| Konu: | HDP Grubunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan Uludere (Roboski) katliamının tüm boyutlarıyla araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergenin (10/436) ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Şubat 2015 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 18.02.2015 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına sizleri selamlıyorum. Ancak sözlerime başlamadan önce şunu söylemek istiyorum çünkü demin Meclis Başkanlığına bizzat dilekçe verdim: Sayın Başkan, sizin önünüzdeki tokmak kanlı bir tokmak, suç delilidir, tutamazsınız orada, adli emanete alınması lazım. Oradan kan örnekleri, tahlilleri için, parmak izi için, lütfen, o suç delilini derhâl kavaslara teslim edin çünkü dilekçe verdik.
BAŞKAN - Neden, nereden bahsettiniz, hangi araçtan?
HASİP KAPLAN (Devamla) - Bir de -o çelik kasayla ilgili de- çelik kasa da darp aracı olarak kullanıldı, onun da alınmasını istiyorum çünkü dünkü torba görüşmelerine bu suç aletleriyle kan bulaşmıştır, suç delilidir onlar. Hukuk devletlerinde -siz de bir hukukçusunuz, ki bilirsiniz- bu tür deliller güvence altına alınır ki ileride -failler bunu- delil olarak bunun değerlendirmesi yapılsın.
Değerli arkadaşlar, beni üzen bir şey oldu: Dün 72 milletvekiline verilen söz gerçekten güzel bir davranıştı, kadına şiddeti burada herkes konuştu, duyarlılık istendi ama Halkların Demokratik Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Pervin Buldan ve Halkların Demokratik Kongresi Eş Başkanı Sebahat Tuncel, bu kürsüde AK PARTİ'nin erkek Grup Başkan Vekili Sayın Elitaş'ın saldırısına uğradı ve fiilî darp edildi, Sayın Tuncel yaralandı. Dilerdim ki, bu, kadına şiddetin konuşulduğu, 72 kişinin konuştuğu bu Mecliste, kadın olan başkan vekilinin önce, sonra kadın olan grup başkan vekilinin, sonra AK PARTİ'nin bütün kadın vekillerinin bunu kınamasını beklerdim ama lal olduklarını gördüm, lal, lal. Kadına karşı şiddeti 72 kişinin konuştuğu burada kadın saldırıya uğruyor ve bir grup başkan vekili, erkek, çıkıyor, televizyonlarda diyor ki: "Kadınların saldırısına uğradım." Bu kamera görüntüleri, bu gök kubbe, buradaki 400 milletvekili, Tanrı buna tanıktır ki, bu görüntüler bütün kamuoyuna dağıtılacaktır. Yalancıların, iftiracıların, kadına şiddeti bu Meclisin çatısı altına taşıyanların İç Tüzük'ten disipline, cezaya kadar ve toplum vicdanında mahkûm edilmesine kadar bunun takipçisi olacağız.
Değerli milletvekilleri, biz bu Mecliste elbette ki muhalefet partisi olarak, İç Tüzük'ten gelen, iktidarın bütün keyfî uygulamalarına karşı sesimizi çıkaracağız, bütün İç Tüzük haklarımızı kullanacağız ve elbette ki istemediğimiz yasaların çıkmaması için engelleyeceğiz. Bu anayasal bir hakkımızdır, bu İç Tüzük hakkımızdır. Bu araştırma önergelerini de bunun için indiriyoruz, dört parti grubu indiriyor. Biz üç parti grubu, bunları, güvenlik paketiniz, kanlı tokmak paketiniz geçmesin diye getiriyoruz, bu faşist paketin geçmemesi için getiriyoruz. Ayrıca, önemli konularda getiriyoruz.
Sizin önergeleriniz gelecek birazdan buraya, mart ayının sonuna kadar yirmi dört saat Meclise çalışma takvimi koyuyorsunuz. Mobbingdir bunun adı, angaryadır bunun adı; insan haklarının, hukukun, demokrasinin, insan sağlığının, insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır. Siz köle misiniz? Siz biat eden emir kulları mısınız? Siz bu Meclisin birilerinin emri altında Kunta Kinteleri misiniz? Siz talimatla esas duruşa gelen "Terracotta" askerleri misiniz? Bu Meclis, bu milletin iradesi bu kadar esir, bu kadar teslim, bu kadar suskun kalacak mı? Biz kalmayacağız, Halkların Demokratik Partisi kalmayacak. Gerçekler için, hakikat için, insanlık için, demokrasi için konuşacağız, konuşacağız, konuşacağız. Biz milletin vekiliyiz, milletin gücüyle geldik bu kürsüye oturduk.
Dün -İç Tüzük için, tam on iki sayfa- İç Tüzük hakkımı kullanmak istedim, başkan vekilinden söz alamadım. Başkan vekili burada, kendi iktidar partisinin talimatıyla burayı yönetmeye çalışıyordu, başkan vekili burada bize söz hakkı vermiyordu. Başkan vekili burada milletvekillerinin milletin iradesiyle gelmesini unutmuştu, milletvekillerinin de oy alarak seçildiğini unutmuştu, onların temsil ettiği milyonları unutmuştu, halkı unutmuşlardı, İç Tüzük haklarını yok saydılar, Anayasa'yı yok saydılar, hukuku yok saydılar. Burada, bu Başkanlık kürsüsünün önünde ben dururken buraya gelen arkadaşlarımız... Söz hakkı konusunda, centilmenlik gereği önceki söz hakkının ana muhalefet partisi grup başkan vekiline verilmesi gerekirdi, doğru olan budur, benim vicdanım, benim erdemim, grubumun ahlaki durumu bunu gerektiriyordu. Sayın Gök'e söz sıramı verip sonra konuşacakken buraya Elitaş'ı davet edip kürsüyü işgal ettiniz.
Şimdi, hiçbir şey olmamış bu çatının altında, kan dökülmemiş, yaralı yok, kafa kırma yok, insan onurunu kırma yok, şu gördüğünüz çiçeklerin arasında bayılan milletvekili yok, hâlâ hastanede milletvekili yok, hiçbir şey olmamış değil mi? Özür dileme de yok mu? Ya disiplin yok mu? Ya ceza yok mu? Ya müeyyide yok mu? Ya kural yok mu? Orman kanunu mu, dağ kanunu mu; ne uygulanıyor bu Meclisin içinde arkadaşlar? Bu kadar tutarsız, bu kadar duyarsız, bu kadar keyfî, bu kadar zalim olursanız -bakın, Birleşmiş Milletlerin 666 sayılı Kararı var, zalim diktatörlüklere ve keyfî yönetimlere karşı halkın meşru direniş hakkı vardır- bundan sonra bizi bu noktaya çekerseniz meşru direniş hakkını kullanırız.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Konuşmanda bile şiddet var.
HASİP KAPLAN (Devamla) - 350 kişiyle burada bize terör estiremezsiniz, Mecliste devlet terörünü estiremezsiniz. Bu terörü Roboski'de, Uludere katliamında da uyguladınız, Uludere katliamında 34 insanımızı öldürdünüz. Uludere katliamında gelen dosyayı kapattınız burada, kapattınız, Uludere'deki katliamı Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonunda boğdunuz, "zorunlu hata" dediniz. Sonra ne çıktı ortaya biliyor musunuz? Namuslu insanlar var, Albay Eker, 23 Aralık 2013, büyük bir gazetenin sürmanşetindeydi, ifadeleri olduğu gibi çıktı ve orada Yarbay Taner ve orada Tuğgeneral Halil Erkek, ben bu insanları arazide gezen bir milletvekili olarak tanıyorum, iyi tanıyorum, bunlar vicdanlı insanlar, bunlar "Kaçakçı grubu bunlar, tanıyoruz." dediler çünkü Bilican Tepesi'nin en uç noktasında bu yarbaylardan biri görev alıyordu. O noktada kimin gelip kimin gittiğini biliyordu ve 2. Ordu Komutanlığına, istihbarata bildirdiler: "Kaçakçı grubudur, vur emrini durdurun." dediler. Arkasından ne oldu? "Topçu ateşi yapılsın." diye söylüyorlar, Genelkurmayın hava harekâtına karar verdiği söylendi. Tekrar uyardılar: "Vahim bir şey olacak." dediler, oradaki bu üst rütbeli, oranın hayatının içinde olan insanlar. Malatya'daki 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığını aradılar "Yanlış yapıyorsunuz, top ateşlerini durdurun, sınırı geçince alırız." dediler. Bu kadar basit fakat predatorleri de izledik, insansız hava araçlarını, Heronları yani kumandası birisi Washington'un, birisi Tel Aviv'in elinde olan, birisi de MİT'in elinde olan araçlardan birileri Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e -burada da o gün MGK toplantısı vardı- Hükûmete, dönemin Başbakanına bilgi veriyor ve bütün bunlar yok sayılarak vur emri veriliyor; 34 can paramparça oldu, 34 kardeşimiz. Şimdi, bu soruşturmayı kapattılar, bu soruşturmayı Mecliste siz kapattınız, önce siz kapattınız. Bu vicdansızlık, bu vicdan cehennem azabında sizi diri diri yakacak, cehennem azabından inancı olanlar kurtulamaz, buna imza atanlar kurtulamaz. Sonra, bu dünyada bunun hesabını biz soracağız, siyaseten soracağız, hukuken soracağız, insan olarak soracağız, vicdanen soracağız, anladığınız dilde soracağız. Ve Anayasa Mahkemesine sesleniyoruz. Bireysel başvurulara derhâl ihlal kararı verin, derhâl dosyaları gönderin. Meclise sesleniyorum, vicdanınız varsa, cüzdan olmadıysa sizde, vicdanınız nasır tutmadıysa gelin buna imza verin, tekrar kuralım komisyonu. Bu kadar basit, bu kadar basit, anladınız mı? İnsanlık için bir adım atın, insanlığınızdan utanmayasınız diye bunu söylüyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)