada Esnaf Bilgi Sistemi'ne geçtikten sonraki rakamları veriyorsunuz. Ben o rakamların ne olduğunu çok iyi biliyorum. O rakamlar bakkallarla ilgili değil; o, genel esnaf içerisinde faaliyet göstermeyip esnaf kayıtları odalarda olanlarla ilgili olan bilgi. Arkadaş, ben, fiilen esnaflık yapan, tekel ruhsatı almış, belediyeden ruhsat almış, çalışan insanlardan kaç kişi eksildi diyorum. Bunlar eksiliyor, bunlar yok oluyor. Bunların derdi karşısında bunların temsilcileri, esnaf odaları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, her ne kadar onlar da bu işle pek ilgilenmiyorlarsa da, AVM'ciler onlarda daha etkinse de, gene de belki bir gün daha ilgilenenler gelir diye söylüyorum ama kamu kurumu niteliğindeki meslek odaları gelsinler, bu işin içerisinde olsunlar ki o zaman bu yasanın uygulanması mümkün olur.
Şimdi, siz bu yasada bütün uygulama yetkilerini Bakanlığa aldınız, merkezî bir yapıya koydunuz. Birazcık demokratikleştirin, meslek odaları bu işin içine girsin, onlar bu konuda görüş belirtsin. Hani demokratikleşme, hani yeni Türkiye, hani demokratik Türkiye? Her alanda tek adam, Hükûmet; devlete alıyorsunuz işi. Nerede sivil toplum örgütü, nerede meslek odaları, nerede sivil toplumun söylediği tüketici dernekleri? Yok bunlar. Bunları bu yasanın içerisine dercetmediğiniz sürece bu yasa gerçekten esnaf ve sanatkârı koruyan ve kollayan bir yasa olamaz. Bunun için önergeyi verdik. Önergemize destek bekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)