GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Grup Başkan Vekili Bingöl Milletvekili İdris Baluken tarafından, Türkiye'de çocuk ölümlerinin tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla 11/7/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 19 Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:58
Tarih:19.02.2015

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çocuklara yönelik yaşam hakkı ihlallerinin araştırılması ve önlem alınması için HDP Grubu tarafından verilen araştırma önergesi üzerine söz aldım.Yaşam hakkı ellerinden alınan, katledilen tüm çocuklarımızı saygıyla anıyorum, sebep olanları da kınıyorum.

Sayın milletvekilleri, her biriniz duygusal konuşmalara başladığında ağzınızdan illa da kadınlar, çocuklar ve gençler dökülür, "Şunu yaptık, bunu ettik." sözleri sıralanır. Gelin görün ki durum hiç de öyle söylendiği gibi değildir. İşler, kadın, çocuk ve gençleri hayatta tutmaya, ölümlerine mani olmaya, temel haklarını sağlamaya ve önlerine toplum ve devlet tarafından çıkarılan engelleri kaldırmaya dayandığında birçoğunuzun hayatından çok edebiyatı, kürsü hatipliği lafta kalır. Kimlik ve mezhepler üzerinden damgaladığımız ailelerimizin biricik evlatları gibi devlet kurşunuyla ölen Berkin Elvan gibi, vahşice öldürülen Ali İsmail gibi, Uludere'de katledilen, ölüme gönderilen, soğuktan donup açlıktan ölen çocuklarımızın... Toplumu kutuplaştırmayı bile çocuklar üzerinden yürüten, o süslü sözlerinizle çürütmeye yüz tutan, söz söyleyebilecek bir söz bulamayan sözlerinizi duymak isterim.

Çocuklar üzerinden yürüttüğünüz güvenlik siyasetiniz ve Gezi direnişinde milyonlarca gencimizin karşısında "Öldürme emrini ben verdim." diyen, hesap vermekten kaçan devlet politikanızla geleceğimizi bugünden çürütmüşsünüzdür. Oysa, çocukların ve gençlerin gözlerinden dökülen sert gerçekler, parlak sözlerinizi birden eritir, siyasetinizi hükümsüz duruma getirir. Kuru konuşmalarınızın ardından, nice çocuğumun yaşamı, binlerce kadının emeği ve geleceği çözülmeyi bekleyen yüzlerce sorunla baş başa kalır.

İş lafa gelince mangalda kül bırakmayan sizler için geleceğinizdir gençler, cennetinizdir kadınlar, göz bebeğinizdir çocuklar ama bu sözlerin hiçbiri gerçek değildir, sahtedir. Gerçek olsa kadın ölümü, taciz ve tecavüzün oranı bu derece artmaz, bu kadar çocuk işçisi olmaz, çocuklar ölmez. Gelin görün ki, ağzınızdan düşürmediğiniz kadın ve genç çocuklar, iş gerçeğe dökülünce, konu kadınların, gençlerin ve çocukların yarını değil de bugünü olunca, dertler dağları aşıp önünüze serildikçe, susmasını istediğiniz kadınlar ve gençler haklı çığlıklarını dillendirdikçe birden sessizliğe bürünürsünüz.

Siz, çocuklara çığlık atmayı öğreteceğinize çığlık atmayacak ortamı yaratmalısınız. Kendiniz bile bu sözlerinize inanmıyorsunuz. Kadınlar, kendileri ve çocukları için, şiddete karşı huzuru ve özgürlüğü, sömürüye karşı güvenceli ve görünür emeği, istihdam, sosyal adalet ve ayrımcılığı bitirmiş bir Türkiye özlemi için ne yaparız diye korkusuzca konuşmaya başlayınca birçoğunuz rahatsız olursunuz. Hele hele gençler haklarını arayınca, hatta bayramlarda koltuğunuzu devrettiğiniz çocuklar bile istemediğiniz sözleri söyleyince birden telaşa girer, panik butonlarınızı aramaya başlarsınız. Kadın sustukça ve ancak siz istediğiniz kadar konuştukça, istediğiniz kadar namuslu durup, buyurduğunuz kadar çocuk doğurdukça makbul olur. Sanmayın çocuk düşmanıyız, sanmayın kadınların doğurmasına karşıyız. Kadınlar doğuracak ama sizin istediğiniz gibi susmayacak, susturulamayacaktır.

Daha iyi bir Türkiye için yaşamaya kararlı, konuşmaya ve sorunlarını özgürce paylaşmaya kararlı çocuklar, gençler ve kadınlar karşısında âciz kalan diliniz tutulur, iç güvenlik paketine sarılır ve savcının yetkilerini valiye devretmeye, gözaltı sürelerini uzatmaya kalkarsınız. Sapana silahtan daha fazla ceza verecek bu yasa başlamadan Avrupa Birliği Bakanınız bu tasarıdan güç alır, çocuğa, kadına şiddete karşı, hukuka değil, silaha sarılacağını baştan vadeder. Kanun görüşmeleri için konulmuş Meclis tokmağı demokrasiye darbe için milletvekillerine vurulur, kadın vekillere şiddet uygulanır.

Sayın milletvekilleri, biz kadınlar, çok değil, daha iki gün önce ülkemizi simsiyah bir yasa boğan Özgecan'ın yakılarak katledilmesi karşısında ortak bir tavır sergilerken, İstanbul'da Kübra Kart'ın parçalanmış bedenine kahrolurken, ocak ayında İzmit'te eli kesilerek öldürülen Manisalı Nuran Dutlu, kar topu oynarken kar topu uğruna öldürülen gazeteci Nuh Köklü'nün ölmesine Meclis sıralarında utanarak tanıklık ettik. Utandık mı acaba? Utanmış olsaydık bugün burada bunları söylemezdik. Özgecan'ın katillerini yaratan, zemininin üzerine şuursuzca basa basa yürümeye devam eden, şiddeti kınadığı gün dahi şiddetine ara vermeyen bu Meclis sıraları, özellikle biz kadınların gözünde bir utanç tablosuna imza atmış, samimiyetini bir kez daha yitirmiştir. Kadın ve erkeği bir türlü eşit görmeyen Cumhurbaşkanınızdan tutun da kadınlar için önlem, destek ve koruma çözümü değil, kabadayı gibi el kırmaya kalkan Başbakana, erkek şiddetini hiçbir önlem almadan idamla geçiştirmeye kalkan, ölümlerin üzerine ölüm hıncıyla gidince adalet sağlayacağını zanneden Adalet Komisyonu Başkanına, çocuk ve kadın katliamı karşısında şuurunu kaybedip silaha sarılan Avrupa Birliği Bakanına, kendi yarattığı adalet düzenine dahi güvenmeyen Sağlık Bakanına yetki verip kadınların sağlığı ve doğumu hakkında ahkâm kestiren bu Hükûmete, biz kadınlar, gençler ve çocuklarımızın söyleyecek çok sözü var.

"İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." diyenler, çocuk ve kadın ölümleri, gençlerin kurşunlara hedef olması karşısında günü kurtaracak sözler söylemekten öteye geçemez. Şiddeti önleyecek yollardan ziyade, şiddet sonrası ne yapılacağını, hadım mı idam mı yasasını çalışanların bu şiddet yasasıyla ilgili söyleyebilecek hiçbir sözleri yoktur. Butonla, bileklikle Meclisin vicdanını oyalayan, tıpkı Başbakan gibi, eski Bakan Sayın Fatma Şahin'in konuşmasındaki gibi, kurumunu açıkça vesayetle yöneten Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı gibi geleceğimizi tam bir çaresizliğe sürüklemektesiniz. Sürüklemenize asla izin vermeyeceğiz.

Ey AKP sıraları, sizlere sesleniyorum. Sizin döneminizde nefes almakta zorlandı güzel ülkem. Çocuğun, kadının ve gençlerin gelecek umudunu kararttınız. Kadınların sadece birbirlerine değil, her ortamda sözünün olması, emeğinin değer kazanması adına attığımız her adıma sessiz kalan, soru önergelerimizi odasında bekletip göndermeyen Aile Bakanının "Çığlık atın." çağrısı, kadınların haklı isyanı karşısında hükmünü yitirmiştir.

Yasa için kullanacağınız tokmağı demokrasiye darbe için vuran bu kültürle hepimizin, hepinizin yüzleşmesi gereklidir. Kadını yok sayma, çocuk haklarını yok sayma kültürünün sınır tanımadan devam etmesi karşısında Meclisten sokaklara, evlerden işyerlerine kadar uzanan şiddetin, çocuk, gençler ve kadınlara yönelen ayrımcılığın yok sayılmasının nasıl ağır sonuçlara yol açtığını göreceksiniz.

Biz buna izin vermeyeceğiz. Bizim önceliğimiz çocuklarımız, yaşam ve eğitim hakları başta olmak üzere, ihtiyaçlarının karşılanması ve kişiliklerinin özgürce gelişmesine katkı sağlayacak koşulların oluşturulması ve güvence altına alınmasıdır.

AKP döneminde çocuklarımızın yaşam hakkının gerek şiddetle gerekse sosyal hakların etkisiz biçimde sağlanmaması nedeniyle yeni kuşaklarımız uçurumun eşiğindedir. Biz Cumhuriyet Halk Partililer olarak özellikle kız çocuklarımızın bedenleri üzerinden yürütülen siyaset anlayışını, erken yaşta toplumsal cinsiyet ve çarpıtılmış, tek tip hâle getirilmiş inanç temelli kimliklerin çocuklarımıza dayatılmasını reddediyoruz. Biz, AKP'nin toplumda yaratmaya çalıştığı en büyük felaket olan küçük yaştan başlayacak bir kutuplaşmanın ve gerilimin çocuklarımıza da uzanmasına asla izin vermeyeceğiz.

Biz, tüm çocuklarımızın, kadınların ve gençlerin, ayrımsız biçimde eşit yurttaşlığa dayalı haklarını sonuna dek kullanması için, sizin devlete ve topluma düşürdüğünüz gölgeyi ortadan kaldıracağız.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SAKİNE ÖZ (Devamla) - ...çocuklarımızın güvencesiyiz, kadınlarımızın güvencesiyiz.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)