GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:27.01.2015

MHP GRUBU ADINA ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, yine, çiftçiyi ilgilendiren bir sebeple geç kaldım. Bunu da sizlerle paylaşıyorum.

Şimdi, burada, hep birlikte -bunu da bütün Türkiye duysun- sabaha karşı saat üçte bütün siyasi partilerle çiftçinin elektrik borçlarına dair bir kanun teklifi çıkarmıştık ve güzel de bir af olmuştu değil mi? Şimdi, bu nasıl bir iştir ki biz bu borcu şirkete ödüyoruz? Yani, bu, devlete olan borcumuz, özel enerji şirketine değil. Götürüyoruz, dilekçemizi veriyoruz -bizzat, ben- kendi elektrik borçlarımıza dair affa girmek üzere. Kime? Bu enerji şirketine. Şirketteki görevli dilekçeyi kaybediyor ve biz aftan yararlanamıyoruz. Şimdi, olacak iş mi? Yani bu Bakanlık kendi alacağını niye şirkete devreder? O şirketin elektrikçilik anlayışı, enerji anlayışı, en azından devraldığından beri, başta sayın iktidar partisi milletvekillerimizin de başına bela.

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Keşke Hasan'a deseydin...

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Efendim?

MEHMET ÖNTÜRK (Hatay) - Hasan'a desen, halleder o.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Aynen.

Yani elektrik kesilir, bu enerji şirketi personel bulundurmaz.

ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Hasan oradan ayrılınca çöktü zaten orası.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Evet, evet.

Hasan Bey burada mı? Yok. Sayın Hasan Akgöl Bey olsaydı, bu işleri hallederdi.

Böyle bir anlayış. Haber de şimdi -şansımıza- geldi, o yüzden inşallah çok sıhhatli bir konuşma yaparız. Neyse konumuza dönelim.

Tabii, bir tek de ben değilim. Yani bu kadar aylaklık, bu kadar aymazlıkla koca bir şirketi devralan bir özel şirketin elemanları artık başka kimlere ne yapmıştır, Allah bilir.

Şimdi, efendim, ben Hataylıyım. Dolayısıyla, Hatay tarımının ana motoru pamuk; tarladan tezgâha yaklaşık 10 milyon kişinin geçimini sağlıyor. 2000 yılında 130 bin kişi pamuk ziraatıyla uğraşıyordu fakat bu rakamın şimdi 75 binlere düştüğünü görüyoruz. 2013 yılı itibarıyla 800 bin ton üretimimiz var. 2001 yılı itibarıyla, yanlış hatırlamıyorsam, bu 1 milyon 400 bin tondu, şimdi ihtiyaç 1,5 milyon tonu geçmiş. Yani pamuk eken çiftçi sayısı niçin düşer? Pamuk üretimi, tabii, bununla beraber neden düşer? Ayrıca, arada sıkıntılar oluyor, kuraklık... Mesela, eldeki bilgiye göre, Amik Ovası'nda 110 bin dekardan 63 bin dekara düşüyor. Maliyetine bakıyoruz kütlü üretiminin yani pamuk üretiminin, bölgesine göre 1.400-1.600 lira. Bunu kaça satıyoruz? 1.000 lira, 1.100 lira; yüksek randıman olursa. Şimdi, ne alıyoruz? Çok çok, destekleme 500. Sayın Bakanım, bu desteklemenin bin lira olması lazım. Pamuk desteklemesinin bin liradan aşağı olmaması lazım, aşağısı vallahi kurtarmaz, billahi kurtarmaz; yanmışız.

TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI İBRAHİM YİĞİT (İstanbul) - Az konuşursan verelim Şefik.

ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Devamla) - Hemen inerim, söz veriyorsa Sayın Bakan, hemen kürsüyü bırakır giderim.

Şimdi, genelde, bu, ziraatla ilgili meselelerde tarım bakanlarına yüklenilir ama bu bir haksızlıktır aslında. Yani burada, esas, parayı vermeyenler maliye bakanlarıdır; tabii, maliye bakanlarıyla beraber hükûmetlerin çiftçiye bakışıdır. Maliye bakanı herkese verir ama nedense, bu, çiftçiye gelince cimrileşir. Esas, bu, tarımla ilgili görüşmeleri Maliye Bakanının huzurunda yapmak lazım. Yani ben şahsen Sayın Tarım Bakanının -bazı konuları da bildiğimden, en azından bildiğim bazı konularda kendisini tenzih ederim- çiftçiye karşı... Mesela kuraklık. Kuralık afete girmiyordu bak, onu biz burada kürsüden hatırlattık, "Peki." dedi ve kuraklık afete girdi, yoksa girmezdi ve dolayısıyla, biz de dâhil, birçok çiftçi kuraklıktan rapor tutturdu ve en azından tarım kredi borçlarını ve şeyi erteletti.

Şimdi, tarımda büyüme hızına bakıyoruz; 2001 kriz dönemi, eksi 7,9 fakat içinde bulunduğumuz Hükûmet bir senede bu tarımı toparlamış ve artı 8,8'e getirmiş. Bugün 2013 rakamı 3,5. Rakamlar bunu gösteriyor, söylüyor. Tarımda istihdam alanı yüzde 36'dan yüzde 23'e inmiş.

Tabii, Hatay için de kötü bir haberim var: Kötü derken, borçlarını ödeyemeyen çiftçi sıralamasında Hatay 1'inci olmuş, 2'nci Artvin, 3'üncü Elâzığ. Böyle bir rakam var önümüzde.

Adana'nın işi bizden iyiymiş Muharrem Bey.

Şimdi, hâl buyken, çiftçiler konusunda ve bilhassa pamuk konusunda bir reform lazım. Yani zeytinyağcı, zeytinci bizden iyi mi? Yok, bu sene zeytin biraz para etti, sebebi: Zeytin yok. Süt biraz para etti, sebebi: Süt yok, kuraklık var, yem kısa. Yani azlıktan bu fiyat artışları.

Mesela Yayladağı: Bu da genelde zeytinle, artık meyvecilikle, bir miktar da tütünle geçinen bir yer. Biz Hatay'ın Yayladağı ilçemizin sıkıntısını fark ettiğimizde, oranın asıl değerlerinin gün yüzüne çıkmasının temelinin Yayladağı yolu olduğunu bildiğimizden, 57'nci Hükûmet olarak, uzun yıllardır atılmayan Yayladağı yol temelini attık; iktidarınız da, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı da bunu bitirdi, devamını getirdi. Ama biz bu yolun temelini atarken Yayladağı Sınır Kapısı'nı da düşünmüştük. Yani bu sınır kapısı bir nevi bizim Reyhanlı gibi çalışacaktı. Bugün bütün sınır kapıları açık, efendim, IŞİD'in, El Kaide'nin, El Nusra'nın, şunun bunun elinde olan bütün sınır kapıları açık, fakat Yayladağı Sınır Kapısı kapalı. Bunun Yayladağılıya bir faydası yok, o sınır kapısının açılmasının da Türkiye'ye bir zararı yok. Bunu rica ediyoruz, bu vesileyle onu da gündeme getiriyoruz.

Hassa'mız yine bir miktar zeytin ve üzümle geçinir, durumu felaket. Hele Dörtyol; narenciye çökmüş, dalında kalmış, mandalinaydı, portakaldı, bunlar perişan olmuş. Sayın Bakanım, narenciyeci için de özel bir program geliştirmek ve bu desteği direkt narenciyeciye vermek gerekiyor. Böyle bir sıkıntı var orada.

Tabii, bütün bunlar için çiftçiye yönelik bir reform paketi lazımdır. Özellikle çiftçinin meselesinin bu Mecliste, böyle, birkaç saat oturulup tartışılması, bütün muhalefet partilerinin de içinde olduğu, bir komisyon kurulması, bir reformla çiftçinin kalkındırılması lazımdır. Ben her fırsatta söylüyorum, çiftçinin durumu bu.

Biraz evvel Muharrem Bey hayvancının durumundan bahsederken bütün masrafı yaptığı hâlde hayvanın kafasını, kolunu, böbreğini, şeyini diğerlerinin aldığını, hayvancıya karkas etin kaldığını söylüyor. Fakat hayvancının oyu da AKP'ye kalıyor, böyle de bir garabet var.

Hayvancı kardeşim, pamukçu kardeşim, fıstıkçı kardeşim, fındıkçı kardeşim, ayçiçekçi kardeşim, patatesçi kardeşim; hâlinden memnunsan bize boşuna nefes tükettirme, devam et.

Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)