| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 14.01.2015 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün perakende ticaretin düzenlenmesiyle ilgili kanunun 6'ncı maddesinden başladık görüşmelerimize.
Dün de belirtmiştim, bir çerçeve kanun tasarısını, teklifini burada görüşüyoruz, bunun esnaf ve sanatkârın sorunlarını çözmeye yeterli olmadığını ama bir çerçeve yasa olarak daha sonra, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında o çerçeveyi doldurup esnaf ve sanatkârı rahat ettireceğimizin altını çizmek istiyorum. Bu yasa, ancak o zaman gerçek işlevine kavuşacaktır. Çünkü, Anayasa'nın 173'üncü maddesi "Devlet, esnaf ve sanatkârı korur ve kollar." derken esnaf ve sanatkârı koruyup kollama noktasındaki iktidarın bakış açısının yeterli olmadığı açıktır.
Sayın Başbakan bugün esnaf kefalet kooperatiflerinin toplantısında konuşmalar yaptı. Bu konuşmalarda söyledikleri: Bu yasa, çıktığı zaman tüm esnaf ve sanatkârın sorunlarını çözecek ve bu yasayla, esnaf ve sanatkâr, önündeki sorunların tümünü aşacakmış! Onun için söylüyorum, bu yasanın çerçeve bir yasa olarak çıkması için gayret sarf ediyoruz ama bu yasa, esnaf ve sanatkârın sorunlarını çözmüyor, bu yasa, mevcut durumu kalıcı hâle getiriyor. Büyüklerin, güçlülerin gücüne güç katmasına devam ediyor; onları engelleyici, sınırlandırıcı, onların küçükler üzerinde kurduğu baskı ve hâkimiyeti ortadan kaldırıcı, mevcut AVM'lerin bundan sonra açılmasında sınırlamalar konulmasını, esnaf ve sanatkârın sokak aralarında indirim mağazalarıyla, zincir mağazalarla mağdur edilmesinin önüne geçmesini sağlamıyor. Bu anlamıyla, Sayın Başbakanın bilgilenmesi sanıyorum eksik ki bugün bu yasayla her şey çözülüyormuş şeklinde açıklama yapması yeterli bir olay değildir.
Değerli arkadaşlarım, bugün konuştuğumuz 6'ncı maddede de bu anlamıyla bir şeyi söyleyeyim: Bir sınırlama getiriyoruz ama iktidarın anlayışı bu sınırlamada nasıl? (1)'inci fıkrasında "Hiçbir nam altında ücret alamaz, sanayici mal sattığında onun malının bedeli dışında bir şey alamaz." diyor ama (2)'nci fıkrada dönüyor ne diyor biliyor musunuz? "Aralarında yapılan sözleşmeyle istediğini alabilir." Arkadaşlar, bu ne demektir? Ben bir mağazaya mal satmaya gideceğim, yaptığım sözleşmeye, bedellerini, istediklerini, almak istediklerini koymayacak mı? İşte siz bunun önünü açıyorsunuz burada. Biz de diyoruz ki: "Hiçbir nam altında, fiyatta pazarlık yap, sanayicinin ürününde işine geliyorsa anlaş, ondan sonra ondan raf başına koydum, senin için reklam yaptım, gondol parası, insört parası ve benzeri 27 tane ad altında yeni mağaza açma benzeri bedel alma."
Bu bedeller bazen öyle noktaya geliyor ki bazı üreticilerin yıl sonunda toplam bir değerlendirme yaptıklarında kesilen bedellerinin mal bedelinin daha üstünde çıktığı firmalar olduğunu pratikte yaşadık, gördük. Şimdi siz sözleşmeyle bu bedellerin önünü açıyorsunuz, ondan sonra da diyorsunuz ki: "Biz KOBİ'leri koruyoruz, biz sanayiyi koruyoruz." Siz AVM'nin satın alma gücü karşısında onlara sözleşmeyle koruma hakkı veriyorsunuz. Asıl olay bu.
Bunun için, size, burada getirdiğimiz öneriyle hiçbir nam altında bir bedel alınmaması gereğinin önünü açacak bir fırsat sağlıyoruz. Eğer esnaf ve sanatkârı, KOBİ'leri, üretici firmaları düşünüyorsanız bizim bu önerimize destek verirsiniz. Böylece, üreticilerin o büyük alışveriş merkezlerinin loş koridorlarında yeni yetme insanların önünde sözleşme yaparken bedel ödemek zorunda kalmadığı bir ortamı sağlarız. Onun için, önergemize destek bekliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)