| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2015 |
KEMAL DEĞİRMENDERELİ (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 683 sıra sayılı Maden Kanunu Tasarısı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, bu kanunu görüşürken madencilik sektörünün boyutlarının görülmesi açısından bir iki bilgiyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Madencilik sektöründe, 2014 yılı sonu itibarıyla, 22 bini yer altında olmak üzere yaklaşık 70 bin işçi çalışmaktadır. 70 bin işçi çok görülmeyebilir, "Milyonlarca işçinin olduğu, çalıştığı bir durumda ne olacak 70 bin işçi... Yani, bu sektörde problem de olsa başka yerlerde çalışıyor." denebilir ama şu çok önemli değerli milletvekilleri: Bir maden işçisi, istihdamından dolayı 12 kişiye iş imkânı sağlıyor, bunun altını çizmek istiyorum. Bir maden işçisi, öbür taraftan, etkili olduğu farklı sektörlerde 12 ayrı işçiye iş imkânı sağlıyor. Yani, 70 bin ile bunu çarparsak bugün 800-900 bin çalışan insanı ilgilendiriyor madencilik sektörü. İstihdam açısından da -daha önceki konuşmalarımda söz ettiğim gibi- en önemli sektörlerimizin başında geliyor. Ama bu yeni yasa bu sektörün önünü açıp istihdamı daha artırmanın, millî gelir içerisindeki payını artırmanın ötesinde, maalesef, sektörü küçültmeye yönelik sonuçlar doğuracaktır.
Daha önce arkadaşlarımız da söz etti, biz de önergemizde söz ettik yani bu yasayla öyle katı uygulamalar getiriliyor ki küçücük bir aksaklık affedilmiyor. İşte şu raporu vermedin, 30 bin lira ceza. Şu teminatı, harcı, ruhsat bedelini eksik yatırdınız, 50 bin lira ceza. Şurada Maden İşleri Genel Müdürlüğünden gelen heyeti karşılamadınız, 30 bin lira ceza. Cezalar, cezalar, cezalar... Ama sektörün önünü açmaya yönelik adımlar maalesef yok.
Yani, ne olması gerekiyor değerli arkadaşlar? Daha önceki konuşmamda da söz ettim, bu sıkıntıların giderilmesi için madencilik sektöründe bir kabuk değişikliğine gitmemiz gerektiğini ifade ediyorum. Bunun için de öncelikle iş güvenliği anlamında yapılacak önlemleri arttırmamız gerekiyor. İş güvenliğiyle ilgili, ekipmanlarla ilgili ihtiyaçlarımızı en üst düzeyde temin etmemiz bir önemli boyutu.
Burada yine söylüyorum: İş güvenliği ekipmanlarının gümrüksüz olarak getirilmesi çok önemli. Yani, biz Çin malları zayıf, yeterince güvenceli değil diyorsak dünyada en kaliteli ürün hangisiyse bunu getirelim, kullanalım ocaklarımızda ama lütfen, gümrüksüz getirelim, KDV'siz getirelim.
Şimdi, 2014 yılı içerisinde, bildiğim kadarıyla, 370 milyon liraya yakın bir ruhsat bedeli, devlet hakkı alınmış durumda. Yani, bu devlet hakkını niye biz iş güvenliği önlemleriyle ilgili harcamıyoruz? Niye daha güvenli üretim yapalım, daha verimli üretim yapalım diye teknolojik yatırımlara harcamıyoruz? Yani, bu ülke geçen yıl sadece Suriyeli mültecilere sağlık yardımı olarak 390 milyon lira harcamış; Sayın Bakana sorduğumda bu yanıtı verdi. Hâlbuki sektörümüzü yenilemek, kabuk değişikliğini sağlamak için de bu düzeydeki rakamları pekâlâ yapabiliriz. Yani bundan sonraki maddelerde de önerimiz. Bu devlet hakkı olarak ödenen miktarın yarısının veya belirli bir bölümünün teknolojik yatırımlara yöneltilmesi, sektörün bu sıkıntılarını aşma açısından çok önemli bir adım oluşturacaktır.
Bu düşüncelerle, yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)