GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Milli Mayın Faaliyet Merkezi Kurulmasına İlişkin Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:46
Tarih:22.01.2015

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin bildiği gibi, 22 Mart 2011 tarihli 6191 sayılı Kanun'la 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'na geçici madde 32 eklendi. Bu düzenlemeyle darbe süreçlerinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden haksız ve hukuksuz biçimde ilişiği kesilen askerlerin yaralarının sarılması amaçlanmış idi. Ancak iktidar partisi AKP'nin engellemeleriyle, amaçlanan düzenleme maalesef kadük oldu. 28 Şubat sürecinde YAŞ kararlarıyla atılan askerlerin hakları verilirken 12 Mart 1971 sürecinde atılan askerlerin tamamı ve 12 Eylül 1980 darbe sürecinde atılan askerlerin çoğunluğu kapsam dışında bırakıldı. Bu askerlerin mağduriyetleri hâlâ sürüyor ve sorumlusu AKP iktidarıdır. Hükûmet "darbe" deyince 28 Şubatı anlamakta, gerçek darbe olan 12 Mart ve 12 Eylülü görmezden gelmektedir.

Değerli milletvekilleri, Millî Savunma Bakanının bir dediği bir dediğini tutmuyor. "Yargı denetimine açık işlemle ilişiği kesilen askerler için yargı yoluna gitsinler." demiştir maalesef Sayın Bakan. Ancak askerî yargı yolunun çıkmaz sokak olduğunu Bakan da bilmektedir. Eğer Sayın Bakan aksini iddia ediyorsa 32'nci maddeyle neden yargıya başvuru hakkı değil de YAŞ mağdurlarına doğrudan özlük hakkı iadesi tesis edildiğini açıklamalıdır. Diğer taraftan, 12 Mart ve 12 Eylül darbe dönemlerinde sıkıyönetim altında yargı denetimine açık olduğunu söylemek mantık dışıdır. Yine, askerî öğrencilerin subay ve astsubaylar gibi 926 sayılı TSK Personel Kanunu'na tabi asker olduklarını, mecburi hizmete tabi olduklarını, İç Hizmet Kanunu'nun 92'nci maddesi hükmüne göre harp okulu öğrencilerine subaylar gibi muamele olunacağını, Emekli Sandığı Kanunu'na tabi olduklarını; mevzuata ve yargı kararlarına göre hangi muvazzaf statünün öğrencisiyseler onlar gibi emeklilik dâhil, tüm sosyal güvenlik haklarına sahip olduklarını bildiği hâlde Bakanlık neden konuyu anlamazlıktan geliyor? Neden asker statüsünde olan öğrenci askerler ile statüleri tamamen farklı olan tıp ya da mühendislik öğrencilerinin aynı statüde oldukları söyleniyor? Dört yıl okuduktan sonra subay çıkmasına bir hafta kala haksız ve hukuksuz bir şekilde okullarından atılan harp okulu öğrencileri işkence görmüşler, er olarak askerlik yapmışlar, sonra tekrar üniversiteye gidip dört yıl daha okumak zorunda kalmışlardır. Sayın Maliye Bakanı da geri kalmıyor, sözde "Yargı yolu açık." Yaklaşımıyla, ilişiği kesilen öğrenci ve rütbeli askerlere hak verilir ise 1960'tan bu yana ilişiği kesilmiş askerler, polisler, öğretmenler, öğrenciler, 1402'liklerin de kapsama gireceğini, bu durumda altından kalkılamayacak bir mali yük çıkacağını anlatıyor.

Sayın Bakana soruyoruz: Bütün bu saydığı kişilere haklarının defaten verildiğini, darbe mağduru olup da haklarını alamayan sadece bir kısım asker kaldığını ve sayılarının 1.500-2.000 civarında olduğunu biliyor musunuz? 12 Eylül ve 12 Mart mağdurlarının yaş ortalamasının 60 civarında olup çoğunun emekli olduğunu, yapılacak işlemin sadece emeklilik intibakı olduğunu biliyor musunuz? Bal gibi biliyorsunuz ama derdiniz "solcu" dediğiniz askerlere haklarını vermemek olduğundan, bildiklerinizi bir anda unutuveriyorsunuz Sayın Bakan. Kaldı ki mali yük çıkacak diye adaletsizlikleri görmezlikten gelmek demokratik hukuk devletine yakışmaz Sayın Bakan. Tabii sizin hukuk devletinden ne anladığınıza bağlı bu durum.

Sayın milletvekilleri, vicdanları sızlatan bu ayrımcılığın telafisi yüce Meclisimizin görevidir. Ayrımcılığa uğrayan askerler üç yıldır Meclis koridorlarını arşınlıyorlar, ilgili gördükleri çok sayıda kişiyle, parlamenterle ve hatta bakanla görüşüyorlar ama iktidar partisi oyalama taktikleriyle ayrımcılığı unutturmaya çalışıyor, buna izin vermeyeceğiz.

Sayın AKP milletvekilleri size sesleniyorum: Ayak sürümelere son verin, ayrımcılıktan dönün, 28 Şubatta atılan askerlere tanınan hakların 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbe süreçlerinde atılan öğrenci askerler dâhil tüm askerlere verilmesini sağlayacak, kırk dört yıldır süren bu mağduriyeti giderecek yasal düzenlemelerin yapılması için engellemeyi bırakın. Aksi durumda, bu ayrımcılığın vebali boynunuzadır. Sizler bu vebali taşırken vicdan huzuruyla yaşayabilecek misiniz diye de sormak istiyorum.

Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)