GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:51
Tarih:04.02.2015

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlarım.

Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum.

Maden Kanunu görüşülmeden önce Soma'da ciddi bir ümide dönüşmüştü, şu anda da televizyonları başında başta Soma'daki çok sayıda maden işçisi, Soma esnafı, Soma'da hayatını kaybeden 301 kardeşimizin aileleri, bir umutla, bir son dakika önergesiyle, grupların uzlaşmasıyla büyük bir sorunun çözülmesini ümit ediyorlar. Aslında, geçen hafta yaptığım konuşmada ve ardından yerimden sorduğum bir soruda Sayın Bakana, Soma'daki kıdem tazminatı sorununu, Somalı esnafların, sadece Somalı değil tabii, Kınıklı esnafların, Savaştepeli esnafların, Kırkağaçlı esnafların sorunlarını çözmek için borcu olan herkesin borcunun devlet tarafından ödenip kamu alacağı olarak Soma AŞ'den ve Soma AŞ'nin hissedarlarından tahsil edilip edilmemesi meselesini gündeme getirmiştim. Sayın Bakan "Biz buna karşı olmayız." gibisinden bir ifade kullandı. Bunun üzerine, "İktidar partisinin değerli grup yöneticileriyle bu sorunu acaba uzlaşıyla çözebilir miyiz?" dedik, açıkçası onların yaklaşımları da ümit verdi bize ama bugün öğreniyoruz ki Sayın Bakan, bunun bir yol açacağını, bütün kıdem tazminatı alacakları olanların bu yoldan taleplerde bulunabileceğini iddia ederek buna sıcak bakmıyor.

Bir kez, aynı anda, aynı gün Obama'ya, Putin'e, Papa'ya ve dünyadaki bütün liderlere Türkiye'deki bir ilçenin adını söyleten, telaffuz ettiren bir büyük faciadan, dünya tarihine damgasını vurmuş bir büyük faciadan bahsediyoruz. Öncesinde şirketle olan ilişkilerinize, o şirkete sözlü kefaletlerinize falan girmeyeceğim ama sonrasında Soma'yı bir başka yere koydunuz ki "Soma'ya özel kanun çıkaracağız." diyerek, dönemin Başbakanının ağzından, sizin ağzınızdan pek çok vaatler sıralandı ama şimdi gelinen noktada bir kez şunu bilelim: Soma AŞ, işten çıkardığı 2.850 işçinin kıdem tazminatlarının üstüne yatmış durumda. Ayrıca, 301 maden şehidimizin tazminatları Soma AŞ'de duruyor. Siz bu tazminatları ödeyip kamu alacağı olarak tahsil edebilmek için şuraya bir işaret verseniz, Meclis bu sorunu beş dakikada çözecek ama bunu yapmıyorsunuz. Biz, sizi artık vatandaşlarımıza -hangi partiden olursa olsun- o ortak vicdanı Soma'dan sonra seslendiren vatandaşlarımıza şikâyet ediyoruz Sayın Bakan. Eminim, Parlamento grubunuz da diyordur ki: "Böyle bir şeyi niçin yapmıyoruz?" Bu tabii ilk değil. Ermenek'te Uyar Madenciliği vatandaşlarımız ilk kez duydu ama sizin çok yakından tanıdığınız Uyar Madencilik, bundan önce Soma'da benim milletvekilliğim döneminde 9 kazada 11 can almış olan Uyar Madencilik aynı şekilde 850 işçinin tazminatlarını ödemeden kaçmıştı. O sorunu da çözmeye defalarca söz verdiniz hatta görevlendirdiniz. "Bulun onu, Söke'ye gideceğim, Aydın'a gideceğim, Kuşadası'na gideceğim. Söke'de madenleri var, yanıma gelsin." dediniz. Sonra "Gelmedi, kaçtı." dediniz. Malını mülkünü de bulamıyorsunuz bunların veya şöyle diyorsunuz: "Biz bu parayı ödersek tahsil kabiliyeti de olmayabilir, sıkıntı."

Birazdan size kavas arkadaşların yardımıyla, Azim Uyar, Ersin Uyar, İbrahim Uyar'a ait 12 sayfalık mal varlığını, sadece ama sadece bir tanesinin Anamur'da yalı evlerindeki 16 tane tapusunu -12 sayfa tapuyu- yollayacağım. Bu parayı onlar ödeyemiyorlar, durumları yok, siz de onlar adına ödeyemiyorsunuz. Koruduğunuz adamlar 850 kişinin alacaklarının üstünde oturuyorlar; bunlardan biri Ali Kandemir, diğeri İdris Sarıkaya. Üç kuruş ucuz diye önlemsiz taş ocağı tipi dinamit patlattı; birisi eğilmişti iki gözü gitti, öbürünün bir bacağı koptu. Bu çocukların alacaklarını dahi ödemeyen vicdansızların, sizin bulamadığınız 12 sayfalık mal varlığını size kavas arkadaşlar getirecek. Bunun üstüne, umuyorum bu sefer bir şey yaparsınız.

Bülent Arınç bir pazartesi günü akşamüstü saat 17.00-18.00'de çıktı: "Devletimiz güçlüdür, Hükûmetimiz vicdan sahibidir. Bu arkadaşları açta açıkta, kış ortasında bırakmayacağız." Hani -kış ortasındayız- sorun çözülmüyor. Çözün sorunu, izin alacağım, söz alacağım, bu kürsüye çıkacağım, size yaptığım bu eleştirileri geri alacağım, size de Bülent Arınç'a da teşekkür edeceğim. Sizden bunu bekliyoruz. Vicdanlara sesleniyoruz. Aksi takdirde kamuoyu vicdanına sizi şikâyet ediyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.