GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:27.01.2015

MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü üzerinde söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında bu yasa, uzun zamandan beri çıkması gereken, beklenen bir yasaydı. Bu yasayla ilgili grubumuz olarak muhalefetimiz yok; ancak bu, muhalefetimiz yok diye Tarım Bakanlığının tarım politikaları ve hayvancılık politikalarına da muhalefetimiz yok anlamına gelmez. Tarım Bakanlığının tarım ve hayvancılık politikalarıyla alakalı da birçok muhalefetimiz var, onları da sizlerle ve televizyonları başında bizleri izleyen değerli milletimizle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, bir dönem büyükbaş hayvancılıkta yaşanan kriz neticesinde Ziraat Bankası vasıtasıyla dişi düve alımını, dişi düve beslemeyi ve dişi düveden yeni oluşumlar, yeni çiftlikler kurmayı planladınız. Faiz oranlarında çok değişiklik yapıldı. Birdenbire bu damızlık düvelerin fiyatları 7 bin liraya kadar yükseldi yani eski rakamla 7 milyar liraya kadar yükseldi. Daha sonra bu faiz oranlarında yeniden bir değişiklik yapılınca bu düvelerin fiyatı 2.500 liraya kadar yani eski rakamla 2,5 milyara kadar geriledi. Dolayısıyla, danasıyla, anasıyla, sütüyle her şeyiyle birlikte sattığınız zaman, almış olduğunuz fiyatı zaten karşılamadı bu düveler. Dolayısıyla vermiş olduğunuz sıfır faizli kredinin de hiçbir anlamı olmadı. Dolayısıyla çiftçi ve köylü sizin bu politikanızdan dolayı aşırı derecede zarar gördü ve netice itibarıyla o güzelim dişi hayvanlar, doğurgan hayvanlar etliğe, kesime gönderilmek zorunda kaldı. Çünkü çiftçi Ziraat Bankasına borcunu ödeyemeyince ne yapmak zorunda? Hayvanını kestirmek zorunda ki borcunu ödeyebilsin. Dolayısıyla o güzelim hayvanlar, birinci derecede süt verebilen damızlık hayvanların hepsi kesime gitmek zorunda kaldı. Bu, yanlış bir politikaydı. Dolayısıyla bu politikayla hem çiftçimizi hem de hayvancılık yapan insanlarımızı mağdur ettiniz.

Yine, hayvancılık yapan üreticilerimizin genel bir sıkıntısı var: Özellikle yem çok aşırı pahalı. Bugün 1 torba yem 50 TL, yani kilosu 1 liraya geliyor. Süt ne kadar? Dişi hayvanlar için söylüyorum bunu. Süt de 80 kuruş ila 110 kuruş arasında değişiyor. Yani soğuk süt tankınız varsa, soğuk süt tankı yaptırmışsanız 90 kuruşa, 1 liraya kadar sütünüzü verebiliyorsunuz ama soğuk süt tankınız yoksa 80 kuruş hatta 70 kuruşa kadar geriliyor süt. Soğuk süt tankını yaptırmak için ne kadar paraya ihtiyaç var? 50-60 bin lira gibi bir rakama ihtiyaç var. Dolayısıyla böyle 50 baş, 100 baş hayvan besleyen çiftliklerin bu soğuk süt tankını yaptırmaları da mümkün değil. Zaten, baktığımız zaman, yemiyle, çobanıyla, işçiliğiyle, elektriği ve suyuyla hepsini bir hesapladığımız zaman... Ben şöyle kabataslak bir hesap yaptım: 1980 yılından beri bizzat hayvancılığın içerisinde tarımla uğraşan bir arkadaşınız olarak şöyle kabataslak bir hesap yaptım: Şimdi, dişi hayvanlarda en verimli süt veren hayvanın ortalaması en iyi 25 kilodur yani 30-40 kilo rakamlarından filan bahsediliyor ama bunlar afaki rakamlar. Öyle 30 kilo, 40 kilo süt veren çok inek yok. Ortalaması 25 kilogramdır iyi süt veren ineklerin.

Şimdi, ortalama 25 kilo süt veren bir ineğin yem masrafını, çoban masrafını, elektriğini, suyunu, işçiliğini koyduğunuz zaman onunla aylık 100 baş üzerinden, 100 hayvan üzerinden hesabını yaptığınız zaman ayda 600 bin lira gibi bir masrafınız oluyor ama bunun karşılığında danasıyla, sütüyle birlikte bir yılda -satmış olduğunuz yani- elinize geçen para 500 bin lira gibi bir rakam. Yani, bir çiftçinin 100 başlık tesiste 100 bin lira zararı var bir yılda. Hesaplar ortada, bunu isterseniz sizinle de paylaşabilirim, hiç bu konuda sıkıntım yok ama siz buraya kürsüye geldiğiniz zaman her şeyi tozpembe anlatıyorsunuz sanki çiftçilerimiz, köylülerimiz hâlinden çok memnunlarmış gibi. E, hâlinden çok memnunlarsa niye bu kadar çok şehrin varoşlarına göç oluyor?

Yine, erkek hayvanla alakalı, erkek besi hayvanıyla alakalı bir kabataslak hesap yaptım. Şimdi, yine, 100 baş üzerinden değerlendirme yaptım. Yemi, çobanı, işçiliği, elektriği, suyu ve hayvan alımıyla birlikte hesap ettiğiniz zaman 100 baş hayvanın maliyeti 535 bin lira gibi bir rakam.

Yine, iyi bakarsanız, iyi beslerseniz, eğer zayiat vermezseniz... Çünkü bunların içerisinde en az birkaç tane de zayiat veriyorsunuz, hayvanlar hastalığı çabuk alabiliyorlar, telef oluyorlar. Dolayısıyla, birkaç tane zayiat verdiğiniz zaman bu söylediğim rakamları bulmanız da mümkün değil. Eğer iyi bakarsanız ortalama kesim yaptırdığınız zaman bir erkek hayvandan alacağınız karkas et 280 kilo ila 300 kilo arasındadır.

Şimdi, bu rakamlarla hesap ettiğiniz zaman, bugünkü kesim fiyatlarıyla hesap ettiğimiz zaman 560 bin lira gibi bir para elinize geçiyor yani bir yılda çiftçi 100 tane büyükbaş hayvan beslerse ve zayiat vermezse, telef etmezse ancak eline 25 bin lira gibi bir para geçiyor. Ne kadar komik bir rakam değil mi? Bir yıl o hayvanlara bakacaksınız, yem vereceksiniz, gözünüz gibi bakacaksınız, hastalandırmadan bakacaksınız, ancak 25 bin lira para kazanacaksınız 100 baş hayvandan.

Şimdi, arkadaşlar, böyle, bu şartlarla hayvancılık yapmak, para kazanmak mümkün değil. Onun için hayvancılık teşviklerini yaparken çiftçinin fikrini almak lazım, o yörede hayvancılık yapan insanların fikrini almak lazım. Eğer biz bu fikirleri almadan kafamızdan işler yaparsak hep çiftçinin ve köylünün, hayvancılık yapan insanların zararına iş yapmış oluruz. Netice itibarıyla da ortaya çıkan tablo budur.

Şimdi, bakınız, çiftçi bir yıl o hayvana gözü gibi bakıyor. Aşısını kendisi yapıyor, yemini kendisi veriyor çobanla beraber, her şeyini yapıyor, götürüyor, kestirecek; bakın, hiç emeği olmayan insanlar o hayvanın kafasını alıyor, derisini alıyor, bağırsağını alıyor, sakatatını alıyor, çiftçi sadece karkas ete kalıyor, sadece karkas ete kalıyor. İşte, onun için çiftçi bir şey kazanamıyor, üretici aracıya çalışıyor, ara iş yapan insana çalıyor. Bunu da önlemenin yollarına bakmak lazım. Eğer hayvancılık yapan insanlarımıza para kazandırmak istiyorsak bunları başarmamız lazım. Başaramazsak eğer biz insanlarımıza, üreten insanlarımıza zarar vermiş oluruz.

Yine, Sayın Bakan, bu pamuk üreticilerinin durumu ne olacak? Bir önceki yıl 1,8 TL'ye sattığımız pamuk yani eski rakamla 1 milyon 800 bin liraya sattığımız pamuk bu sene 1,2 TL'ye yani 1 milyon 200 bin liraya düştü, onu da nazla tuzla satıyoruz. Ya yani biraz insaflı olur insan. Pamuk hakikaten endüstriyel bir bitki, pamuk istihdam sağlayan bir bitki. Pamuk bizim ülkemizde geçmiş dönemlerde dünyaya en fazla ihraç ettiğimiz ürünlerden bir tanesi ama şu anda ne yazık ki dünyanın en büyük pamuk ithalatçılarından birisi hâline geldik. Çin, bir yıl önce pamuk ithalatını yasakladığını ilan etti ve dünya piyasaları birdenbire düştü. Siz niye bunun tedbirini almadınız, niye fon koymadınız? Daha yeni fon koydunuz. İş işten geçti. Pamuk çiftçinin elinden çıktı, üreticinin elinden çıktı, aracının eline geçti. Gerçi aracı da perişan şu anda da, aracı da balyayı satamamakla şikâyetçi o da. Ya, şimdi, bu pamuğu çiftçinin ekmesi lazım, bu pamuğu çiftçiye ektirmemiz lazım. Her yıl mısır, her yıl buğday, her yıl soya fasulyesi olmaz. Ben çiftçiyim, toprağın içerisinde büyüdüm, eğer tarladan verim almak istiyorsanız bir yıl değiştirmeniz lazım. Pamuk ekmeniz lazım ki o tarla bir yıl sonra mısır ektiğinizde verim yapsın. Siz bunların hiç birini bilmiyorsunuz. E, mısır. Mısır da, yarın bir gün pamuk ekilen alanların hepsine mısır ekildiği zaman... Ülkenin ihtiyacı belli 5-6 milyon ton, bilemediniz 7 milyon ton mısır ihtiyacınız var. Her sene açıyorsunuz önünü 1-1,5 milyon ton da mısır geliyor dışarıdan, etti mi 8-9 milyon ton? Şimdi, nereye gidecek bu mısır? Ondan sonra mısır ayak altına düşecek, mısır üreticileri perişan olacak. Dolayısıyla pamuk üreticilerini desteklememiz lazım. Bu primi bir an önce yatırmanız lazım Sayın Bakan. Bakın, Rıza Zarraf'ın paraları bilmem kaç gün şeyde kaldı diye ne kadar faizini ödediniz Rıza Zarraf'a. Ya, çiftçi hak etmiyor mu Rıza Zarraf kadar kardeşim ya, çiftçi hak etmiyor mu Rıza Zarraf kadar? (MHP sıralarından alkışlar) Arttırın bu primleri, çiftçi pamuk eksin, ve bu ektiği pamuktan da para kazansın, ülke kazansın.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)