GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Tasarısı'nı görüşüyoruz.

Değerli arkadaşlar, "iş sağlığı", "işçi sağlığı", "iş güvenliği" gibi kavramlar söz konusu olduğunda eskiden bu yana akla ilk gelen şey, maliyet unsurunun artacağı kaygısı ve tereddütleridir. Özellikle iş çevrelerinde ve iş çevrelerinin sözcüsü olan kesimlerde, iş sağlığı, işçi sağlığı, iş güvenliği, aynı zamanda arkasından maliyet unsurunu artıran bir unsur olarak kabul edilip ilk tasarruf edilmesi düşünülen şey işçi sağlığı, iş güvenliği için harcanacak giderler olarak anlaşılagelmiştir. Bugüne kadar mevzuatımızda iş güvenliğini düzenleyen hükümlere bakarken de bu çerçevede bakılmıştır maalesef. Değerli arkadaşlar, bugün görüşmekte olduğumuz, Genel Kurulun önüne gelen tasarıda da ne yazık ki bu anlayıştan vazgeçmiş değiliz. İş güvenliği hâlâ bir maliyet unsuru olarak görülmekte ve emek, üründe, üretimde ilk vazgeçilecek, ilk tasarruf edilecek maliyet unsuru olarak kabul edilmektedir.

Değerli arkadaşlar, Türkiye on yıllık AKP İktidarı döneminde iş kazalarında dünyada 3'üncü, Avrupa'da 1'inci ülke statüsüne yükselmiş, düşünebiliyor musunuz. 1'inciliği kaptırmadığımız şey emekle ilgili utanmamız gereken bir 1'incilik. Dünyada 3'üncü, Avrupa'da 1'inci ülke durumuna gelmişiz.

Değerli arkadaşlar, nasıl oldu bu? On yıllık AKP devri iktidarında güvencesiz çalışma yöntemleri sistematik olarak yerleştirildi. İş hayatına, kamudan özel sektöre kadar güvencesiz çalışmayı özel olarak yerleştiriyoruz.

Değerli arkadaşlar -daha yakın zamanda- Esenyurt'ta, gurbete gitmiş, çocuğunun ekmek parasını getirmek üzere çalışan ve üst üste istiflenmiş bir küçücük hücre gibi odada elektrik ocağıyla ısınmaya çalışan 11 işçi cayır cayır yandı. Bu kanunu, iş güvenliğini? Gerçekten bir insanın, emekçinin, çalışanın sağlıklı koşullarda yaşaması anlayışından vazgeçtiğiniz için o 11 kişi, 11 işçi cayır cayır yandı.

Değerli arkadaşlar -bakın çok ilginç- o işçilerin ölümüne sebep olan işveren, Sayın Başbakanın elinden plaket almış, ödül  almış, başarı plaketi almış yani AKP İktidarı, Esenyurt'ta iş güvenliği önlemini almadığı için yanarak ölen 11 işçiyi yakan işverene, Başbakan elinden başarı plaketi vererek tarihe geçmiş bir iktidar olacak.

NURETTİN CANİKLİ  (Giresun) -  Ne başarı plaketi?

BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Şimdi, sizin bu anlayışla getirdiğiniz iş güvenliği yasasını görüşüyoruz.

Değerli arkadaşlar, sendikal örgütlenmenin önünü açmadığınız sürece, güçlü sendikalar yaratmadığınız sürece, sendikal mücadeleye, işçi sınıfının örgütlü mücadelesine tahammül edemediğiniz sürece, iktidar kontrolünde sendikalar yarattığınız sürece iş güvenliğini hayata geçirmek mümkün değildir. Soruyorum sizlere: Kimler denetleyecek? Örgütlü bir işçi sınıfı sendikası olmadığı sürece, örgütlü bir işçi sınıfı olmadığı sürece, sendikal mücadele olmadığı sürece işçinin güvence içerisinde çalışma koşullarını kimler denetleyecek?

Değerli arkadaşlar, AKP İktidarı, iktidar döneminde 12 Eylül döneminden gelen grev yasaklarını dahi az görüp hava yolları işletmesinde grev yasağı getiren bir anlayışla bakıyor işçi sınıfına. İşçi sınıfına, emeğe bu anlayışla bakan, emeğe karşı gözleri kör, kulakları sağır, dili tutulmuş bir iktidarın iş güvencesi sağlaması mümkün değildir.

Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.