GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Eğitim Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:53
Tarih:10.02.2015

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Türkmen meselesi konuşuluyor, o konuyla ilgili ben birkaç düşüncemi, gözlemimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, bu AKP'nin izlemiş olduğu politikalar neticesinde Orta Doğu tam bir kan gölüne döndü. Orada yaşayan, Orta Doğu'da yaşayan herkes bundan etkilendi; Kürtler, Ezidiler, Türkmenler de etkilendi. Tabii, bu Kobani nedeniyle Kürtlerin durumları daha çok göz önüne serildi, birçok heyet gitti ve bize yakın olması nedeniyle de Türkiye'nin gündemine çok sıkça geldi.

Ben, ondan önce, maalesef Türkiye'nin gündemine çok gelmeyen, belki tartışılmayan, belki birçoğumuzun, bizim de, ben de dâhil, Kerkük'e gidinceye kadar farkında olmadığımız bir dramı, yaşanan dramı sizlerle paylaşmak istiyorum. Genel Başkanımızın talimatıyla, Telafer'den kaçan Türkmenlerin durumunu incelemek üzere Kerkük'e gittik. Bizim kadın milletvekillerimiz, burada bulunan Sayın Sena Kaleli, Kadın Kolları Genel Başkanımız, milletvekillerimizle birlikte Kerkük'e gittik. Öncelikle gözlemlerimi size anlatmak istiyorum.

Erbil gelişmiş, petrolün bütün o zenginliğini görmek mümkün. Gecenin üçünde, silahların eşliğinde Kerkük'e girişimizi petrol kuyularından gelen kokudan anladık. Tabii, Kerkük tam bir petrol kenti ama Kerkük'e petrolün zenginliği sinmemiş, hatta Kerkük ile Erbil'i karşılaştırdığımız zaman Kerkük tam bir virane durumunda. Orada gece yatmadan sabah bir Türkmen okuluna gittik, Türkmen okulundaki çocukların durumlarını gördük. Orada yaşayanların hâlini görünce kendi çocuklarımızı düşündük ve maalesef, içimiz burkuldu. Kerkük'teki Türkmenlerin söylediği şey şu: "Türkiye hükûmetleri orada hapşırsa biz burada nezle oluyoruz." diyorlar. "Türkiye orada nasıl politika izlerse, olumlu izlerse olumlu yönde etkileniyoruz, olumsuz izlerse olumsuz yönde etkileniyoruz." diyorlar. Ve son dönemde, özellikle bu petrolden dolayı, Türkiye'nin, orada yaşayan Türkleri, Türkmenleri petrole sattığını ifade ediyorlar Türkmenler. Diyorlar ki: "AKP bizi petrole sattı, bizi unuttu. Daha önce Saddam bizi asimile ediyordu, nüfusumuz 3 milyondu; şimdi düştü 1,5 milyona, şimdi de başkaları asimile ediyor."

IŞİD saldırılarıyla birlikte orada Kürtlerle bir yakınlaşma olmuş ama oradaki Türkmenlerin durumu içler acısı. Maalesef 1,5 milyon Türkmen orada kan ağlıyor. Ve Erbil'de, Kerkük'te devlete gelmenin yolu maalesef Türkmen kimliğini gizlemek. Türkmen olduğunuzu söylediğiniz sürece savcı olamıyorsunuz. En okumuş kesim Türkmenler olduğu hâlde, maalesef, Türkmenler orada, o kimliklerini gizlemek zorunda kalıyorlar.

Uzunca yıllar Saddam'ın izlemiş olduğu politikalar neticesinde Kerkük'teki Türkmenler asimile olmuş, Kerkük tam bir Türkmen şehriyken önce Araplaştırılmış, daha sonra da Kürtleştirilmeye başlanmış, bunu açıkça söylüyorlar. Ve maalesef, Hükûmet sadece burada petrolden gelen kaynakları, parayı düşündüğü için oradaki Türkmenleri görmezden geliyor.

Telafer'den kaçan Türkmenlerin çadırlarını ziyaret ettik. Orada gittiğimiz okul -biraz önce anlattığım okul- maalesef bir virane ama hâlâ Türkçe eğitimini devam ettiriyorlar. Sizler burada nasıl Türkçe konuşuyorsanız onlar da bizim gibi konuşuyorlar, sizin gibi konuşuyorlar Türkmen çocukları. Bir çadıra gittik, çadırdaki -AKP milletvekillerinin de dikkatine sunuyorum, belki bu konuda bir çalışma yapılabilir, belki politika değiştirilebilir- Telafer'den gelen çocukların, kadınların birçoğu Türkçeyi bilmiyorlar. Niye bilmediklerini sorduğumuz zaman, maalesef, orada, Telafer'de ve farklı bölgelerde asimile edilmişler, Türkçeyi unutmuşlar ve bu baskının neticesinde, Türkmen kimliği artık ikinci plana itilmeye başlanmış.

Telafer'deki insanların, IŞİD saldırılarından, IŞİD'in o zulmünden kaçanların bir kısmı Şii kimliği nedeniyle Kerbela tarafına gitmişler, bir kısmı da Kerkük'e gelmişler. Maalesef oradaki Türkmenlerin söylediği şey şu: Kerbela'ya giden Türkmenlerin de -Şii kimliklerinden dolayı- nüfuslarının azalacağını düşünüyorlar ve Türklerden yardım bekliyorlar. Türklerden, Türkiye'den bekledikleri yardım, bir.

İkincisi: Türkmenlerin orada var olduklarını kabul etmelerini, parayı görmeden Türkmenlerin kimliğini kabul etmelerini istiyorlar.

Üçüncüsü: Orada bütün -Sena Hanım burada, şahit- çocukların tamamı yalın ayak ve hepsinin ağzı gözü yarayla dolmuş biçimde. Bu konuda Türklerden, Türkiye Hükûmetinden yardım istiyorlar.

Bu konuya Meclisin tamamının dikkatini çekmek istiyorum. Hem Abidinpaşa'daki hem Ankara'daki bütün Türkmenlere Cumhuriyet Halk Partili belediyeler yardım ediyor hem de oraya yardıma gittik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sizlerden ricam, özellikle Sağlık Bakanlığından ricam, Türkmenlere derhâl ücretsiz sağlık hakkı tanınmalı diyorum.

Bu düşüncelerle saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)