| Konu: | 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı ile kendi kanun teklifinin birleştirilmesini kabul etmediğine ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 58 |
| Tarih: | 19.02.2015 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, biraz önce, Komisyondan gelen teklifte benim de adım geçti. Birden fazla verdiğim kanun teklifi var; birleştirilmiş, görüşülmüş ve bugün burada görüşülecek. Şimdi, öncelikle şunu ifade edeyim: Benim için bir zulüm ve zül. O zül ne? Hükûmetin getirdiği bir tasarıyla benim tekliflerimin görüşülmesi benim açımdan bir zül. Bunları yarın öbür gün okuyacaklar, ne olduğunu bilmeyecekler ve diyecekler ki: "Sezgin Tanrıkulu, Cumhuriyet Halk Partisi bu Hükûmetin getirdiği bu otoriter yasaya ortak olmuş." Dolayısıyla, ben bir yasa tasarısı hazırlarken, partimiz bir yasa tasarısı hazırlarken öncelikle insan haklarına, özgürlüklere ve yurttaşın haklarına özen gösteririz, en azından böyle yaparız. Ama Hükûmetten gelen bu tasarı ile bizim tekliflerin birleştirilmesini ben kabul etmiyorum, partimiz kabul etmiyor. Dolayısıyla, ilk önce şu metinden bizim isimlerimizi çıkarın. Bu Meclisin tarihinde, ben Sezgin Tanrıkulu olarak, CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı olarak ve milletvekili olarak böyle anılmak istemiyorum; öncelikle bu. Çünkü bizim görüşümüz alınmadı ve böyle bir otoriter yasaya, böyle bir faşist yasaya ben ismen ortak olmak istemiyorum.
Şimdi, ben burada sorarım bütün milletvekillerine, hatta Sayın İçişleri Bakanımıza sorarım, kendisiyle bir hukukumuz da var: Şimdi hangi yetki sizin sokaktaki şiddeti engellemeye engel, hangi yetki? Bana söyler misiniz, hangi yasada hangi yetki engel?
OKTAY VURAL (İzmir) - Demek ki bugüne kadar izin vermişler.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Dolayısıyla, neden bu ihtiyaç var? Bize bir izahat verin ya. Beraber de çalışmışız; ben Diyarbakır Barosu Başkanlığı yapmışım, Sayın İçişleri Bakanı Diyarbakır Valiliği yapmış, aynı dönemde çalışmışız. "Elimizdeki şu yetkiler eksiktir, dolayısıyla, bu yetkiler bize lazımdır." desin ben de ikna olayım, evet diyeyim kendisine. 2006 yılında -keşke bunları başka ortamlarda konuşabilsek- o zaman da yetkiler vardı, o zamandan bu zamana ne değişti?
Bakın, 6-7-8 Ekim olaylarının nasıl olacağını aynen İstanbul'da Güngören'de, Bağcılar'da Serap'ın başına gelenler gibi bir yıl, iki yıl sonra öğreneceğiz; bayrak asma olayında olduğu gibi öğreneceğiz, kimlerin nasıl provoke ettiğini öğreneceğiz.
Bakın, bu yasa... Bir olayın sonucu kime yarıyorsa bu yasa da ona yarıyor. O olay da kime yarıyor? Hükûmete yarıyor. Niye? Çünkü bu yasayı getirmenin gerekçesi oldu. Dolayısıyla, o olayın müsebbibi de -açık söylüyorum- bu Hükûmettir ve karanlık güçlerdir. O karanlık güçlerin ve bu Hükûmetin başlattığı olaylardan -açık söylüyorum, bunu inanarak söylüyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - ...tutanaklara geçsin diye söylüyorum- böyle bir otoriter yasa...
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu, konu anlaşılmıştır.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Hayır, bir saniye...
...çıkarma sonucuna varamazsınız, varamazsınız. Anayasa'ya aykırı...
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, bir saniye...
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, ama lütfen...
Sayın milletvekilleri, lütfen...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, bir saniye... Lafımı kesemezsiniz.
BAŞKAN - Zaten konuşuyorsunuz Sayın Tanrıkulu, lafınızı kesen yok ki.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Bakın, bir iki dakika daha konuşacağım.
Bakın, ben şunu söyleyeceğim Sayın Başkan: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye'den 3'üncü başvuru yapan avukatım, binlerce kez Türkiye'yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde mahkûm ettirmiş bir avukatım. Neden? İfade özgürlüğünden, yaşam hakkından, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkından mahkûm ettirmişim.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - İşte eski Türkiye'de vardı o.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Bununla bir kez daha mahkûm olacak Türkiye. Buna hakkınız var mı?