| Konu: | Eski Milletvekili Osman Bölükbaşı'nın 13'üncü ölüm yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 10.02.2015 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk siyasetinin en renkli simalarından olan ve 6 Şubat 2002 tarihinde kaybettiğimiz Osman Bölükbaşı'nın 13'üncü vefat yıl dönümü sebebiyle şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
1913 yılında Kırşehir ili Mucur ilçesi Hasanlar köyünde doğan Osman Bölükbaşı, bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra -babası istemese de- 1946'da Demokrat Partiye katılarak atıldığı siyasi hayatı boyunca 1950, 1954, 1957 seçimlerinde Kırşehir, 1961, 1965 ve 1969 seçimlerinde de Ankara milletvekili seçilmiştir. 1973 yılında ise milletvekilliğinden ve Millet Partisinden ayrılarak siyaseti bırakmıştır.
Kırşehir'in toprak ve nüfuz sahibi bir ailesine mensup olan, toprağa, millî ve manevi değerlere bağlı, muhafazakâr bir ortamda büyüyen Osman Bölükbaşı, doğal olarak siyaset hayatı boyunca bu kesimlerin sesi olmuştur. Bu durumu, kendisi: "Ben, Anadolu'nun boz toprağının uşağıyım. Benim sarayım çalı dibidir. Siyasette davam hayattan nasibini almamış, benzi sarı ve boynu büküklerin davasıdır." sözleriyle özetlemiştir.
1946'da katıldığı Demokrat Partiden bir yıl sonra istifa edip, Mareşal Fevzi Çakmak ve 7 arkadaşıyla birlikte Millet Partisini kuran Osman Bölükbaşı, 1950 seçimlerinde partisinin tek milletvekili olarak Meclise girmiştir. 1953 yılında Millet Partisi mahkeme kararıyla kapatılınca Cumhuriyetçi Millet Partisini kurmuş. 1954 seçimlerinde Kırşehir'den 5 milletvekilliğini de kazanınca Kırşehir ili, ilçe hâline getirilmiştir. 1957 yılında ise Kırşehir yeniden il yapılmış. Bu kanunun görüşmelerinde Meclis Genel Kurulundaki konuşmaları sebebiyle dokunulmazlığı kaldırılmış ve bir müddet sonra tutuklanmıştır. Tutukluyken yapılan seçimlerde yeniden Kırşehir milletvekili seçilmiş ve radyodan canlı yayınlanan yemin töreninde ismi anons edilince koğuşunda ayağa kalkarak milletvekili yeminini yapmıştır. Kırşehir'in yeniden il olması görüşmelerinde kendisini tebrik eden milletvekillerine "Allah fukarayı sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir sonra da semersiz buldururmuş." diyerek nüktedanlığını konuşturmuştur çünkü Kırşehir'in iki ilçesi Nevşehir'e bağlanmıştı.
Osman Bölükbaşı Türk siyaseti içinde bulunduğu uzun yıllar boyunca hükûmetlere en sert muhalefeti yapan politikacıların başında gelmiştir. Bölükbaşı'nın en önemli özelliği güçlü hafızası ve konuşma yeteneğiydi. Doğru bildiklerini cesurca ifade etmesi, zekâsı, enerjisi, nüktedanlığı, hazırcevaplığı, hitabet kabiliyeti gibi özellikleri onu ön plana çıkaran diğer faktörlerdir. Uzun saatler süren konuşmalarında siyasi rakiplerinin yıllar öncesinden yaptıkları bir konuşmayı aynen naklederek çelişkilerini ortaya koyması bunun örneğidir. Bölükbaşı, konuşmalarında kullandığı nükteler ve yetişmiş olduğu Orta Anadolu'ya has ifadelerle konuşma sanatındaki üstünlüğünü sürekli ortaya koyan güçlü bir meydan hatibiydi. Düzce meydanındaki bir mitingde sekiz buçuk saat konuşan Osman Bölükbaşı bu alanda da bir rekorun sahibidir. Siyasetçi kimliğinin yanı sıra, çok fazla olmamakla beraber şiirleri de olan Osman Bölükbaşı, Türk müziğine düşkünlüğüyle de bilinirdi. Siyasete veda ederken yazdığı "Bir Ömrün Hikâyesi" isimli şiiri Yusuf Nalkesen tarafından bestelenmiştir. "Fazilet yoluna çektim çok çile./İkbale kul olup düşmedim dile./Bulmadım vefayı dostlarda bile./Seraba harcanmış ömre yanarım."
Sayın milletvekilleri, Osman Bölükbaşı "Bunlar için vefasızlık, nankörlük ve ihanet âdeta bir dindir. Ben, böylelerinden, kendilerine şöhret ve makam kazandırdıklarımdan, dost ve dava adamı diye bağrıma bastıklarımdan çok çektim. Gördüğüm vefasızlık, nankörlük ve ihanetler gönlümde sızısı bir türlü dinmeyen yaralar açmıştır. Bu acı kaderi dile getirmek için, bağrım Karacaahmet Mezarlığı'na döndü; hasmın güllesi tesir etmez, dostun fiskesi yıkar beni, sözlerini daima tekrarlamışımdır." ifadeleriyle siyaset sahnesinden çekilmiştir.
Vefatına kadar geçen süre içerisinde kendisini ziyaret edenlere siyasi tecrübelerini aktarmış, politikayla ilgilenmemiştir. Bu çerçevede, kendisini evinde ziyaret eden son siyasetçi de o zaman parti kurma çalışmaları yapan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur.
Türkiye'de çok partili hayatın gelişmesi ve bu süreçte muhalefet olgusunun yerleşmesi bakımından çok önemli hizmetleri olan, 6 Şubat 2002'de aramızdan ayrılan Osman Bölükbaşı'yı rahmetle anıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün Sultan II. Abdülhamid Han'ın vefat yıldönümünün 97'nci yılı. II. Abdülhamid Han, kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan, hasta adam gözüyle bakılan, içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu otuz üç yıl zekasıyla ayakta tutan bir büyük dehadır. Tahtta oturduğu otuz üç yıl süresince bir imparatorluğun çöküşünü engellemek için içeride ve dışarıda düşmanlarla uğraşmasının yanı sıra, eğitim, kültür, teknoloji ve hayatın her alanına dönük birçok yeniliğin ülkemize gelmesine vesile olan, bir anlamda, Osmanlının gerçek anlamda son evrensel hükümdarı olan Sultan II. Abdülhamid'in dehasına bu millet ve devlet çok şey borçludur. Hicaz Demir Yolu'ndan Darülaceze'ye, Ziraat Bankasından Yıldız Çini Fabrikasına, sayısız okuldan cami ve sağlık kuruluşlarına kadar binlerce eser ve yeniliğe imza atmıştır. Türkiye'yi Ermenistan olarak görmek isteyen Albert Vandal isimli Fransız yazarın iftirası ve içimizdeki bazı gafillerin de söylediği gibi asla bir kızıl sultan olmayan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - ...vatanı, milleti ve devleti için ömrü büyük bir mücadele içerisinde geçen kudretli bir padişah olan Abdülhamid'i vefat yıl dönümünde rahmetle anıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)