GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Eğitim Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:53
Tarih:10.02.2015

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Eğitim Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Buna geçmeden önce bir hususu yüce Meclisimizin dikkatine getirmek istiyorum: Sabah Meclise gelirken, Meclisin etrafında TOMA'ları görünce dedim: "Allah Allah, ne oldu? Meclisin etrafını yine niye TOMA'lar sarmış?" Geldikten sonra öğrendik ki Somalı işçilerimiz gelmiş ve TOMA'lar, Somalı işçilerimizden Meclisi korumak için oraya gelmiş. Meclis adına utandım. Somalı işçilerden TOMA'lı koruma istemiyoruz arkadaşlar. Eğer bir şey yapacaksanız, bir icraat yapacaksanız o da Somalı işçilerimizin istemiş oldukları, analarının ak sütü gibi helal kıdem tazminatlarını vermenizdir, sizden çok şey istemiyorlar. 301 tanesini zaten gömdünüz; şimdi, 1 Aralık itibarıyla 2.831 tanesinin de işine son verdiniz. Adamları hem gömdünüz hem işsiz bıraktınız. Bari, gelin, onların kıdem tazminatlarını ödeyin. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu mu öder, Hükûmetin başka bir kaynağından mı ödersiniz, nereden öderseniz ödeyin ama Somalı işçilerimizin hakkını ödeyin.

Ayrıca, yüce Meclisimizin, Gazi Meclisimizin Somalı işçilerden TOMA'lı korunmasını da buradan şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum.

Türkiye ile Türkmenistan arasında eğitim alanındaki iş birliği önemli. Özellikle de Sayın Bakanımız biraz önce ifade ettiler, Türk dünyasıyla ilişkilerdeki en önemli konulardan birisidir eğitim. Ancak, bunu nasıl yapacağız? Orada eğitim kurumları açarak yapacağız. Peki, eğitim kurumlarıyla ta 1980'lerden itibaren oralarda faaliyet gösteren, rahmetle andığımız Turan Yazgan Hocamızın Türk Dünyası Araştırmaları Vakfına şimdiye kadar niye sahip çıkmadınız? Orada kıt kanaat imkânlarla eğitim vermeye çalışan insanların önünü kesmenin ötesinde ne yaptınız? Bu anlaşmadan sonra ne yapacaksınız? Mesela, Arap şeyhlerinin, havuzcu iş adamlarının milyon dolarlarla beslediği TÜRGEV'iniz gidip oralarda okul mu açacak? Sahiden, oralarda okul açsa ne güzel olur. Ne yapıyor TÜRGEV o milyon dolarları? En son 200 milyon doların da Arap şeyhlerinden geldiğini okuduk basından. Bu paralarla TÜRGEV gitse oralarda bir hayır işi yapsa, eğitim yatırımı yapsa ne güzel olur, ama siz ne yapıyorsunuz? Siz mevcut okulları kapatıp orada var olan okulların da önünü kesiyorsunuz.

Değerli milletvekilleri, elimde Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinin bir yazısı var. Bu yazıya göre, Suriye'den Türkiye'ye gelen bütün misafirlerin sağlık masrafları devlet tarafından karşılanıyor. Elbette kapımızı açtığımız insanlar burada doktorsuzluktan ölsün diyecek hâlimiz yok, karşılansın elbette. Yalnız, buradan sizin vicdanlarınıza sesleniyorum: Suriyeli vatandaşlarımızın sağlık giderleri karşılanırken Iraklı Türkmenlerin sağlık giderleri niye karşılanmıyor? Bu çifte standardı biriniz gelin burada yüce Meclise bir izah edin, deyin ki: "Biz ırkçıyız, biz faşistiz, biz kafatasçıyız, biz Türkmenleri adamdan saymıyoruz." Veya şunu söyleyin: "Onu da karşılayacağız." Bunu dediğiniz takdirde biz de size teşekkür edelim ama demediğiniz takdirde, biraz önce saydığım bütün sıfatlar her birinizin vicdanınıza yapışmış durumdadır.

Daha bugün bir Türkmen çocuğumuza kendi imkânlarımızla doktor arkadaşlarımıza rica ettik, bakıldı ama ricayla bir yere kadar yapılıyor, tam donanımlı bir hastanede yatması lazım. Ufacık çocuk hastalıktan kırılıp geçiyor. İçinizde doktor olanlarınız da vardır, Hipokrat yemini etmiş olanlarınız da vardır. Türkmenleri sağlık yardımından niye mahrum ediyorsunuz, sağlık yardımını niye Türkmen'e çok görüyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, bu, ne Türklüğe sığar ne insanlığa sığar ne Müslümanlığa sığar ne de komşuluğa sığar. Bir ülkeden gelen bütün insanların bütün masrafları karşılanıyor, hatta onlara belli bir ücret veriliyor, öteki ülkeden gelen, özbeöz bizim kardeşimiz olan ama ondan önce insan olan Türkmenler bu yardımdan muaf, bu yardım onlara gösterilmiyor. Ankara'nın göbeğinde bunlar evlerde yirmişer, otuzar kişi, sadece sağdan soldan komşulardan gelen, Türk milletinin vermiş olduğu halıların üzerinde yatıyor. Hiç vicdanınız sızlamıyor mu? Niye Türkmenlere karşı sizin böylesine duyarsız, böylesine vicdansız bir bakış açınız var?

Burada defalarca gündeme getirdim Türkmenleri, defalarca gündeme getirdim. Gelin, deyin ki vicdansız değiliz. Buradan laf atıyorsunuz. Gelin, deyin ki "Ben gittim, Ankara'da bir Türkmen'in kapısını çaldım, ona bir paket götürdüm." Söyleyin, gelin söyleyin.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen götürdün mü?

SİNAN OĞAN (Devamla) - Götürdüm.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Söyle!

SİNAN OĞAN (Devamla) - Evet, götürdüm.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz de götürdük.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Götürdüm ama bunu söylemek... Ama bunu söylemek...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Herkes götürdü. Zamanımız uymuyor ki.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Gel, buradan... Ey Meclis, Recep Bey'le beraber yarın Türkmenleri ziyarete gideceğiz.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - 98 kimliği veriyorsunuz 99 yerine. Ötekilere 99, Türkmenlere 98.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ben seninle birlikte mi gideceğim?

SİNAN OĞAN (Devamla) - Gel, beraber gideceğiz. Medya falan çağırmaya gerek yok.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Ben çağırmayacağım. Kendim gideceğim.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Bu tür yardım faaliyetlerini medyanın gözü önünde değil, gizliden yapmak lazım.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz kendimiz gideriz.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Hasta çocukları Recep Bey'le beraber saat 12.00'de...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Biz kendimiz gideriz, merak etme sen.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Meclisin önünde Recep Bey'i saat 12.00'de Türkmenlere gitmek üzere bekleyeceğim.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Recep, bilmiyorsun, konuşma. 99 veriyorsunuz Suriyelilere, Türkmenlere 98, kimlik numarası. Onlar faydalanıyor, ötekiler faydalanmıyor. Bilmiyor musun? Kaç tane çocuğu biz hastaneye götürdük.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Gelin, gidelim beraber, Türkmenlerin sağlık yardımına nasıl ihtiyaç duyduğunu gözünüzle görün. Biz de burada konuşmak zorunda kalmayalım. Çok mu hoşumuza gidiyor gelip burada Türkmenlerin ne kadar sıkıntı içerisinde olduğunu konuşmak, Recep Bey? Hayır, vicdanı olan hiçbir insanın hoşuna gitmez. Vicdanı olan hiçbir insan, bu insanlık ayıbına sessiz kalmaz. Fitrenizi de, zekâtınızı da, yardımınızı da -buradan çağrıda bulunuyorum- Türkmen kardeşlerimize verin.

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Karar alın.

SİNAN OĞAN (Devamla) - Ankara'da, uzağa gitmeyin, perperişan hâldeler. Bu soğukta çocuklar tir tir titriyor arkadaşlar. Elinizi vicdanınıza koyun, bu çocuklar gözümüzün önünde doktorsuzluktan, ilaçsızlıktan kırılıp gitmesin.

Bir yazıya bakıyor. Kamu Hastaneleri Birliği bir yazı çıkardı. Suriye'den gelen herkes bu yazıyla gidiyor, tedavi oluyor. Bir yazı daha çıkarmak bu kadar zor olmasa gerek. Bir yazı daha çıkarın. Türkmenleri de bu kapsama alın. Ben de gelip buradan size teşekkür edeyim. Allah razı olsun diyeyim.

Son olarak, Recep Bey'i de yarın on ikide Meclisin önünde Türkmenlere gitmek üzere beklediğimi de buradan ifade ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)