GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:54
Tarih:11.02.2015

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, aslında burada yapılmak istenen, Askerî Hâkimler Kurulunu sivilleştirmek ama ilginçtir ki burada askerî hâkimlerin istifaları nedense Millî Savunma Bakanı tarafından kabul ediliyor ama diğer meseleler doğrudan doğruya Askerî Hâkimler Kurulu tarafından yerine getirilirken istifa yine burada yapılmıyor. Değişik bir biçim verilmiş. Yani bu, Askerî Hâkimler Kurulu tarafından onaylanabilirdi, daha güzel olurdu -zaten siz de oranın Başkanısınız- herhangi bir şey değişmezdi.

Bunun ötesinde şunu söyleyeyim arkadaşlar: Bakın, eğer askerî herhangi bir kurula bir şekilde siyaseti sokacak olursanız bunun sonuçları çok ağır olur. Bakın, çok beğendiğiniz, hep Osmanlıya özendiğiniz bir yapı vardır. Osmanlıda da askerî hâkim vardır, "ordu kadısı" ismini taşırlar. Ordu kadıları, bunlar, Divan-ı Hümayunda da yer alırlar. Ordu kadılarının Anadolu ve Rumeli kısmı var. Bunlar orduyla ilgili işlere bakarlar ama sadece kendileri kendi evlerinde topladıkları heyetlerle bakarlar. Herhangi bir şekilde Divan-ı Hümayunun diğer üyeleri bu işlere karışmaz. Dolayısıyla, orada bile, Osmanlı Devleti'nde bile buna son derece dikkat edilmiştir. Nitekim askerî herhangi bir konuda yine Osmanlı Devleti'nde bir sivil işi dâhil ettikleri asla görülmemiştir, buna son derece dikkat etmişlerdir. Hatta şöyle bir şey söyleyeyim, bakın, başka bir işle uğraşmaları bile askerlerin kabul edilmemiştir. Nitekim Kanuni Sultan Süleyman Viyana Seferi'nden dönerken atının üzengisi kırılmıştır, üzengi bir yeniçeri tarafından onarılmıştır. Bunu Kanuni Sultan Süleyman öğrendiği andan itibaren yeniçeriyi askerlik görevinden atmıştır. Çünkü, herhangi bir şekilde esnaf hüviyeti taşıyacak, sivil bir iş taşıyacak veyahut da kendi mensubu bulunduğu askerlik görevi dışında bir işle iştigal etmek gibi bir konumda olacak bir kişinin siyaseten askeriyede birtakım yanlış işler yapacağını düşünmüştür. Bakın, burada adalet son derece önemlidir. Sivilleştirelim derken bazı şeyleri bozmanız son derece tehlikelidir. Osmanlı Devleti ta Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren "Teşrifat-ı Kadime" adı altında bir kanun çıkarmıştır. Bu kanun öylesinedir ki hangi göreve hangi görevlerden sonra gelinebileceğini belirlemiştir. Yani, söz gelimi, şeyhülislam olmak için kesinlikle Rumeli kadıaskeri olmanız gerekir, ordu kadısı yani. Buradaki kadı, bakın, şeyhülislam diyorum ve kadıasker diyorum yani hukukçu, en üst düzeydeki bir hukukçu olan kadıasker şeyhülislam olmaktadır yani din adamı falan değil, hukukçudur. Nitekim en üst düzeydeki sadrazamdan sonra veya onunla eş değer olan şeyhülislam Divan-ı Hümayunda yer almamıştır, Divan-ı Hümayunun üyesi değildir. Bakın, Osmanlı Devleti bunlara bu kadar dikkat etmiştir, rastgele bir devlet sistemi kurmuş olsaydı altı yüz sene ayakta kalamazdı. Nitekim hepiniz İstanbul'u bilirsiniz, şöyle Üsküdar'dan Topkapı Sarayı'na doğru bir bakın, en yüksek kule orada, sarayda hangi kuledir? "Kasr-ı Adl" denilen "Adalet Kulesi" dediğimiz Divan-ı Hümayunun toplandığı yerdir yani her şeyin üstünde adalet vardır anlamına gelir Kasr-ı Adl. Orada toplanılır, kanunlar orada yapılır ama bakın, adaleti de bir şekilde yerine getirir. Nitekim devlet yeni bir bölgeyi kendi topraklarına kattığında, orada adaletnameler neşrederdi. Yani, orada yaşayan insanların, herhangi bir dine mensup insanın can ve mal güvenliğinin, inanç hürriyetinin padişahın güvencesi altında olduğunu belirten adaletnamelerdi bunlar. Böylesine hukuk sistemine bağlı olan bir devletin... Nitekim şeri mahkeme kayıtlarına baktığınız zaman, orada da şunu görürsünüz: Kesinlikle mahkemeyi denetleyen bir "Şühûdü'l-Hâl" adı altında mahkeme denetçileri jürisi vardır. Davalara müdahale etmezler ama davaların doğru yürütülüp yürütülmediğini kontrol eden bir sistemdir. Bakın bizim kaç asır öncemizde kalmış bir devletimizin yaptıklarına, bir de sizin yaptıklarınıza.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)