| Konu: | 685 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın Anayasa ve İç Tüzük hükümlerine aykırılığı nedeniyle görüşmelerinin yapılıp yapılamayacağı hakkında |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 11.02.2015 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Arkadaşlar, bu Mecliste yasa yapacaksanız bir Anayasa var, bir İç Tüzük var bir de hukukun evrensel kuralları var. Şimdi, burada askerî hâkimler yüksek kurulu kurulacak. 4 tane üyesini Millî Savunma Bakanı atayacak, kendisi de bu kurulun başkanı olacak. Şimdi, dikkat edin, Millî Savunma Bakanlığı Hükûmet, yürütme. Askerî yargı da Anayasa'nın 145'inci maddesi uyarınca yargıdır. Gerçi biz yargı birliğini hep savunuruz ama o da yargıdır, orada da hâkim ve savcı var. Şimdi, yargının başına siz yürütmeyi koyduğunuz zaman baltayı taşa vuruyorsunuz arkadaşlar. Yani, şurada Anayasa'nın 138'inci maddesi "Mahkemeler bağımsızdır." derken, "Hiçbir makam" diyor.
Sayın Kubat, dinim imanım gibi biliyorum, söylediklerine kendin de inanmıyorsundur.
MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Ama idari bir kurul bu.
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bak, açıkça söylüyorum, bir hukukçu olarak -bak, Sayın Tunç da burada, Şahin de burada mı- bütün hukukçularınıza söylüyorum: Yargının başına Millî Savunma Bakanını koyacaksınız, HSYK'nın başına Adalet Bakanını koyacaksınız. Yahu, yargının başına bir Orman Bakanını koymadığınız kaldı ha, bir Orman Bakanı eksik. Orman kanununa döndürdünüz arkadaşlar, olmaz. Kuvvetler ayrılığını, Antik Yunan'da, Roma'da, Montesquieu'nun meşhur güçler ayrılığı teorisini, daha sonra günümüz demokrasilerinde, kadim 1215 Magna Carta'dan bugüne İngiltere'de, Britanya'da, yarı başkanlık sistemini Fransa'da, başkanlık sistemini Amerika'da, fren ve denge sistemini alt üst ediyorsunuz. Hem fren hem denge sizde olacak, hem fren hem denge yok. Ya, siz Başkanlık sistemine karşı mısınız? Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı var, siz kuvvetler birliğini getiriyorsunuz. Sizi burada anlamakta zorlanıyorum.
Bakın, dünyanın hiçbir yerinde değil, bütün hukuk fakültesi 1'inci sınıf talebelerini alıp soralım: "Yürütme yargının başında vesayet eder mi, başında emir komuta olur mu?" diye. Bu bir.
İkincisi, ikinci hatayı söylüyorum: Düşünün ki Genelkurmay Başkanı bir suç işleyecek; emredecek, uçaklar bombardıman edecek, insanlar ölecek. Ve o emri kim verecek? Diyelim ki Başbakan. Onun yargılama, soruşturma iznini kim verecek diyor bu kanun? O emri veren Başbakan. O Başbakan suçu işlerse emrini verir mi? Siz kiminle kafa buluyorsunuz arkadaşlar ya? Allah'ınızı severseniz yani hukuk adına da bu yapılmaz ki. Nasıl, suç işleme emrini veren Başbakan, Genelkurmay Başkanı ile Kara, Hava, Deniz kuvvet komutanlarının soruşturma iznini kendi verecek? İçişleri Bakanı da -dikkat edin, tecrübeli bir İçişleri Bakanı burada oturuyor, çıkar söyler- Sahil Güvenlikle Jandarmanın suç işlemesi durumunda soruşturma izni verecek. Bu güvenlik paketinin alt kademe paketidir arkadaşlar. Bunun üstünde güvenlik paketi inşa ediyorsunuz. Çünkü, bununla, siz bunu çıkardığınız zaman, bırakın Bakanı, bakan adına valiler Jandarmaya, Sahil Güvenliğe "Gidin şunları dağıtın, vurun, kırın, gösteri, toplantı..." diyecek. E, sonra, o vali izin verecek, valinin bakanı izin verecek. Bu nerede görülmüş yani? Bu ikinci hata.
Üçüncü hata: Uluslararası hukuk, Anayasa 90, Anayasa 138, Anayasa 145. Diyorsunuz ki: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 6'ncı maddede de böyledir." Ya siz okumasını bilmiyorsunuz ya da hakikaten hafıza sorunu yaşıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde bu tür bir bağımsız mahkeme yoktur, başında Savunma Bakanının olduğu mahkeme yoktur arkadaşlar. Kimi kandırıyorsunuz? Yapmayın bunu, bunu geri çekin. Hakikaten çok çok yanlış bir yasal düzenleme, çok tehlikeli. Bu paketin, güvenlik paketinin taşlarını döşüyor, güvenlik paketinin "A" aşamasıdır bu. Güvenlik paketi de bunun "B" aşamasıdır. Onun için bu paketin geri çekilmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASİP KAPLAN (Devamla) - Ya, parmak çoğunluğunuz var diye her şey doğru değil ki, bu kadar gerçek.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)