| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 14.01.2015 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benden önce konuşan milletvekili arkadaşlarım da esnafın içinde bulunduğu koşulları çok güzel anlattılar. Ben inanıyorum ki Sayın Bakan da biliyor çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri bugün burada yok, Komisyonda, benden çok, esnafın zor durumda olduğunu söylediler. Ama, nedense bugün buraya gelip bu mikrofonlardan, o önerge verenler, o konuşanlar "Ahi teşkilatı yok oluyor, AVM'lere mahkûm ediyorsunuz, kültürümüz gidiyor." diyenler bugün ortalıkta yoklar.
Arkadaşlar, ne yapmak istiyoruz bunu anlayalım. Milleti kandırmaya gerek yok. İşin doğrusu şu, bugün bu yasada gerçekten mağdur olan kesimler şunlar: Esnaf ve sanatkâr, sanayici. Sanayiciyi taşeron hâline getiriyorsunuz. Az önce Kutluata'nın söylediği odur. Hani, isimleri küçük yazılacak ya, AVM'ye markalı ürün üreten sanayicinin sadece altta ismi geçecek, marka AVM'nin markası. Sonuçta ne olacak? Marka bilinirliği AVM'nin, üretici sanayicinin... Yarın üreticiye diyecek ki: "Çekil kenara, ben istediğimi üretici yaparım."
Değerli arkadaşlar, bakınız, bu anlamıyla bu yasada birkaç tane değişiklikle bu yasayı güzelleştirebilirdiniz. Bir: Sokak aralarında bir firmanın 5 bin tane mağazası olmaz arkadaş. 5 bin tane mağazayı her sokak arasına açan insanlara ayrımcılık koyacaksınız, diyeceksiniz ki: "Sen sokak arasına mağaza açıyorsan otopark koyacaksın kardeşim." Bu kadar basit ya, bunu önlemenin yolu bu, bu kadar basit. Bunu yapmıyorsunuz. Az önce önerge verdik, dedik ki, sokak arasına girip bakkalla rekabet eden indirim mağazalarının bakkalla rekabetini önlemenin bir yolu şudur: 5 bin tane mağazası olan firma bir sokak arasına girdiğinde en az iki otopark isteyin. Bu kadar basit. En azından bakkalı korursunuz, sokak aralarına girmesinler. Hadi istedikleri yerde açsınlar da sokak arasına girmesin kardeşim. Sokağa kadar gelip gırtlağına basmasın. Bunu yapın ya, bunu yapmak çok mu zor? Bu kadar mı korkutuyor sizi bu?
İkincisi: Arkadaşlar, bakınız, Türkiye'nin üretimini yabancıya, ithalata mahkûm edeceksiniz. Bu kadar pazarı ele geçirenler bir gün gelecek bizim üretici firmalarımızın karşısına oturacak, "Şu fiyatı veriyorsanız alırım, yoksa ben ithalat yaparım, dışarıdan getiririm." Bitti. Ülke ekonomisinin geleceğini, pazarı başkalarına teslim ediyorsunuz. Çünkü bir adamın 10 bin tane mağazası varsa o metrekareyi finansçılara istediği an satar yani Amerika'nın büyük devleri Türkiye'de pazarın toparlanmasını bekliyorlar. Onlar diyorlar ki: "Bize bu ufak metrekareler yetmez, bize milyon metrekareler hazırlayın biz gelir o zaman onu satın alırız." Aynı bu satın almalar olacak. Siz bu bakkalı boğdurup 5 bin, 10 bin, 20 bin mağazası olanlar bir gün gelecek o mağazalarını büyük alışveriş merkezi almak isteyen uluslararası şirketlere, Walmart'a satacak, Amerikalılara satacak, Almanlara, İtalyanlara satacak, ondan sonra da biz oturup kendi ülkemizin üreticileri nereye mal satacak diye düşüneceğiz, ihracat teşviki, kredi vermek için uğraşacağız. Bu kadar kötüye götürülebilecek bir şeyler. Bunları önlemenin pratikte yollarını sizlere önerdik, Komisyonda önerdik, burada önergelerle önerdik ama maalesef bizi dinlemiyorsunuz.
Esnafı kollamak çok kolay. Az önce Sayın Emin Haluk Ayhan da söyledi. Beş yıl vergi alma, bak nasıl esnaf açıyor. Sokaklar arasında onunla rekabet edeceklere ayrımcılık koy. Yanında çalışanlara, elektriğine, sigortasına biraz teşvik ver. Ona kredi verme, istemez kredi; o hiçbir şey beklemeden, dişiyle tırnağıyla, çocuğuyla, hanımıyla o iş yerinde ekmeğini çıkartır, size de hiç yük olmaz. Ama o adamı büyükler karşısında çaresiz bırakırsanız, o esnafı kendi kaderine terk edip ondan sonra yaşaması için onu çok zor duruma sokarsanız, ondan sonra da esnafı koruyamazsınız.
Bu yasada bunlara dikkat edilmesi zorunluydu ama maalesef bunları yapamadınız. İnşallah, bizim iktidarımızda olacak. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)