GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:49
Tarih:29.01.2015

MÜNİR KUTLUATA (Sakarya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 683 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın 9'uncu maddesi vesilesiyle söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, maden ağırlıklı olmakla birlikte yine bir torba yasa yine temel kanun niteliğinde geçiriliyor. Dolayısıyla, hiçbir kanunumuz maddeleriyle enine boyuna görüşülerek tekrar değişikliğe ihtiyaç olmasın anlayışı ve hassasiyetiyle değerlendirilmiyor. Bu da, bu genel gidişin bir parçası olarak görülüyor.

Değerli milletvekilleri, daha önce ifade etmiştik, Türkiye'de sermaye üretime yönelemiyor, sermaye üretim yapamıyor, bunu son dönem türeyen iş âleminde ismi geçen firmalardan, kuruluşlardan biliyoruz; sermaye rant alanlarına yönelmiş durumdadır. Madencilik alanı da bu sahada, bu alanda bir rant alanı olarak görüldüğü için maden yasamızın bu hâliyle gerekli önlemleri alamayacağı, gerekli düzenlemeyi yapamayacağı da açıktır. Türkiye'de artık serbest akan bir dere göremezsiniz, Türkiye'de ruhsatı alınmamış bir maden bölgesi bulamazsınız. Bunlar göstermektedir ki, üretim yerine doğal kaynakların yağmalanması gibi bir görüntü ortaya çıkmıştır. Hâlbuki, bu kaynaklar milletin müşterek mallarıdır.

Şimdi size bu gidişin nasıl yürüdüğünü ve nasıl istifhamlara sebep olduğunu belirtmek bakımından Sakarya'dan bir örnek veriyorum, Sayın Bakan, sizden gerçekten öğrenmek istiyorum. Sayın Bakan, size sorarak söylüyorum, dikkatinizi rica ediyorum, ciddi bir konudur ve bir muamma hâlindedir: Sakarya'da 49 bin dönüm arazi bir şirkete mineralli su işletme gerekçesiyle verilmiştir. Bu şirketin kendi ruhsatında alan 33 bin dönüm olarak görülüyor, Valilik bunu 49 bin dönüm olarak yazışmalarında kullanıyor. Bu şirketin bu bölgede mineralli su işletme ruhsatı almış olmasına rağmen, bölgede yapılan tespitlerde ve tutanaklarda, resmî mahiyetteki tutanakta 1 gözeyi kullanma hakkı olduğu hâlde 19 gözeyi, soğuk suyu, dere yataklarını, su yataklarını, boru hatlarını almakta olduğu ve el koyduğu görülmektedir. İşin garip tarafı, bu 49 bin dönüm arazide bakır madeni aranacağına dair söylentiler vardır çünkü böyle bir termal otel yapma gerekçeli bir yatırım için bu alan tahsis edilemez. 49 bin dönüm alanda bakır madeni aranacağı söylenmektedir. Nitekim, maden aramayı andıran sondaj faaliyetleri yapıldığı bilinmektedir ama ne çevre halkı ne basın ne Sakaryalı bu konuda hiçbir bilgi alamamaktadır. Hatta, bu bölgede tutulan bu tutanakları değerlendirmek suretiyle idari mahkemeye durdurma kararı almak üzere başvurmak isteyen vatandaşlar, vilayetten bu resmî tutanağı çok uzun süre elde edememişler ve davayı açamamışlardır. Sakaryalının birkaç kahraman vatandaşının vilayet kapısında yatma teşebbüslerinin arkasından, kendilerine, bu süre dolmak üzereyken, kendilerinin de imzası bulunan tutanak ancak verilmiştir. Dolayısıyla, samimiyetle soruyorum: Sakarya'da hiçbir kurumun açıklamadığı, açıklayamadığı, ne olduğunu bilemediği, ortaklarının kim olduğunu söyleyemediği, termal otel yapılacaksa soğuk su kaynaklarının tamamına nasıl el koyulduğu, maden aranıyorsa ne madeni arandığı, bakır madeniyse maksat, çevre tahribatından ötürü halktan gizlendiği mi, gizlenmediği mi, hiçbir yerden bu devirde, bu iletişim çağında, bu medeni çağda, bu Dilekçe Kanunu'nun işlemekte olduğu ülkemizde kimse bir sonuca ulaşamamıştır. Sizden ricam, gerçekten burada ne olmaktadır ve uygulamalar ruhsat çerçevesinde mi yürütülmektedir, bu konuda ilgilileri aydınlatırsanız çok memnun olacağız. Çünkü Sakarya'da ve Türkiye'nin birçok yerinde dağlar eşelenmekte, dereler özel mülkiyete bağlanmakta ama insanlar bunları yapanların kim olduğu konusunda bilgiye ulaşamamaktadırlar. Özellikle, bu belirttiğim konuda Sayın Bakan sizin ilginizi bekliyor, teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)