GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:51
Tarih:04.02.2015

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Değerli arkadaşlar, Madencilik Kanunu'yla ilgili son maddeyi görüşüyoruz. Bu önergeye, bu kanunla ilgili Halkların Demokratik Partisi olarak neden oy vermediğimizi ve neden Hükûmetin ters şeride girdiğini açıklamak için söz aldım.

Aslında, 3-4 tane çok güzel önerge vermiştik, yasa dilini, grameri düzeltiyorduk ve Komisyon da çok iyi farkında, düzelmesi de gerektiğine inanıyor ama biz verdiğimiz için reddetti, o ayrı bir konu.

Şimdi, maden sektörü, enerji sektörü, kömür, HES'ler, termik, rüzgâr ve özellikle termal, her alanda elde ettiğimiz enerjiyle ilgili, Türkiye'nin hem yer altı zenginliklerini ve yer üstü zenginliklerini değerlendirmek hem doğa dengesini, çevre dengesini, insan dengesini, yaşam dengesini sağlamak hem bunu sürdürülebilir bir duruma getirmek mümkün. Bizim söylemek istediğimiz, birkaç şirket kazanacağına Türkiye'deki 77 milyon kazansın, Türkiye kazansın, hep beraber kazanalım ama ısrarla AK PARTİ hükûmetleri on iki senedir yanlış bir enerji politikası izliyor. Buraya defalarca getirdiğimiz araştırma önergelerini reddettiniz.

4 parti Türkiye'de ulusal bir enerji politikası belirleyebilirdi. Dışa bağımlılık, cari açık, nükleer santraller, bütün bunları konuşabilirdik ve neden bir madencilik bakanlığı kuramıyoruz? Bunun önündeki engeller nelerdir? Her gün çok rahatlıkla bakanlıklar kuruluyor. Bakın, her torba kanunda bir kurul ihdas ediyorsunuz, üniversiteler kuruyorsunuz, kendi arkadaşlarınıza yeni yerler açıyorsunuz. Peki, enerji konusunda... Biliyoruz, enerji açığı var, talep var, özelleştirdiniz, bütün parti yandaşlarınıza da bunları verdiniz, ucuza da verdiniz. Şimdi onların tahsilat sorunlarıyla da ilgileniyorsunuz, bunu da biliyoruz ama bir gerçek daha var, Ilısu Barajı'nda Hasankeyf'in sular altında kalacağını da biliyorsunuz. Munzur Vadisi'nde, Rize derelerinde, Artvin'de, Ege'de, Turgutlu'da; nikelde, altın madenlerinde, siyanürde bu ülkenin insanlarının, çocuklarınızın, torunlarınızın bir geleceği var. Siz, üç beş şirket kazansın diye bu kadar talan edilmesine, sömürülmesine, vahşi kapitalizme bu kadar yol veremezsiniz; bunun bir insani, vicdani yanı da var. Kendi ülkenizin zenginliklerini bu kadar peşkeş çekemezsiniz yabancı şirketlere, bunun da bir sınırı olması lazım. Bizim burada sürekli olarak dile getirdiğimiz politika budur. Halkların Demokratik Partisi olarak, hem enerji açığıyla ilgili, bütçe açığı, cari açıklar, hem bunların kapanması hem kaynaklarımızın verimli kullanılması için ortak bir politika mümkündür. Niye bu Meclis bunu konuşamıyor? Niye iktidar sadece parmak çoğunluğuna dayanarak kendi şirketlerine bunu veriyor? Gün gelir, iktidarlar değişir, değiştiği zaman şirketlerin kaderi de değişir; hatta değişmeden de değişir. İşte, görüyorsunuz, finans sektöründe bile değişiyor; beraber yola çıkıyorsunuz, yollarınız ayrılıyor, birbirinizin boğazına sarılıyorsunuz. Yani enerji sektörü, daha çok birbirinin boğazına sarılacak bir sektördür, çünkü orada acımasızca bir kâr hırsı var; yetmiyor, gözler doymuyor, bunun üzerine devletten de kamudan da milletin vergisinden de ek para isteniyor. Bugün burada bunu yaptınız. Soma'da ölen maden işçilerinin kıdem tazminatlarını, ihbar tazminatlarını -önerge verdik- vermediniz; onların ölümüne neden olan o işverenlere, burada, kamudan, TKİ'den, devletten, milletin cebinden para aktardınız. Bu ayıp size yeter.

Bunu kamuoyuna açıklamak için son söz babında söz aldım, bunu da anlayacağınızı umuyorum.