| Konu: | Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 11.02.2015 |
MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Millî Savunma Bakanımıza büyük yetkiler ve sorumluluklar veren 685 sıra sayılı Tasarı'yı görüşüyoruz. Bakanımızın mizacı bu yetkileri ve sorumlulukları kullanmaya çok uygun değil. Komisyonlarda beraber görev yapıyoruz. Sanırım bu yetkilerden ve sorumluluklardan sonra, beraber görev yaptığımız komisyonlardan da benim edindiğim izlenime göre bu Bakan bu yetkileri kullanıp kullanmama konusunda bir tereddüt taşır diye düşünüyorum.
Bunu ilettikten sonra da 9'uncu maddeyi okurken hem Meclisimize hem de bizi dinleyen yurttaşlarımıza ve özellikle de Bakanımıza bir konuyu daha hatırlatma gereği duydum. Çünkü, bu 9'uncu madde, askerî hâkimlere görev yaparken disipline uygun olmayan, mazeretsiz işe gelmeyen, hatır gönül için iş yapan konularda verilecek cezaları düzenliyor ve bu cezaların içerisinde "Mazeretsiz görev yerine gelmeme, aşırı borçlanma nedeni gibi disiplinsizliklere sadece uyarma cezası verilir." diye bir maddesi var. İster istemez bu maddeyi okurken geçmişte disiplinsizlik nedeniyle, emre itaat etmeme nedeniyle ya da aşırı borçlanma nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişiği kesilen askerlerimizin eşitsizliklerini nasıl gidereceğiz diye bir kez daha sormayı bir görev saydım. Çünkü, 2011 seçimlerinden sonra, 24'üncü Dönemde görev yaptığımız süre içerisinde Türk Silahlı Kuvvetlerini ilgilendiren bütün kanunlarda hem komisyonda hem bütçe görüşmelerinde hem de Mecliste bu konuyu defalarca dile getirmişiz. Biraz önce Bakanımızla yüz yüze de görüşme olanağı buldum. Bakanımız da bu konuda her zaman iyi niyetle bu sorunun çözülmesi gerektiğini -hatta burada da- ifade eden açıklamalarda bulundu. Bunu bir kez daha Maliye Bakanıyla... Çünkü, hep bu tür konular gündeme geldiğinde Maliye Bakanlığı izin vermiyor, "Bütçe buna müsaade etmiyor." deniliyor. Burada vaktimiz olmadığı için uzun uzun bütçede nelere müsaade edildiğini açıklamamıza gerek yok çünkü bunu hem Sayın Bakan biliyor hem de bütün yurttaşlar ve milletvekili arkadaşlarım da biliyor. Yani sayıları 1.500'ü aşmayan bu arkadaşların bu eşitsizliklerini giderme, Türkiye Cumhuriyeti'nin maliyesini batırmaz ama sadece şu kanunla, 9'uncu maddede görüldüğü üzere, askerî hâkimlerle bile ortaya koydukları eşitsizlikleri kaldırmak gerekiyor. Bunu bir an önce yasalaştıralım, iki satırlık bir yazıyla -6191 sayılı Kanun'du sanıyorum- diğer şûra kararıyla atılan askerlerin tekrar göreve dönmelerini sağlayan olanak neyse, resen emekli edilen, hem siyasi nedenlerle hem de disiplinsizlik nedenleriyle hem de borçlanma nedenleriyle Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilişkileri kesilen arkadaşlarımızın bu eksiklerini giderelim. Sayın Bakan, değilse bu dönem sonunda hem sizi hem de beni resen emekli edebilir seçmenler. Yani bunu çok açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. Bu sorunu mutlaka çözelim. Çünkü hakikaten büyük bir yara.
Bir başka sorunu daha dile getirmeyi, yine Millî Savunma Komisyonunda partimiz adına görev yapan bütün arkadaşlarım adına belirtmeyi bir görev sayıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerindeki eşitsizliğin en önemli nedenlerinden birisi de Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yaparken gazi olmuş, hayatını kaybetmiş bütün asker yakınlarına, özlük hakları, emekli maaşları, tazminatları, bu haklar verilirken intihar ettiği düşünülen, intihar eden ya da intihar ettiği sanılan askerler bu haktan mahrum edildi ve defalarca biz, asker kardeşlerimiz askere gelirken gayet sağlam olarak askere alındıklarını ama intihar etme nedenlerini ortadan kaldırmadan bunları önleyemeyeceğimizi, kimin ne şekilde intihar ettiğinin ya da ettirildiğinin de her zaman bir soru işareti olduğunu ifade ederek bu eşitsizliği de gidermelerini... Çünkü, aklıma şu geliyor mesela: Albay Tatar'ın intiharını, bunu nasıl unuturuz ya da askere gittiğinde ya dışarıdaki nedenlerden ötürü ya da oradaki yaptıkları zor koşullardan ötürü intihar eden asker kardeşlerimizin yakınlarına niye bu hakları vermeyiz, hâlâ cevap bulabildiğimiz bir soru değildir.
Onun için, bu sorulara cevap aramak yerine bu eşitsizlikleri giderecek düzenlemeleri bu dönem sona ermeden yapmak, hem Türk Silahlı Kuvvetleri adına görev yapan komutanların hem Millî Savunma Bakanının hem de Meclisimizin yüce bir görevidir diye düşünüyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)