GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:41
Tarih:13.01.2015

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, tabii, esnafımız için içinde iyi şeylerin de bulunduğu bir yasayı hep birlikte burada çıkarıyoruz, biz de destekliyoruz; önemli bulduğumuz eksiklikler olmasına rağmen, netice itibarıyla çıkması gereken bir yasa olduğuna inanıyoruz.

Şimdi, Sayın Bakanım biraz evvel bakkal sayımızın arttığından bahsetti. Tabii bakkalın durumu ayrı, bir facia. Yani yılların, on yılların, yüz yılların bakkal amcası bugün son derece sıkıntılı bir şekilde mesleğini icra etmeye çalışıyor. Niçin? Ara yerlerde açılan marketler sadece bakkalı değil, kasap dâhil en az 15-20 kalem meslek erbabını perişan ediyor. Aklıma şey geldi, 2007 genel seçimlerinde, bugünün Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan, moda tabirle "dönemin Başbakanı" olarak Hatay'da mitinge geldiğinde, o zaman birden bire bir şehir efsanesi dolaştı. Ne oldu? Mitingi bitirip şehirden çıkarken bir bakkalımız "Efendim, buyurun, bir çayımızı için." dedi ve Sayın Başbakan da -dönemin Başbakanı- büyük bir alicenaplık göstererek o bakkalımızın çayını içti. Buraya kadar güzel ama ondan sonra da bakkalımızın anası ağladı, Türkiye'deki tüm bakkalların anası ağladı. Bunlar önemli sorunlar.

Şimdi, AVM diyoruz, AVM'lerin şehir dışında olmasından bahsediyoruz. 2009 yılından sonra Antakya'nın göbeğine AVM açıldı -Antakya yüz binlerce nüfusa sahip bir ilçe- göbeğine, ortasına. Trafik artık yürümüyor orada. Yani normal vatandaş... Aynı zamanda da bizim meşhur Uzun Çarşı'mızın bulunduğu bölge, dibi. Şimdi, bunun bir mantığı var mı? Yani nasıl açılabiliyor şehrin göbeğine? Tabii, kanun bir şekilde arkadan dolanılıyor, şu yapılıyor, bu yapılıyor; oradaki esnafa alışverişe gelmeye çalışan vatandaş trafikten yol bulamıyor. Yani saatlerce Antakya trafiği felç. Hiçbir yetkili hiçbir önlem alamıyor. Arabalar yolda yürümüyor, Antakyalının arabaları. Antakyalı da, Suriyeli mültecilerin kalabalığından o da kaldırımda yürüyemiyor. Yani böyle bir durum, böyle bir facia var. Esnafımız alışveriş yapamıyor, mal satamıyor, siftah yapamıyor, ondan sonra da biz dönüp "Efendim, AVM'ler haftada bir gün kapatacak, şu olacak, bu olacak." diyoruz, iyileştirme çalışmaları yapıyoruz güya esnafımız için. Neymiş efendim? Şimdi, AVM'de yüzde 3-5 kontenjan sağlanacak. Kime? Esnafa. Esnafın gözü görmüyor mu AVM'den dükkân kiralamayı, yani o bilmiyor mu? Bu bedava verilmediğine göre hangi parayla kiralayacak? O da ayrı bir şey. Bunlar çok önemli konular. Yani Antakya olarak, Antakya'nın göbeğindeki bu AVM'den biz muzdaribiz. Antakya benim de oturduğum bir yer ve sıkıntılıyız. Ben tekrar ediyorum, belki tekrara giriyor ama belki biraz dikkat çeker ümidiyle yapıyorum bunu, araba yürümüyor, böyle bir sıkıntımız var, esnafımız kendi arabasını koyacak yer bulamıyor. Şimdi, bu nasıl oluyor ve ne olacak? Yani bunun bir tedbiri olmayacak mı? Millet devletinden bunu bekliyor, millet devletinden, Hükûmetinden bunu bekliyor ve artarak devam ediyor. Yüzyılların Uzun Çarşı'sını -tarihî eserdir- başka bir yere kaldıramayacağımıza göre, bu esnafımızın dertlerinin çözülmesi için bu AVM konusuna da bir çare bulmamız lazım. Ama iki çift lafım da esnafımıza var: Yani kendisi şikâyet ediyor, gelip bize durumunu anlatıyor, götürüp oyu AKP'ye veriyor. Yani bunun da izaha muhtaç bir durum olması söz konusu, eğer devam ederse daha çok sıkıntı çeker diye düşünüyorum.

Hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)