| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 14.01.2015 |
ALİ ÖZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 675 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına verdiğimiz önergeyle alakalı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bu AVM'lerin gerçekten kazandırdıklarına ve kaybettirdiklerine iyi bakmak lazım. Ülkemizde özellikle 90'lı yıllardan sonra alışveriş merkezleri gündeme geldiğinde ve zincir marketler hadisesi ortaya çıktıktan sonra küçük ve orta çaplı esnafın şikâyet ettiği unsurları ortadan kaldırmak adına, maalesef, uzun yıllardır lobilerin baskısıyla bir düzenleme yapılmamıştı. Dolayısıyla, küçük ve orta çaplı esnaf âdeta bundan sonraki süreçte zarar batağına doğru sürüklenmiş ancak büyük şirketlerin, büyük sermayesi olan firmaların gelirlerinin artırılması için şehirlerin düzeni de göz ardı edilerek âdeta büyük bir rant ekonomisinin uygulanmasına zemin hazırlanmıştır.
Bu maddede, Bakanlığın koordinatörlüğünde "Perakendeciler Konseyi" oluşturulacağı ifade edilmekte. Hatırladığınız gibi 2010 referandumunda da aslında Türkiye'deki iş ve işverenlerin, iş dünyasının, ekonominin gidişatının hangi yönde olduğunu, ne yönde evrildiğini değerlendirmek adına benzer bir şekilde Ekonomik ve Sosyal Konsey kurulmuştu, orada da çok cilalı sözler vardı. Orada bunların bir araya geleceği, üç ayda bir toplanacağı ve belli kararları alacağı, burada alınacak olan kararların uygulanacağı ifade ediliyordu. Maalesef, Hükûmetiniz döneminde bunların hiçbiri gerçekleşmedi.
Bu alışveriş merkezlerinin artık bırakın özellikle şehir merkezlerine kadar girmesini, sokaklara, hatta mahallelerin arasına kadar girdiğini görüyoruz. Bunların üretime hiçbir katkılarının olmadığını, bulundukları ve kuruldukları şehirlere bir katma değer kazandırmadıklarını da net olarak biliyoruz.
Ben, mesela kendi milletvekili olduğum ilimden örnek vereyim: Büyük büyük AVM'leri getirdiniz, kurdunuz. Bunların alışverişleri, üretim alanlarında değil. Çoğunun o illerde vergi kayıtları bile yok. Büyük firmalara, neredeyse, oradan tırlarla, araçlarla geliyor. Çok güzel bir raf düzeni var. Dolayısıyla, burada satışı özendirecek, tüketimi cazip hâle getirecek ne varsa onlar o güzel alanlarda sergileniyor. Dolayısıyla, vatandaşın bugün içerisine düşmüş olduğu, tüketiciliğinin çok fazla artmış olduğu, yeri gelip kredi kartlarını bile ödeyemeyip mahkemelere düştüğü, hacizlerin geldiği bu yapının da temelini aslında atmış oluyoruz burada.
Batılı ülkeler bunu nasıl başarmışlar? Batı ülkelerinde, biliyoruz, eğer kurulmuş olan bir hipermarket zincirinden o bölgede yaşayan küçük ve orta çaplı esnaf zarar görecekse yeni gelen bu marketlerin elde edeceği gelirlerin bir kısmından bir fon oluşturarak, onların mağduriyetini giderme adına düzenlemeler yapmışlar. Biz ne yapıyoruz? Tam tersine, küçük ve orta çaplı esnafı yok etme gayreti içerisinde, alışveriş merkezlerinin her yere kurulması için sonsuz imkân tanıyoruz. Bu gidişat doğru bir gidişat değil. Bu düzenlemeyle gerçekten dar gelirlilerin, esnaf ve sanatkârların günden güne bu ekonomi içerisinde nefes almalarını sağlamak mümkün değil.
Tabii ki bunun yanında -bizden önce konuşan arkadaşımız da bahsetti- gerçekten bu alışveriş merkezlerinin -AVM'lerin- çevreye etkilerinin de iyi analiz edilmesi lazım.
Bu ülkenin Sağlık Bakanı kalkıyor, diyor ki: "Bizim en büyük mücadelelerimizden bir tanesi toplumda kronik bir hastalık hâline gelmiş olan obeziteyle mücadele ve obezite merkezleri kurmak." Sayın Bakan, bu obeziteyle mücadele ederken aslında en büyük düşmanlardan bir tanesinin bu AVM'ler olduğunu biliyor musunuz?
Hafta sonları aileler çocuklarıyla beraber gidiyorlar, gittikleri zaman kimse çocuğunu üzmemek veya onu incitmemek adına o normal dengesiz beslenme kriterleri içerisinde neler varsa -çocuk çocuktur, onu kıramazsınız, raflara saldırıyor- aile ister istemez onları çocuklarına almak zorunda kalıyor. Yani, bir taraftan bir şeyi yapalım derken, bir taraftan kendi elimizle bir şeyleri yıktığımızın farkında olmamız lazım.
Bu AVM'ler büyük şehirlerdeki trafik sorunlarının ana kaynaklarından birini oluşturuyor, kirliliğe ilave katkı sağlıyor, uygun park alanları bulunmadığından belli alanları işgal ederek şehirlerin düzensiz bir şekilde görünmesine vesile oluyor.
Bu maddeyle alakalı kurmuş olduğunuz bu konseyin kimlerden oluşacağı, kimlerin bu konseyin üyesi olacağı, bu konseyde alınan kararların nasıl ortaya konulacağına dair yasal bir düzenleme yapmıyorsunuz, yönetmeliğe havale ediyorsunuz. Bunun da Anayasa'ya aykırı olduğunu ifade ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)